Aşk ile İş

Dış transferler var, var da ondan önemlisi iç transferlerin durumları var.

Kimler kalacak, kimler gidecek?

Kalacakların ya da gideceklerin tespitleri hemen hemen yapılmış durumda. Ancak bu değerlendirmeler saha içi performansa göre mi yapıldı, yok sa saha dışı ilişkilere göre mi...

Çünkü geçtiğimiz sezon "aşk ile iş" birbirine karıştırılmıştır ve bu nedenle, başarılı olunması gereken sezonda başarı yakalanamamıştır.

 3 yıllık anlaşma yapılan ve bu anlaşma dahilinde üçüncü sezon da şampiyonluğa oynayacak bir kadronun iskelet kadrosu 7-8 kişi ile hazır tutulması gerekirken;

Bu iskelet kadromuz yoksa,

Yeni sezonda yıldızı parlayan 3-4 futbolcumuz bulunmuyorsa,

Alt yapıdan 2-3 futbolcu kazandırılmamış sa,

Yeni sezon için, geçtiğimiz sezondan 3-5 kuruş bırakılmamış sa, Teknik heyetin geçtiğimiz iki sezonda Boluspor'a miras olarak hiçbir şey bıraktığı söylenemez.

Söylenemezse geleceğe yönelik tespitlerin bir kere daha değerlendirilmesi gerekir.

İstanbul da,  Sakaryaspor ve Eskişehirsporla ve de Ankara da Karşıyakaspor'la oynadığımız maçlar, futbolcunun bedensel ve beyinsel olarak zorlandığı maçlardır. Bu maçlarda başarılı olanlar ise kaliteli futbolculardır.

Dolayısıyla bu maçlarda başarılı olan futbolcular bir kere daha değerlendirilmeye tabi tutulmalıdırlar.

Haaaa! Saha içi performanslarının dışında, davranış bozukluğu içersinde olan futbolcular varsa, bu futbolculardan kaynaklanan nedenlerden değil, bu boşluğu yaratarak bu fırsatı verenlerden kaynaklanmıştır.

"İyi futbolcu değil" deniliyorsa transferleri yapanlar, "iyi futbolcular ama sorunlular" deniliyorsa bu seferde sorunların üzerine gidemeyenler sorgulanacaktır.

Yani yöneten konumunda olanlar, yönetilenleri yeteri derecede disipline edememişlerdir.

Yani en büyüğün, Başkan ya da yönetim olduğunu hissettirememişlerdir.

Kısacası, çeşitli nedenlerle dün kuzu olanlar bugün kurt olabilirler ama gerçek patronun Boluspor olduğu hissettirildiği takdirde, bunlar tekrar kuzu olabilecekleri de düşünülmelidir.

Bank Asya liginde Boluspor'a katkı sağlayacak ve diğer takımlarda çok rahatlıkla forma giyebilecek olan bu futbolcular, kişisel nedenlerden, kendi zaaflarımızdan dolayı, "sözümüzü geçiremeyebiliriz" korkusundan dolayı gönderilmek isteniyorsa, bu durum Boluspor için büyük kayıp olacaktır.

Gelecek olan transferlerin kimler olduklarını bilen, Başkanımız ve Genel Kaptanımız, gidecek olanların değerlendirmelerini bir defa daha yapmalıdırlar.

Çünkü sezonu en iyi onlar yaşamışlardır. Sezon içersindeki futbolcu davranışlarındaki dalgalanmalara bizzat şahit olmuşlardır.

Ama bu dalgalanmalar saha içi performans dalgalanmaları değil, aksine kişilik dalgalanmalardır.

Öyleyse kişilik dalgalanmalarına göre futbolcular değerlendirilmemelidir.

Örnek İbrahim YAVUZ dur, örnek Kaleci Ziya'dır.