Anlamı da kalmadı aslında mektupların... Teknoloji ilerledi ya, insanın insana ulaşması ve erişmesi çok kolay oldu...

      Lâkin bir kesim var ki onlar için mektuplar çok anlam ifade ediyorlar. Yani mahkumlar için, yani senin için...

     Her ne kadar cezaevi tecrüben geçmişten dolayı olsa da, başında ceza olan bir şeyi duyması bile kötü iken, sen kadın halinle tekrardan girdin dört duvar arasına.

      Bu durumdan mutluluk duyanlar, "iyi olmuş hak etti, suçu olmasa atmazlar içeri, şöhret şımarttı bunları, biraz akıllansın içeride" diyenler elbette çıkacak çünkü senin mahpusa girmen tatmin etmeliydi insanları.

     Türkiye'nin en şöhretli kadınlarından birisin biliyorum. Cezaevine girmen şöhretini ne derecek etkiler bilemiyorum ama, (olumlu yönde etkileyeceği kesin gibi, burası Türkiye) bu durumdan memnun olmayanlardan biri de benim.

      Beni hiç ilgilendirmedi özel hayatın. Kimlerin peşin takıldığın, sevgililerin, gece hayatın, ne içtiğin, ne yediğin, neyin kavgasını verdiğin. Benim için hiçbir zaman şarkıcı Deniz Seki de olmadın. Sen şarkıcı da değilsin aslında. Türkiye'nin en başarılı üç beş kadın bestecisinden birisisin ve de çok da güzel şarkı sözü yazarsın...

     İçtiğin her ne halt ise zararın hep kendine oldu. Uyuşturucu taciri sıfatından da kurtulacağını, yani adaletin yerini bulacağından eminim.

      Senin dünyan, yani şan şöhret dünyası içinse söylenecek pek bir şey yok. Hiçbir şeyin doğal olmadığı bir dünya için söylenecek söz de doğal olmayacak.

      Geçmiş olsun, Allah kurtarsın değil de, yüce Yaradan hep yanında olsun, güzel şarkıların güzel bestecisi, arkadaşı dostu çok olan; Yalnız Kadın...

                                                                                Eren Yeşil