İYİ’LER, İYİ’DİR…..

        İYİ’LER, İYİ’DİR…..
        Bir çoğumuz aynı halet-i ruhiye içindeyiz. 
        Kızıyoruz, sinirleniyoruz, öfkeleniyoruz ama sesimiz ses getirmez oldu. Beni anlayanları ben de anlıyorum. Birbirini anlayanlar olarak az da sayılmayız ama bu monopolize düzen içinde ayakta kalmaya çalışmak çok da kolay değil. 
       Sosyal medya ile bağımlı hale gelmiş yeni dünya düzenimizde, hepimiz klavyelerimizi konuşturuyoruz. Ben de bütün milli duygularımla, hem ulusal basını hem yerel basınımızı yakından takip eden bir insanım. Basında çıkan bir haberin, ya da paylaşılan bir postun altına yapılan yorumları okuyunca TÜRKİYE‘Yİ BÜTÜN GERÇEKLERİ ile görmek mümkün. İnsanlar, içlerinde ki bütün duygu ve düşüncelerini oraya yansıtıyor. 
       Geçenlerde Bolu basınında Bolu’muzun sevilen esnaflarından YAMANER ailesinin, hastane için aldıkları cihaz haber yapıldı. Bence fevkalade yerinde, hayırseverler için örnek olabilecek, okuyan insanların bile ‘ALLAH RAZI OLSUN’ diyecekleri; içimizi ısıtan sıcacık bir haberdi. Tertemiz insanların, iyi niyetli hayırseverlerin bu güzel yardımının şehrimize duyurulmasının altına yapılan yorumları okuyunca gördüm ki, herkes kemale ermiş. Herkes din uzmanı olmuş, Herkes nefsinden sıyrılmış, bir başkasının nefsine müdahale eder olmuş. Yok efendim, hayır gizli kalmalıymış… Bir elin verdiğini, öteki el duymamalıymış…. Yüce dinimizde ki bu güzel söz, karşınızda ki insanı rencide etmemek için söylenmiş, yoksula yapılan yardımın açığa çıkarılmaması için önerilmiş bir tavsiyedir. Tenkit edecekseniz eğer, yoksul evlerine götürülen yardımlarda fotoğraf çeken şaklaban siyasetçileri tenkit edin…. Çok seviyorsanız eğer dini tavsiyelerde bulunmayı,  Aile Bakanı Derya Hanım’ı, küçücük bir çocuğu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda milyonların karşısında rencide ettiği için ikaz edin. Allah kimseyi ‘Stockholm Sendromu’na sokmasın ya da diğer tabiriyle celladına aşık etmesin….
      Mübarek Ramazan Ayı vesilesi ile fazlaca hayırseverin, insanları ve çocukları utandırmadan ellerini ceplerine attıklarını biliyorum. Bu vesile ile çok güzel evlatlar yetiştiren Ahmet Yamaner’e ve tüm hayırsever hemşehrilerime teşekkür ediyorum. 
       Beni İsviçre’nin Cenevre şehrinde, muhteşem bir brainstormingin içine alan (beyin fırtınası) dünyanın her yerine iyilik hareketleri ile ulaşabilecek kadar güçlü, hemşehrim canım İnci Hanım’ın başkanlığını yaptığı İsviçre Türk Derneği ile buluşturan tevafuk için müteşekkirim.
    İsviçre Türk Derneği olarak ; 
    Bolu Gerede Seyit Mehmet Dayıoğlu Ortaokulu'na, 
    Bolu Gerede Sağlık Meslek Lisesi'ne,
    Ordu Fatsa Büyükata İlköğretim Okulu'na,
    Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'ne
    Bursa, Osmangazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne
    Denizli Acıpayam Yeşilyuva Ortaokulu'na,
    Ordu Fatsa Toki Ortaokulu'na, kütüphanelerinde gençlerimizin okumaları için yüzlerce kitap aldık. İsviçre-Türk Derneği vesilesi ile şehrimize, ülkemize, eğitime, okuyana, elimizin değmesi müthiş bir huzur….
     Bolu‘muz,  İZZET BAYSAL gibi Ulvi bir insanın şehri…. Ne zaman adını ağzıma alsam gözlerim doluyor, o yüzden kendisi ile ilgili duygularımı bir türlü kaleme alamıyor, çok ağlıyorum. O’nunla aynı şehrin çocukları olmak bile bir erdem…..
İyilik herkese iyi gelir….
       Ister Hacı Bektaş Veli söylemiş olsun, ister Tolstoy, ‘Dili, dini, rengi ne olursa olsun İYİLER İYİDİR…’
      En iyi dileklerimle…SEVGİLER….

      Filiz Sarıkaya Yılmaz