1 Ocak 2005'ten itibaren kullanacağımız Y.T.L'nın tanıtımını amaçlayan Merkez Bankası'nın bastırmış olduğu afişlerde "Yaşasın Y.T.L" sloganını abartılı bulmamak ve buna üzülmemek elde değil. Türk Lirası'nın getirildiği son durumu (Y.T.L durumu) sanki başarıymış gibi Y.T.L uygulaması ile festival havasına sokmaya çalışmak, bunun için medyatik sanatçılara skeçler yaptırmak neyin nesidir, neyin! yüzlü davranışıdır anlamak mümkün değildir. Yeni Türk Lirası; Yaşasın da! belli bir süre daha ceplerimizde taşıyacağımız E.T.L.'sı, düz mantıkla söylersek neden kahrolsun. Asıl kahrolması gerekenler Türk Lirası'nın başına yeni kelimesinin konulmasına sebep olan; ülkemizi, dolayısıyla bizleri ve doğacak torunlarımızı 328 milyar dolar borçlu hale getiren İ.M.F hayranı, son elli yılın yöneticileridir.

Yazıyı kaleme almadan yeni uygulama ile ilgili yaptığım sohbetlerde yurttaşlar öncelikle festival havasında değiller. Ayrıca uygulama konusunda pratik zorluk çekeceklerini düşünüyorlar ve E.T.L veya Y.T.L kısacası Türk Lirası'nın diğer para birimleri karşısında değer yitireceğini öngörüyorlar. Kısacası lirasından dört sıfır, milyonundan altı sıfır atılmış olan Y.T.L uygulaması ile iç ve dış borçlarımız atılan sıfırlar oranında azalacaksa kırk gün-kırk gece festival yapalım, Yaşasın Yeni Türk Lirası diye haykıralım. Aksi takdirde sevinecek yaşasın diyecek ne var? Tekrar söylüyorum anlayan bana da anlatsın.

KUTLUYORUM

"Unutmayın ki her insan engelli adayıdır."

Bu cümle; Dünya Engelliler Günü nedeniyle ilimiz valisi Ali Serindağ tarafından söylenmiş. Günün anlamını ve sorumluluklarını bizlere, kamuoyuna daha güzel anlatan bir cümle daha kurunuz dense kurulamaz herhalde. Sayın vali Ali Serindağ'ın bu bakış açısı; son yıllarda ilimiz engellelileri için yapılan faaliyetlerin ivmesinin daha da yükselmesine yol açacaktır. Ayrıca kamu kurumları ve sivil insiyatiflerin de yapılan, yapılacak tüm çalışmalara bir perspektif vererek engelliler için yapılacak projelerin çoğalmasına da yol açacağını umarız. Böylece her gelen yıl bir önceki yıldan daha fazla engellimizle buluşup onları saklamadan bağrımıza basarız. Sayın valimizi bu sözlerinden dolayı kutluyorum.

MAAŞALLAH DEDİĞİMİZİ SABAHA ÇIKARMIYORLAR

Haziran ayında "Dipten gelen dalga" başlıkla yazımızda, "Börekçiler Sokak'ta başlayan aydınlanma bütün Bolu'ya yayılsın, ilgilileri de uykularından uyandırsın." demiştik.

Özellikle Börekçiler Sokak'tan sonra Aras'ta içindeki Taşhan'ın resterasyon çalışmasıyla, "Tamam artık; hem çevre hem esnaflarımız için güzel günler gelecek" derken Börekçiler Sokaka'tan karanlık haberler geldi. Belediye Encümen Kararı ile (olduğu söyleniyor) Börekçiler Sokağa, esnaf tarafından satın alınıp konan çiçeklikler ve çiçekler zabıtalar tarafından alınmaya kalkılmış, yapılan çetin görüşmeler sonucu sokaktan kaldırılması koşulu ile zar zor geriye bıraktırılmış.

Bolu Belediyesi'nin bu tavrına kızan- küsen esnaf şu anda ortak problemlerine ve problemlerini beraber çözmeye sırtlarını dönmüş durumda. Börekçiler Sokak'ta; "bulunduğumuz çevreyi güzelleştirmeliyiz, dayanışma içinde olmalıyız, birlik olunca güzel şeyler de yapılıyormuş" anlayışıyla başlayan aydınlanmayı karartmak nasıl bir becerinin ürünüdür anlamak mümkün değil.

Bu arada tembellik yaparak altı haftadır köşemizden uzak kaldık affınıza sığınıyoruz. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da köşemizde KÜÇÜK MESELELERLE uğraşmaya devam edeceğiz. Ayrıca aldığımız bir duyuma göre önümüzdeki günlerde bir sivil inisiyatifin "Bolu'da kaldırım, çöp, kedi, köpek işgalleri" konulu bir fotoğraf sergisi açacaklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Duyrulur.

Daha endişesiz ve mutlu ve adaletli ve barış dolu ve çöpsüz günler bizlerle olsun.