BolununSesi; Halkın Gazetesi

Tatlı Kardeşim...

Muharrem Demirel

    14 Ekim 2013

    "Oğlum kalk babanı bekletme..." diyerek uyandırırdı annem.
    Sonra
    "İki salla bir bağla. Üç salla bir eğil unutma..."
    Elinden tutup, Akpınar Mahallesi'ndeki Keçeci Camii'ne giderken böyle tarif ederdi babam bayram namazını.
    Ve böyle başlardı bayramlar.
    Sabahın ışıklarını sabırsızlıkla beklediğimiz ve bir türlü geçmek bilmeyen çocuksu heyecanlar,
    Ve de dört gözle beklediğimiz o mutlu sabahlar...

    Ve sonra...
    Hayatın acımasız gerçekleri ile yüzleştiğimiz anlar.
    Büyüyüp de kayıplarla yaşamaya alışmak zorunda kaldığımız, sevdiklerimizden birinin ikisinin olmadığı, garip bayramlar...     
    Sevdiklerinle beraber olamamanın beraberinde getirdiği o tarifsiz yanma...
    Ve ardından hüzünlerin yaşandığı, anlatılamadığı acayip bir dalgalanma.
    Bir başka;
    Mutluluk gözyaşı damlaları ile ıslanmış o yüze, öpüp başa koyarken o mutluluk ıslanmışlığını ellerin özlemesi...
    Bir başka;
    Elinin tersi ile çaktırmadan gözyaşlarının silinmesi...
    Bir başka;
    Sevdiklerinle beraber bayram geçirmek, kucaklaşmak, yakınlaşmak,
    Bir başka;
    Mutluluk gözyaşları ile ıslanmak.
    Yıllar geçse de alışamıyor insan bu gidişe,
    Boşuna dememişler, "Anne; üzerinde gezindiğin bağ, Baba; yaslandığın dağ" diye.

    8 yıl olmuş babam apansız bizleri bırakıp gideli...
    Evin direğinin biri göçeli...
    Evlere şenliklerle gelen bayram bizim Akpınar'da ki evimize gelmiyor.
    Eller öpecek eli, mutluluktan gözyaşı ile ıslanmış, O yüzü arıyor.
    Yaş 10-20-50 olmuş fark etmiyor;
    Babasını kaybetmiş olanların duyguları hep aynı, bir yanın boş; yalnızlık hep bir yanda duruyor.

    Bugün yine bir Kurban Bayram'ı sabahı...
    Gidişinin üzerinden yıllar geçti, geçti ama hala daha burnumda gidişinin acısı.
    8 kocaman sene geçmiş...
    Allahaısmarladık bile demeden aramızdan ayrılalı...
    8 senede 16 bayramı sensiz ve sessiz yaşayalı.
    Ramazan...
    Sonra, 2 ay 10 gün sonra Kurban...
    İkisi de, bayram ve hep böyle döndü devran. Ama bizim bir yanımız hep ama hep noksan.

    Fotoğrafına bakıyorum da şimdi...
    Çalışma masan ve üzerinde Nuri Leflef markalı, kahverengi boya ve beyaz cila,
    Ökçesini yapmış olduğu ayakkabı bir elinde, diğerinde ise, son rötuşu yaptığın fırça.
    Bir yanda limaki, bir yanda kerpeten, örs, ayakkabılar ve çekicin...
    Tam karşımda da bembeyaz saçların ve hep gülen yüzünle,
    Babam, yani Sen;
    Tatlı Kardeşim Cemalettin...
    Mekânın cennet olsun...
                                                                                                         
                                                  

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak