Yeniçağa'da bir bahar akşamı
         Bizim gibi siyasilerin, ya da eski siyasilerin hayatları boyunca yapmaktan geri durmadıkları bir sosyal aktivite vardır. Eşin dostun ilçelerdeki arkadaşlarımızın mutlu günlerine katılmak. Her ne kadar bu katılma muhalefette veya iktidarda olma ile doğru orantılı bir şekilde artar veya eksilirse de vazgeçilmez bir görev olarak karşımıza çıkar. İnsanlar nedense mutlu günlerinde mutlaka yerel siyasilerinde yanlarında olmalarını isterler. Yerel siyasilerde bu gibi yerlerde kendilerini gösterip, önümüzdeki seçimlerde sempatilerini artırmak isterler. Tabiatıyla bu konuda mevcut iktidar partililer, muhalefete göre daha çok aranırlar ve davet edilirler. 
        Zamanında CHP il başkanlığı da yaptığım için bu konuları çok iyi bilirim. O zamanlar gerek Düzce'nin Bolumuzdan ayrılmaması, gerekse parti teşkilatından gelen yoğun talep üzerine bir hayli sıkıştığımı ve bu davetlere katılmakta zorluk çektiğimi dün gibi hatırlarım. Her ne kadar yukarda söylediklerim bir hakikatin ifadesi ise de muhalefet saflarında olup aranmamayı da yeğlerim. Her ne kadar dost ve arkadaşlarımızdan aranmak eskisi gibi olmasa dahi, devam ediyor. Arayan da, aramayan da sağ olsun var olsun. 
      İşte bu söylemde geçtiğimiz cumartesi günü öğleden sonra, CHP'nin Yeniçağa'daki değişmez üyelerinden Veli Özdemir ve Emine Özdemir çiftinin öğretmen kızı Makbule ile Kırklarelili damadımız Onur Yener'in düğün törenine katıldık. İl Başkanımız Sayın Kazım Karsu'nun Mercedes'inde ben, il yönetiminin çok sevgili ve başarılı üyesi Ersan Türkoğlu ve de eski Gençlik Kolları Başkanımız Recep Asarkaya da vardı. Mercedes kilometreleri büyük bir hızla yutarak bizleri Yeniçağa düğün salonuna yetiştirdi. Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu düğün salonu eski valilerimizden Mehmet Ali Türker'in zamanında yapılmaya başlanmıştı. Kimin hizmeti olduysa onları kutluyorum. 
       Yeniçağa gibi bölgelerde düğünlere daha çok bayan davetliler katılıyor. Erkeklerde kahvehanelerden çıkmıyorlar. Bu yüzden salonun orta yerleri bayan davetlilerle dolduğundan, nispeten arka taraflarda bir masaya kurulduk. Bu arada Yeniçağa'nın ağır topu Hakan Karamanoğlu ile yine aslen yeniçağalı olup, halen Bolu'da oturan emekli Öğretmen Münip Turan da masamıza mülaki oluyorlar. Bu arada masada derin bir sohbete daldığımız sırada, salonda aşağı yukarı her şeyle meşgul olan değerli kardeşim Bolu Gazeteciler Cemiyeti'nin mümtaz üyesi Fatma Marmara ve Eşi Yüksel Marmara gözüme çarpıyor. Fatma kardeşimin organizasyonla ilgili faal olduğunu gözlemliyorum. Bu arada kendisi ile hoşbeş ediyoruz. Bence  Bolu basınının en verimli mensuplarından biri olan Fatma Kardeşim bu arada fotoğraflarımızı da çekiyor ve whatsap üzerinden bana göndereceğini söylüyor. Benim arkadaşlarımı denerken başvurduğum yöntemlerden biri de bu çekilen fotoğrafların tarafıma gönderilip gönderilmemesidir. Bazı kardeşlerim verdikleri sözü yerine getirirler, bazıları da unutur giderler. Bu güzel atmosferde bir süre sonra nikah akdine geliyor. Yeniçağa'nın çok değerli Belediye Başkanı Recai Çağlar Kardeşimle 2008 hac mevsiminde beraberce hac farizamızı yerine getirmiştik. Daha önceki yıllarda tanışmış olmamıza rağmen, elbetteki bu birliktelik aramızdaki dostluk ve arkadaşlığı pekiştirmişti. Sayın Başkan bu şartlar içinde benim de salonda olduğumu görmemiş. Bir baktım konuşması sırasında; “Yener Abi de burdaymış” deyince, hemen ayağa kalkıp sağ elimle kendisini selamladım. Elbette ki, sayın Başkan sağcı olmayıp da solcu olsaydı, kendisini sol elimle selamlardım. Bu güzel karşılaşmadan sonra salonda çok sıcak bir hava esti. O kadar ki, salonda parti farkı kalktı. Sayın Başkanı daha sonra yanıma geldiğinde de söylediğim gibi, Yeniçağa'da yarattığı bu olumlu havadan sonra tebrik edip kutladım. Ve bu arada düşünmeden de edemedim: Acaba Ak Partili bir belediye başkanı, CHP'li bir ailenin kızının nikahında böyle cancı olabilir miydi?
         Gerek yeniçağalıları böyle bir Başkan seçtikleri için, gerekse sayın Recai Çağlar'ı bu şekilde kendini sevdirdiği için kutluyorum. 
                                                             Yener Bandakçıoğlu