Yeşil çuhalar

m.demirel1071@hotmail.com

 

-Hocam gel bir çay içelim.

-Eyvallah! Dedim ve girdik lokale.

Girdik; tanıdıklar oturmuşlar okey oynuyorlar. Sağ olsunlar her masadan ayrı bir davet var. En yakın olanına oturduk.

Okey oynamasını az çok biliyoruz ama, kahve kültürümüz iyi sayılmaz.

Çayımı yavaş yavaş yudumlarken bir baktım ki; Hocam eşine göz kırptı, eşi de ona iki gözünü kırparak cevap verdi. İki tur sonra ise sağındaki ve solundakine çaktırmadan, yumruk olmuş orta ve işaret parmağının arasından başparmağını çıkardı ve eşine baygın baygın bakmaya başladı. Eşinin yüzünü tebessüm kapladığında bende o an şimşekler çaktı.

"Eyvah görmeyeli bizim hocalar yumuşamışlar" diye düşünürken bizim hoca, "Bu iş buraya kadar" deyip oyunu bitirince uyandım.

Günaha girmiştim, kahve kültürümüzün zayıf oluşu, bizi münafıklığa itmişti. Yeşil çuhalarda bu oyun oynanırken, eş ile uyum ve iletişim önemliymiş. Meğer tek göz kırpmak, "tek taşa kaldım." Yumruğun arasından parmak çıkartmakta, "ara taş" manasına geliyormuş.

Ne diyeyim, "Allah ön yargılı düşünen beni af etsin. Etsin de, ön yargılı düşünen herkesi de afetsin."

Hocam diyor ki; "yeşil çuhalarda ve eşli oynadığın oyunlarda UYUM ve İLETİŞİM önemlidir. Geçtiğimiz günlerde başka bir eşle oynadım, anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Ödediğim hesapta cabası. Eşimle uyumu yakalayamadım. Elim bitik okey arıyorum. Eşime baktım başını çeviriyor. Anladım ki okey atmaya dönüyor. Elimi bozup, koltuğumu taşlamaya başladım. İki el sonra rakiplerimiz bittiğinde şaşırdım. Eşimin ıstakasına baktığımda, bitmesi için daha iki taşa ihtiyacı olduğunu gördüm. Kendisine sordum;

-Yahu dönüyorum işareti vermedin mi?

-Ne dönmesi abi!

-Sana bittim işareti verdiğimde, bana tebessüm edip boynunu çevirmedin mi?

-Yok, yanlış anlamışsın, Üzerine afiyet boynum tutulmuşta, ara da sıra da rahatlamak için boynumu çeviriyorum.

Hoca diyor ki; bu oyunda UYUM ve İLETİŞİM önemli.

Yeşil Sahalar

Takımlar hemen hemen kadrolarını şekillendirdiler.

Profesyonelce olaya yaklaşanlar bir önceki sezonun analizlerini iyi yaptılar. Yetersiz gördükleri mevkilere transferler yaptılar.

Sezon başı yapılanmasında, müsabaka dönemine kadar geniş bir zaman dilimi hocanın da geniş bir hareket alanı var.

Kadrosunda fazla oynama yapmayanlar için sıkıntı yok. Eksik gördükleri mevkilere yaptıkları iki üç transfere, maç için kazandırılmış olan donanımların daha fazla otomatik hale gelmesi, için çalışmalar yapacaklar o kadar.

Ancak başlayacak olan yarışta, Bolusporumuz'a biraz zaman gerek diye düşünüyorum.

Yani yaptığımız hazırlık maçlarının sonunda alınan sonuçlar ne bizi çok fazla sevindirmeli ne de çok fazla üzmeli.

Hakikaten bu sezon isim olarak iyi transferler yaptık. Bireysel kalite olarak takımımıza katkı sağlayabilecek oyuncuları kadromuza katarak rakiplerimize gözdağı verdik. Ancak ne kadar bireysel kalitesi yüksek oyuncuları bünyemize katarsak katalım, bu oyuncuların bir birlerini tanımaları birbirlerini anlamaları zaman alacaktır.

Futbol oynayabilmek için bir takıma kazandırılması gereken donanımların yanında, saha içersinde bir bakışla, ya da bir hareketle birbirlerinin ne yapacaklarını anlayabilmelerinin yolu hazırlık maçlarından geçmektedir.

Eğer, yeşil çuhalarda iki kişi ile arasında oturarak oynanan oyunda bile, UYUM ve İLETİŞİM önemli bir etken oluyorsa, yeşil sahalarda ve hareketli ortamlarda mücadele eden onbir kişinin birbirini tanıması, sistemin oturması için zamana ihtiyaç olduğu da hatırlanmalıdır.

Bizim gibi 16 yeni transfer yapmış ve kadrosunda büyük ölçüde revizyona girerek, yeniden yapılanmaya gitmiş takımların seyircilerine tavsiye edilen en büyük ilaç; "SABIR" dır.

Ehhh! O şifalı ilaçtan da,  biz de zaten bolca var değil mi?