Bazılarını ofsayta düşürmek mi istiyor...

İmdat ASLAN köşesinde, "Bolu'da herhangi bir köşe yazarı Boluspor'un şampiyonluğunu nasıl etkiler?!...
 Bence tek bir şekilde etkiler!!!!
 O da, yanlış yapılanları bilmesine rağmen, yanlış kadrolarla sahaya çıkıldığını görmesine rağmen, insan ve dolayısı ile başkan,yönetici, antrenör, futbolcu, seyirci beşer, o halde şaşarda diyerek, doğruları yazmaz/ yazamaz ise Boluspor'a en büyük kötülüğü yapar !!!" Demiş.

Bu ne biliyor musunuz?

İsabeti, zamanlaması ve şiddeti iyi ayarlanmış, lokum gibi bir gol pası demek.

Pası atana bakıyorum acaba niyeti," bazılarını ofsayta mı düşürmek mi" diyorum.

Yok değil!

İyice bakıyorum, acaba diyorum;"savunma hattına gereksiz adam yığmak, takımın hücum gücünü mü azaltmak istiyor." Diyorum.

Yok, o da değil!

Biraz daha dikkat ediyorum, acaba diyorum; Boluspor üzerinden tribünlere mi oynamak istiyor." Diyorum.

O da değil!

Bu pası atan kim? İmdat ASLAN!

Toptan anlar mı?

Bilmem! Ama en azından, futbolun ilmi yönünü bilmediğini bilenlerden ve söyleyenlerden..

O zaman dikkate alınmalı ve pası kimlere atmışsa, atılanlar üzerlerine almalı.

Almalı da! İmdat ASLAN geniş alandan dar alana öyle pas atmış ki, bu pası alsan bir türlü almasan bin türlü!

Bu paslar dar alandan geniş alana atılırsa iyidir, takımı rahatlatır çoklu düşünme imkânı sağlar. Ama geniş alandan dar alana atılırsa insanın imanını gevretir.

Kaliteyi kabak gibi ortaya çıkarır, donanımın varsa, kapasiten varsa yıldız yapar,

Baskı altına sokar, çabuk ve doğru karar vermeye zorlar.

Kalıbının adamı mı, değil mi? Gösterir,

Ne getirir ne götürür? Hesabı yaptırır.

Ben bireysel oynamayı sevmem, görev anlayışları belirlenmiş ekip ruhunu yakalamış bir takımın, başarıya daha kolay ulaşacağına inanırım. Bazıları bireysel oynar ona da saygı duyarım.

Ancak ben üzerime düşeni sahanın o yanındayken de yaptım bu yanındayken de yapıyorum. Attığım paslardan insanlar rahatsız olacaklarmış beni pek üzmez.

Niye?

Dedik ya! Ben bireysel oynamayı sevmem ama takım oyununu iyi oynarım."Tribünlere hoş görüneyim." Demem.

Bacak arası atmadan, çelme takmadan, şarz yapmadan, faul yapmadan, çamur atmadan, çamura yatmadan sahanın öbür yanında vardım, bu yanında da varım...

Ha o zaman başlayayım.

Basın gördüğünü yazmazsa, yazarsa da; kaz gelecek yere göre yazarsa,

Taraftar Boluspor'un değil de, kişilerin yanında durursa,

Bazıları, "aman kimsenin nasırına basmayayım, sessiz durursam bana da sıra gelir" derse,

Aktif olması gereken birimler, sorumluluktan kaçarlarsa,

Zamanında rehberlik edici yazılar yazılmazsa, iş işten geçtikten sonra akıl verilmeye kalkılırsa,

Etkili ve yetkili birimlerde olanlar, zamanında söylenmesi gerekenleri, kuş uçtuktan sonra, "Hoca da çok yanlışlıklar yaptı." Diye söylemeye kalkarlarsa,

Yöneticiler, yöneteyim derken yönetilen konumuna düşerlerse,

Bolusporumuz'un geçen sezon olduğu gibi, bu sezonda hava alacağı unutulmamalıdır.

Boluspor da 39 yöneticimiz fedakârca çalışmaktadırlar. Kendilerine teşekkür borçluyuz. Ancak, hedeflere (amaçlara değil) tenkitlere açık olmakla varılacağı da unutulmamalıdır.

Çünkü Boluspor'u süper lige çıkartma sorumluluğu, sadece başkanın, yöneticilerin, teknik heyet ve futbolcuların üzerine yıkılamaz ve yıkılmamalıdır da.

O sorumluluk, haddini ve yerini bilmek kaydıyla hepimizindir.

Va mı yanlış?