İzzet Baysal'ın anma törenine giderken telefonum çalıyor. AKP Belediye Meclis Üyesi adayı Nadir Gürkan Yetkin'den telefon geliyor. İzzet Baysal'ın vefatından önce el sallarken çektiğim o meşhur fotoğrafını Alaaddin Yılmaz'ın anma ilanında kullandıklarını, bu fotoğraf için şahsıma telif hakkı ücreti ödeyip ödemeyecekleri konusunda fikrimi soruyor. Ben de kendisine; "İzzet Baysal'ın resmi üzerinde değil telif hakkı, hiçbir hakkımız olamaz. Herkes gibi siz de rahatlıkla kullanabilirsiniz" diyorum.

Ertesi gün ise bahse konu ilanı görünce şok oluyorum.

AKP bayraklarıyla görünen bir kalabalık fotoğrafı ile birlikte Alaaddin Yılmaz fotoğrafı üstte yer alırken, altta da İzzet Baysal fotoğrafı küçücük bir şekilde ve yanında anma metni yer alıyor.

-Bolu'da yaşayan herkes çok iyi bilmelidir ki; İzzet Baysal Bolu'nun babasıdır. O'nun ismi Bolu'da siyaset üstüdür. Siyasiler anma yıldönümlerinde veya şükran günlerinde O'nunla ilgili ilan verebilirler. Ancak İzzet Baysal ana fikrinden saparak O'nun üzerinde kendi reklamınızı yaparsanız, bu reklam ters teper ve halk bunun hesabını sorar.

Yılmaz'ın bu hatasını görerek kabul etmesini ve aynı ilanlarını düzeltilmiş halini tekrar yayınlatmasını bekliyoruz.

Sarıgül, AKP'nin içini karartıyor!

Kamuoyu yoklamalarında da görüldüğü gibi Bolu Merkez'de AKP ile SP başabaş gidiyor. Bu durumu gören AKP'lilerin "Seçimi kazanamayacağız" telaşına girdikleri de gözden kaçmıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü sanayi çarşısında AKP'li bir il yöneticisinin iş yerinde gerçekleşen mini toplantıda, "Bu Saadet Partisi'nin Adayı Ali Sarıgül'ün Tokyo Projesi bizi mahvedecek. Biz bu seçimi kaybedersek, Sarıgül'ün yüzünden olacak. Bir an önce projelerimizi kamuoyuna tanıtmamız lazım" diyerek, kara kara düşünüyorlarmış.

Saadet Partisi Bolu Belediye Başkan Adayı Ali Sarıgül'ün Tabaklar Mahallesi'ndeki evinin önünde aracının lastikleri şişlenmiş. 1994 milletvekili seçimleri öncesinde de Mustafa Yünlüoğlu'nun da aracının lastikleri şişlenmişti. Her şeye rağmen Yünlüoğlu o dönem milletvekili seçilmişti.

-Bu anlamda Sarıgül'ün de önü açık görünüyor.

Bu kelime çok tartışılır!

Paşaköy Eniştebey Camisi'nin depremde hasar alan iki minaresinin yıkılma işi Bayındırlık tarafından ihale edilmiş. 10'nun üzerinde firmaya davetiye çıkarılarak teklif istenmiş. Bayındırlık Müdürü'nün başkanlığındaki ihale komisyonu teklifleri bir bir açtıkça, tekliflerin içinden hep, 'Teşekkür' çıkıyormuş. "Hiç kimseden teklif yok" diye komisyon üyelerinin telaşlandığı sırada Bayındırlık Müdürü, "Elbet yıkacak bir ..vur çıkar" demiş. Sonunda teklif veren sadece iki firma çıkmış.

-Öncelikle belirtmek isterim ki, Bayındırlık Müdürü'nün teklif veren firmalar için kullandığı bu kelime hiç de hoş değil. Minarelerimizin ne derece sağlam olup olmadığını yaşanan depremlerde ve çeşitli felaketlerde gördük ve maalesef görmeye devam ediyoruz. Yine geçtiğimiz Cumartesi günü haberlerde izledim. Rüzgardan yıkılan bir minarenin altında kalan iki kişi hayatını kaybetti.

Paşaköy Eniştebey Camisi'nin hasarlı minareleri için 3,5 şiddetinde bir depremde yıkılabileceğine dair rapor olmasına rağmen, Paşaköy sakinleri 4 yıl gibi bir süre hukuk savaşı vererek mahkemeyi kazandıktan sonra yıkım kararını geçtiğimiz Ekim ayında ancak çıkarabilmişlerdi. 6 aydan beri de yıkım işinin ihale edilmesi ve yıkıma başlanılması bekleniyor.

Olası bir depremde bu minarelerin yıkılarak can ve mal kaybına neden olması halinde, yıkımı engelleyenlere, yıkım işini geciktirenlere nasıl bir kelime söylenir bilemiyorum.

Kalben kefillik mazide kaldı!

Geçen hafta Bolu'ya gelen Tarım ve Köy İşleri Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü, AKP'nin Bolu Belediye Başkan Adayı Alaaddin Yılmaz için, "30 yıldır kendisini tanıyorum. Ben Alaaddin Yılmaz'a kalben kefilim" demiş.

-Kalben kefillik 30-40 yıl öncesinde kaldı Sayın Bakanım. Bu devirde insanlar babasına bile güvenmiyor. Çek senet imzalamak da yetmiyor. En az iki tane sağlam kefil ve ipotek konulacak taşınmaz bir malınız yoksa kredi bile alamıyorsunuz.

Karnavaldan geriye ne kaldıysa(!)

Sonradan olma CHP'li olduğu için, Belediye Meclis Üye listesinin 19. sırasında yer alabilen Turkcell Öztürkler'in sahibi Yahudi Nejat, her ne kadar CHP'yi temsil edemese de, bu hafta Bolu'yu ve ülkemizi temsilen Brezilya'ya gitti. Bekar olarak gittiği için bu defa ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğini söyleyen Nejat, diğer bir kişilik kontenjanı da Güler Makine İmalat'ın sahibi Nevzat Güler'e kullandırarak birlikte gitmişler.

-Karnaval da bitti. Nejat ile Nevzat Brezilya'da ne yaparlar? Olsa olsa ancak karnaval artıklarını temizlerler!