Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Atatürk'ün Askerleriyiz

Muharrem Demirel

    9 Nisan 2014

     

    "Kapıyı çaldık,

    Elinde Atatürk'ün posteri; "Atatürk'ün askerleriyiz" diye karşıladı,

    Başka bir kapıda ayakkabı kutusu ile karşıladılar" diyor AKP adına seçmenlerden oy istemeye giden bir kardeşimiz.

    Partimiz adına oy istemeye gittiğimiz seçmenler tarafından birkaç olayla bizler de karşılaştık.

    Aşağıda anlatmış olduğum

    "Vur patlasın çal oynasın." tarzında yaşayıp, güldürüp "İnnallahe meassabirin" çektirenleri de oldu,

    Başörtülü birkaç hanımefendi gibi üzenleri de...

     

    Koy versek olmaz mı?

    Saç sakal birbirine karışmış orta yaşlı bir bey açtı kapıyı,

    Baktım sağ elinde ağız kısmından tutulan bira şişesi ve aynı elde işaret ve de orta parmak arasına sıkıştırılmış külü dökülmek üzere olan bir sigara...

    İçeriden de Orhan Gencebay'ın;

    "Yazıklar olsun, yazıklar olsun
    Kaderin böylesine, yazıklar olsun
    Her şey karanlık, nerde insanlık.
    Kula kulluk edene yazıklar olsun
    " şarkısı inceden inceye geliyor.

    "Selamün aleyküm" dedim.

    "Aleyküm salladı biraderrrr, söyle bakayım seni hangi parti yolladı"diyerek aldı selamımı.

    Herhalde biraları bitmiş olmalı ki, benimle kafa bulmaya başladı.

    Tanıtım broşürünü verdim ekledim;

    "Oy istiyoruz" dedim,

    "Ondan galmadı,  goy vesek olmaz mı?"diye cevap verdi pişkin pişkin gülerek.

    İçerden birisi bağırdı:

    -Kim geldi lan!

    -MHP den gelmişler oy istiyorlar.

    -"Verem birader verem, sanki daha önce gelenlere vemedük mü? Bunlara da verem."

    İkram edilen biradan çekmedik ama içimizden de bol bol" İnnellahe meassabirin" çektik.

    Çekerken de aralarda tekrar tekrar oy istemeyi ihmal etmedik.

    Yani biz istedik, sağ olsunlar onlar da verdiler.

    Ancak,

    Ayılınca nereye atarlar onu bilemem.

                                                                                                  19.03.2014

                                                                                           Muharrem Demirel

     

    Başörtüne ters düşme

    Devlet dairelerini dolaşıyoruz,

    Genelde insanlar iyi davranıyorlar, Türk'ün misafirperverliğini, dinimizin hoşgörüsünü gösteriyorlar.

    ... Dairesinde de genelde iyi karşılandık,

    İyi ağırlandık,

    İyi uğurlandık.

    Ancak bir bölüme girdiğimiz de diğer çalışanlar kibarlık göstermelerine rağmen, başörtülü bir kardeşimiz, hoş karşılamadı,

    Selamımızı almadı,

    Kafasını kaldırıp yüzümüze bile bakmadı.

    Açıkçası, başörtü için yıllarca gençlik dönemlerimiz de mücadele etmiş, bu yasağın kaldırılması için meclis de iktidara destek vermiş bir partinin üyesi olarak bu durum beni yaraladı.

    Dayanamadım,

    Eğildim, çenesinden hafifçe tutup kaldırdım.

    "Kızım güzel Rabbim sana yüz güzelliği vermiş." dedim

    Gülümsedi, ben de devam ettim.

    Keşke bu gülen yüzünü benden önce çıkanlardan da esirgemeseydin.

    O başörtüsü sadece saçları örtmez, onun altında;

    "Size selâm verildiği zaman ona, onun selâmından daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık veriniz" ayeti var,

    "Selam vermek sünnet, iade etmek yani ve Aleykümselâm demek farzdır." Hadis-i Şerif i var.

    "Bizi sev ya da sevme ama başörtüne ters düşme" dedim.

    Çıkarken arkamdan seslendi.

    Özür dilerim....

                                                                                                                     27.02.2014

                                                                                             Muharrem Demirel

     

     

     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak