Golleri kim atacak ?

   Güzel sayılabilecek bir hava, gece yağan yağmurun ağırlaştırdığı bir saha ve dolu tribünler...
   Oldukça hızlı sayılabilecek tempoda bir ilk yarı seyrederken bir kaç kez ahlar vahlar içinde dövündük. İlk yirmi dakika içinde savunmasını ileride kuran, rakip sahada baskı yapan Denizlispor'un hızı bu dakikadan sonra kesildi. Ardı ardına gelen akınlarımız rakibimizi bunaltırken bizlerin de saçımızı yolduruyordu. Denizlispor bir duran top sonucu Youla'nın kafasından golü bulurken bizler de Atacan gibi sallana sallana kalemize giden topu seyrediyorduk. İlk yarı boyunca, yanlış saymadıysam, dokuz köşe atışı kullanmamıza rağmen, sadece seken topun ceza sahası dışından vurulan bir şutla tehlikeli olması, ben de takımımızın duran toplara pek çalışmadığı izlenimi verdi. En az üç net pozisyondan yararlanamadığımız gibi, gol pozisyonu olabilecek bir çok pozisyon da bencillik yüzünden yok oldu.
   İkinci yarı ise ilk yarının son yirmi dakikasında ki Boluspor'u arıyordu gözlerimiz. Son on dakikaya kadar pozisyonumuz yokken ikinci golü kalemizde görmemiz bizleri
kahretti. Karşımızdaki takım oynadığı tüm deplasman maçlarını kazanmıştı kazanmasına ama, buradan puansız gönderme şansımız elimizden bir kuş gibi uçtu gitti.
   Bugün Bolusporumuz'da yardımlaşma yok denecek kadar azdı. Hücum oyuncularımızın bencillikleri atacağımız golleri engellerken, dönen toplar kalemizde tehlikeli anlar yaşamamıza neden oldu.
   Ligin zirvesinden kopmamamız için önümüzdeki hafta Kayseri'den puanlarla dönmemiz gerekiyor. Futbolcularımız bu maçı unutup önümüzdeki hafta oynayacağı maça konsantre olmalı ve hafta arasını çok çalışarak geçirmeli.
   Son söz olarak maç sonunda taraftarımızın takımı tribünlere çağırarak onları bağrına basmaları oldukça anlamlı idi. Hep böyle olmalı. Maçın bitiş düdüğü çaldıktan sonra o maç unutulmalı. Hataları, noksanları aksaklıkları teknik kadromuz analiz ederek gerekli önlemleri alacaklardır şüphesiz. Karamsarlığa gerek yok. Bu sene O sene...
   Sağlıcakla kalın...