Ekranın karşısında...

    Bu haftaki rakibimiz Diyarbakırspor ile oynayacağımız karşılaşmanın TRT1'de naklen yayınlanacağını öğrenince, tribünden değil de, ekran başında ayaklarımı uzatarak seyretmenin zevkini tatmak üzere evin yolunu tuttum. Sessiz, küfürsüz... Olmadık zaman da ayağa fırlayarak pozisyonları görmenizi engelleyen seyirciler olmadan keyifli bir maç...

   Tempolu bir müsabaka seyretmeyi beklerken, bol pas hatalı, sahada ne yaptığını bilmeyen iki takım gördük. Bir de unutmadan yazalım ki, maçın orta hakemiyle maraton tribünü önünde bayrak tutan yardımcı hakem maçın kaderiyle oynadılar diyebiliriz.

   Tavşanlı Linyitspor maçının takımı yoktu sahada. Pres yapan, koşan, yardımlaşan, kazanmak  arzusunu gösteren Bolusporumuz bu hafta sahada kayıptı. İstediği oyunu

rakibe kabul ettiremeyen, kontraataklarda rakibe boş saha bırakarak kalesinde gol pozisyonları gören, skor bulamayınca sinirleri gerilen, aynı zamanda rakibin oyunlarına gelerek gereksiz ve kendilerine yakışmayan davranışlar içine giren bir Boluspor vardı bugün.

    Kanat organizasyonlarında olsun duran toplardan pozisyon olsun, istenilenler yapılamadı. Atılan dokuz kornerden birinde bile tehlikeli olamadığımız gibi, ister kanat olsun, ister göbekten yapılması planlanan ataklar Diyarbakırspor defansında eridi gitti. Topla oynama yüzdemizin % 52 olması oyunu rakibe kabul ettiremediğimizin bir göstergesi.

Atılan onbir şuttan ancak dördü kaleyi tutarken, rakibin dokuz şuttan üçü kaleyi buldu.

Gereksiz sarı kartlar ve son dakikalarda görülen kırmızı kart takımın zaafları olarak görüldü.

    Sahadaki onbirimizde evvelki haftadan iki oyuncu haricinde değişiklik yoktu. Cemil ve Olieveria'nın olmaması, takımın oyununu böylesine etkileyeceğini düşünmek yanlış

olur. Sahadaki onbirin rakibi, kenardaki onbir olan Bolusporumuz'un bugün ki puan kaybının sebeplerinden birisi. İsteklendirme noksanlığı ile maçın kolay geçeceği gibi bir mantalitenin sahip olduğudur.

   İlk yarıyı seyrederken koltuğumda az da olsa uyuklamışım ama bir şey kaçırdığım söylenemez. Ekranda heyecansız, çekişmesiz, temposuz bir maç vardı. Son dakikalarda atılan golle bir puanı kurtarırken, önümüzdeki haftalarda aynı hataların tekrarlanmaması en içten dileğimiz.

    Son söz: Futbol müsabakaları tribünden izlenmeli. Ekranda pozisyon tekrarları ve sadece topun oynandığı bölgeler gösterildiği için oyunun diğer taraflarında neler oluyor belli değil. Ayrıca sahaya atılan onca nesne de ne oluyor anlam veremedim. Takıma zarar vermek kime fayda sağlıyor?

    Denizlispor maçında tribünde buluşmak dileğiyle...