Halk BolununSesi'ne güveniyor. Okunuyorsak sebebi budur

Şapur şupur öp beni

Muharrem Demirel

    13 Şubat 2013

    Ayın ondördü, sevgililer günüymüş...
    Her şeyin maddiyatı dönüştüğü, herkesin birbirine selam verirken bile bir şeyler beklediği, Aşkın ölçüsünün kredi kartının limiti ile doğru orantılı olduğu günümüzde, samimi sevgi kaldı mı ki...
    Kaldıysa, "ben de var" diyen varsa saygıyla selamlıyorum. Ve sözüm meclisten dışarı diyorum.
    Niye yazdık?
    Zamanımızda sevgililerde, sevgiler de değişti de ondan...
    Şarkılarımız bile nasibini aldı bu yozlaşmadan
    Eskiden sevgililer günü yoktu. Ama karşılıksız sevgiler vardı.
    Bir bakış ki; bir bakışa neler neler anlatır,
    Bir bakış ki; bir aşığı senelerce ağlatır."Dizelerindeki gibi, gözler ve sözler ikisi de bir şeyi gizler. Sözler ne kadar inkâr etse de, gözler her şeyi bir bir söyleri yaşayan sevgililer vardı, aşklar vardı, sevdalar vardı.
    Şarkılar bile duygu doluydu.
    Bir bahar akşamı rastladım size,
    Sevinçli bir telaş içindeydiniz.
    Derinden bakınca gözlerinize,
    Neden başınızı öne eğdiniz?
    Sözlerindeki incelikler, nezaket ve zarafetler yaşanırdı. O dönemler sevgiliye "siz" diye hitab edilen yıllardı.
    Öyle naif öyle hoş bir şarkıdır ki bu, o kadar içten, o kadar samimidir ki; insanın içinden bir şeyler kopardı dinlerken...
    O dönemlerde sevgilisinden ayrılanların,
    "Elbet bir gün buluşacağız,
    Bu böyle yarım kalmayacak,
    İkimizin de saçları ak
    Öyle durup bakışacağız."
    Diyerek birbirlerini hasretle bekleyen sevdaları vardı.
    Aşklar heyecanlı ve tutkuluydu. Sevdiğinin elini tutabilmek en büyük mutluluktu. Kalpleri kıpır kıpır, gözleri ışıl ışıldı insanların.
    Derken bir şey oldu, bir rüzgâr esmeye başladı. Batıdan Doğu 'ya... Bütün değerlerimizi aldı götürdü,
    Bakar mısınız şu şarkının sözlerine.
    Bas gaza aşkım bas gaza,
    Kim tutar seni, bas gaza.
    Yollar senin hiç durma.
    Hadi uçur beni durma.
    Duygu var mı?
    Yok!
    O güzel günlerden
    "Kız hepsi senin mi?"
    "Hadi gel yatağıma gel"
    "Çatur çutur ye beni, şapur şupur öp beni ." kaldı bize. Popüler kültürsüzlük içinde ki o sevimsiz rüzgârdan yadigâr.
    Bu sevgisizlik ve samimiyetsizlik ortamında da, herkes birbirini çatır çutur yemekte ve şapur şupur da öpmekte.
    Kadını da erkeği de, birbirini karşılıklı sevmekte.
    "Seviyorum." derken bile bir şeyler beklemekte.
    Candan, içten söylenen "seni seviyorum."un karşılığı ne pırlantadır nede bir çiçek.
    Şapur şupur öpçülerin sevgililer günleri, hadi gel yatağıma gel şarkısını dinledikten sonra bitecek ama Necdet Tokatlıoğlu nun
    "Gitmesin gözlerinden pırıl pırıl arzular,
    Eksilmesin yüzünden o tebessüm o bahar.
    Tanrım seni korusun kem gözlerden saklasın,
    Ağartmasın saçını şu geçen zalim yıllar.

    Tuttuğun altın olsun, gönlün neşeyle dolsun.
    Kader hep gülsün sana, mutluluk gölgen olsun.
    Layıksın övülmeye layıksın sevilmeye,
    Seni üzüp ağlatan, hasret kalsın gülmeye..."Dua şarkısının inceliğini ruhunda hissedenlerin sevgililer günü hiç bitmeyecek.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Önemli olan akıllı olmak değil, aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak