Halkın vicdanının SESİ olmak SUÇ değildir

Yağcılık Sanattır

Muharrem Demirel

    14 Temmuz 2013

    Sen bülbül sesi dinledin mi sen, şöyle içinden gelerek,

    Gönlünde hissettin mi o sesteki ahengi...

    Alıp götürdü mü seni bir yerlere... Ruhunda değişiklikler hissettin mi?

    Sana söylüyorum Karga!

    Nasıl gelirsin bu oltaya.

    Söyle bakayım!

    Gak!

    Bir daha söyle!

    Gak!

    Bir daha, bir daha söyle!

    Gak! Gaaaak! Gaaaaaak!

    Sonra Gak, sonra gene gak!

    Niyeti belli tilkinin, karganın ağzındaki peyniri yiyecek.

    İkisi de yer...

    Karga yalakalığı,

    Tilki peyniri...

    Tilki sonra çevresine bakar,

    Yeni kargalar arar.

    Muhteremler etrafınıza bir bakın hele, ne tilkiler göreceksiniz, tabi kargaları da...

    "Kel başa şimşir tarak," hediye edenler,

    "Ağamsın paşamsın" diyenler...

    "Bulgur dövücünün "hıh" deyicileri."

    Daha daha niceleri...

    Say say bitmez valla.

    İstersen etrafına bir daha bak anla.

    Halk diliyle yalakalıktır adı, kibarca sı ise dalkavukluk.

    Kimler bu yağları yer?

    Tecrübesiz, kendine güveni olmayan kompleksli ve çabuk gaza gelen tipler...

    Bu tipler vıcık vıcık yağdan nasiplenirler; "yahu ben neymişim" diyerek, gostak gostak gezerler,

    Her şeyi bilirler, ulema kesilirler, fetva verirler.

    Doğru söyleyenleri de sevmezler

    Bilmezler ki;

    Bir yalakanın kıçına vurulan tekme, gerçeklere açılan kapının anahtarıdır.

    Ama vurmazlar.

    Yağlanmanın verdiği hazla, kendilerinden geçerler, şişerler şişerler...

    Gün gelir, aynı yağcıdan tekmeyi yerler.

    "Yalayanın ısırdığını" anlarlar, anlarlar da iş işten geçer.
    Menfaat kayığında iken, "isabet buyurdunuz efendim, siz bilirsiniz efendim" diye eğilip bükülenler,

    Menfaat kayığından indiklerinde aramaya başlarlar yeni efendiler.

    Çünkü yağcı için önemli olan davranışların menfaate dönüşmesidir,

    Önemli değildir kişiler.

    Şimdi yeni efendisinin karşısında yalakalık yapar ahenkle dans eder.

    Gelene methiye, gidene mersiye düzer.

    Yağcılar ise çeşit çeşittir.

    Her zaman makbul olan ise ayçiçeği yağcısı tipidir.

    Çünkü bu mübarekler(!)

    Güneşi nerede görürse o taraf dönerler.

    Kısacası;

    Eleştiri kültürünün gelişmediği toplumlarda yağcılık bireysel bir olgu değil salgın bir hastalıktır.

    Ama her ne olursa olsun,

    Yağcılığı becerebilmek bir sanattır(!)

    Bu sanatı yiyenler ise su katılmamış ahmaktır.

     

                                                             

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak