AK Parti Milletvekili Ali Ercoşkun AK Parti binasında yaptığı basın toplantısında bomba açıklamalar yaptı. CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın siyasi çıkışlarını faşizm olarak değerlendiren Ercoşkun, Özcan'ın kamuoyuna kendisiyle ilgili yaptığı açıklamalarda doğruyla yanlışı ayırabilecek noktayı çoktan geçtiğini söyleyerek "Tanju Özcan yalan söylüyor" dedi. Ercoşkun ayrıca kamuoyu gündeminde tartışılan AK Parti içinde olduğu söylenen dosya savaşı iddialarına cevap verdi.
 
       AK Parti milletvekili Ali Ercoşkun parti binasında gerçekleştirdiği basın toplantısında şu açıklamaları yaptı "Meclis çalışmalarıyla birlikte bağlı bulunduğum Sanayi Ticaret ve Enerji Komisyonunda geçtiğimiz hafta enerji piyasası kanunu ki benim imzam olan kanun, meclis genel kurulundan geçti. Aynı şekilde şu an piyasada Elektrik Piyasası Kanunu'nu görüşüyoruz. Geçtiğimiz hafta hepinizin de bildiği gibi anadilde savunma olarak içeriği tarif edilen konu geçtiğimiz hafta yasalaştı. Bu durumunda bildiğiniz gibi çeşitli görüşmeleri oldu. Bildiğiniz gibi mecliste salı günler saat üçten yediye kadar çarşamba ve perşembe günleri saat ikiden yediye kadar normal çalışma saatleri söz konusu. Ama Haziran 2012 tarihinde seçildiğimiz günden bu yana bir kaç istisna gün dışında biz saat yediden meclisin çalışmalarının bittiğine şahit olmadık. Çünkü muhalefet partileri gündeme geçilmesinden önce istisnai durumlarda kullanmaları söz konusu olan gündem dışı konular grup önerileri meclis araştırma önerileri gibi konuları her gün alışkanlık yaparak, meclis gündemine taşıyorlar. BDP, MHP ve CHP'nin birer grup önerisinin gündeme gelmesi okunması konuşulması ve oylanması yaklaşık üç buçuk, dört saatlik bir vakit alıyor. Yani saat ikide başlayan görüşmeler saat altıya kadar gündemle alakası olmayan sadece ve sadece ortaya bire şey koyamamanın verdiği eziklikle, gündemi öteleme çalışmasına istinaden harcadığımız zaman olarak gerçekleşiyor. İstisnaları saymıyorum. Dolayısıyla bizde bir önerge veriyoruz ve meclis çalışma saatini saat yediden gece on ikiye kadar uzatalım eğer on ikide de bitmezse bitinceye kadarda bu çalışmalar devam etsin. Sorumluluk sahibi olarak, bizim iktidar partisi olarak yapmamız gereken meclisin her türlü muhalefetin provakatif engelleme çalışmalarına rağmen çalışmaya devam etmesini sağlamak. Yani biz mecliste yasa tasarılarının kanunlaşması için gereken mesai her türlü engellemeye rağmen vermek durmandayız bunu da bu güne kadar gerçekleştirmeye çalıştık.
 
    Yalanı doğru gibi söyleyebilme kabiliyetine sahip!
    Tanju öyle bir hayal dünyasında yaşıyor. Meseleleri çarpıtmaya öyle alışmış ve artık içselleştirmiş ki, yalanı doğru gibi söyleyebilme kabiliyetine sahip. Artık hangi söylediği doğru diye ayrım yapmamız gereken bir noktaya gelmiş. Her şeyi o kadar çarpıtarak bu durumu yansıtıyor ki o günkü benim grup adına konuşmam diğer partilerle yapılan anlaşma gereği onların da grup önerilerini çekmesinden dolayı, hiç kimsenin konuşmamasından dolayı, yapılan anlaşma çerçevesinde gelişen bir durum karşısında geri çekilen bir konuşma. Yani benim konuşmam geri çekip te yerine bizim grubumuzdan başka bir kişiye konuşma verilmiş değil. Meclis tutanakların da bu konuda sabit. Hatta Türkiye Büyük Millet Meclisinde Cumhuriyet öncesinden başlayarak bütün görüşmelerin tutanakları mevcut. İnternetten girip bütün bu tutanakları inceleyebilirisiniz. O kadar düzgün çalışan bir tutanak sistemi var. Bunu da gidip rahatlıkla kontrol edebilirsiniz. Benim konuşmamın geri çekilip benim yerime Ahmet Mehmet'in konuşması söz konusu değildir. Tamamen bu anlaşma çerçevesinde bütün grupların konuşmaması üzerine geri çekilen bir konuşmadır.
 
        Binlerce vaadinden dolayı psikolojik olarak kendisini çeşitli noktalarda zorluyor      
       Tabi mecliste yeteri kadar vakit harcayamamanın verdiği bir acemilikte olabilir Tanju Bey'in değerlendirmesi. Çalışma sisteminin nasıl çalıştığını pek fazla bilemiyor olabilir. Bundan kaynaklanan bir çarpıtma olduğunu bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum. Kendi iddiasını ispatlayabilmesi kolaydır. Eğer ispatlayabilirse bütün kamuoyu önünde bunu kendisiyle konuşuruz. Ama benim ispatımda ortadadır. Bunu meclis tutanaklarında da görebilirisiniz. Dolayısıyla ortaya bir şey koyamamak seçim öncesinde havalarda uçuşan binlerce vaadinden dolayı psikolojik olarak kendisini çeşitli noktalarda zorluyor ve buna istinaden bu tür yalanı doğru gibi söyleme kabiliyetini elde etmiş.
 
       Cumhuriyet Halk Partisi kendi içinde dört beş ayrı parçaya bölünmüş durumda
        Cumhuriyet Halk Partisi'nin Haziran 2012'den bu yana bir gözlemimi değişik vesilelerle sizinle paylaşmıştım. Cumhuriyet Halk Partisi kendi içinde dört beş ayrı parçaya bölünmüş durumda ve ne yaptıklarını kendileri de açıkçası pek fazla bildikleri kanaatinde değilim. Mecliste milletimiz bizi kanun çalışmalarını yapmak için yolladı. Çalışmaları engellemek ve provake etmek için yollamadı. Yapılan işler söz konusu. Biz bunu açıkça ifade ediyoruz. Şu kadar iş yapmışız. Ama Türkiye'nin nerden nereye geldiğini de görüyoruz. Dolayısıyla yapıcı bir muhalefet Türkiye'nin gelişimine daha da ileri noktaya gitmesine ciddi manada katkıda bulunur. Yapılan işlerde eksiklikleri ortaya koyma ve bu eksikliklerin doğrularını tanımlama teklif etme anlamında. Halkımızda kendilerine aynı soruyu soruyor bizde aynı soruyu yenileyelim "Arkadaş AK Parti hiç mi bir işi doğru yapmıyor?" Bu kadar iş yapıyor hiçbir tanesi de mi doğru değil? Hepsini mi batırıyor? Biz ağzımız açsak yanlış. Tamam o zaman doğrusunu söyleyin. Doğrusunu ortaya koyalım. Son günlerde bu kanun konusu çarpıtıldığı gibi. Sayın Başbakanımız Diyarbakır'da Antep'te Van'da Doğu Anadolu'nun her noktasında her yerde tek bayrak tek devlet tek millet diye bunları ifade ederken Türkiye'nin bir karış toprağını feda edemeyeceğimizi söylerken, AK Parti'yi Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya yönelik faaliyetle suçlamak ne kadar inandırıcı olur? 30 yıldır bu memleketin canını yakan hepimizi kan ağlatan bir meselenin çözümü noktasında gayretleri provake etmek ortaya çıkan gayretleri tamamen faşist bir söylem içerisine girmek BDP'den farklı bir davranış mı?
 
    Cumhuriyet Halk Partisi'nin faşist söylemlerle yola devam etmesi bu ülkeye hiç bir şey kazandırmıyor      
     Burada BDP milletvekillerinin Kürt faşistliği noktasında yaptıkları icraatları PKK'nın sözcülüğünü yapma noktasındaki icraatlarını her ortamda lanetliyoruz kınıyoruz. Her noktada bunu söylüyoruz. Bunu en fazlada Sayın Başbakan gündem getiriyor. Bu konuyu da ülkenin batısında ayrı doğusunda ayrı konuşmuyor. Her tarafta aynı kelimeleri konuşuyor. Aynı söylemleri gerçekleştiriyor. Bu sorunu çözme noktasında bir inisiyatif aldı ve inisiyatifi de devam ettiriyor. Türkiye olarak bu meseleyi ne olursa olsun çözmemiz lazım. Biz bunları söylerken, biz ülkeyi bölelim, farklı bir noktaya getirelim diye bir söylemimiz var mı?  En sert şekilde Sayın Başbakan bu durumun karşısında duruyor. Şimdi bütün bunlar varken sanki yangına körükle gidermiş gibi Cumhuriyet Halk Partisi'nin faşist söylemlerle yola devam etmesi bu ülkeye hiç bir şey kazandırmıyor. Ama bunu yerelde değerlendirirsek cümlemin en başında Cumhuriyet Halk Partisi'nde birbirinden farklı bir kaç grup olduğunu söylemiştim.
 

        Tanju Özcan yerel seçimlerde yeniden Bolu Belediye Başkanlığı'na aday olmaya mı niyetli?      
      Bir grupta Tanju Özcan'ında içinde bulunduğu Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlıktan ayrılmasından sonra partinin başına geçme niyetiyle hareket eden bir grup. Ben onları ulusalcı olarak tanımlamıyorum niyetlerini söylüyorum. Kılıçdaroğlu devrildikten sonra hareket eden veya geçtiğimiz bir yıl içerisinde bu hareketi ortaya koyan ama bu beklentileri gerçekleşmeyince bu partinin geleceğinde bize yer yok diyerek, böylesine konularla ülke gündemine gelmeye çalışmanın bir sonucu olarak değerlendirebiliriz. Ben bu noktada Bolu açısından Tanju Özcan'a şunu sormak istiyorum 'Siz Cumhuriyet Halk Partisi'nin geleceğinden pozisyonunuzdan tamamen ümidinizi kestiniz de yaklaşan yerel seçimlerde yeniden Bolu Belediye Başkanlığı'na aday olmaya mı niyetlisiniz?' o yüzden bu söylemler içersindesiniz. Tamamen çarpıtmaya dayalı milletin hassas olduğu konuları istismara dayalı bu açıklamaların BDP'den bir farkının olmadığını bir kez daha altını çizmek istiyorum. Muhalefet partisini temsil eden Sayın Tanju Özcan'a Bolu'nun geleceğine Bolu'nun ilerlemesine Bolu'nun Türkiye'de diğer illerden farklı bir noktaya gelebilmesi Dünya'da gözde bir yer hale gelebilmesi anlamında yapılan çalışmalara katkı vermeye, destek vermeye, yapılan işlerde yanlışlıkları ortaya koymaya ama en önemlisi daha iyilerini de teklif etmeye davet ediyorum. Biz burada gece gündüz demeden gayret sarf ederken kendisinin de hiç olmazsa bir kaç kelimeyle katkıda bulunması, herhalde kendisine oy veren seçmenlerin en büyük dileğidir diye düşünüyorum. Bu konuda biz bu günde her zamanda açık olduğumuzu ifade ediyoruz. İnşallah hep birlikte bu katkıyı verse de vermese de Bolu noktasındaki çalışmalarımızı aynı kararlılık azim ve heyecanla sürdürmeye devam edeceğiz.

      Doğalgaz sorununu bu gün yarın çözmek istiyoruz
       Doğalgaz sorunun çözümü için Enerji Bakanlığı'nda yapılan görüşmeleri değerlendiren Ercoşkun "Doğalgazla ilgili sorunun çözümünü önümüzdeki yıl değil hemen bu gün yarın çözmek istiyoruz. Bu konuda bir gün dahi olsun beklemek istemiyoruz. O toplantıya ayrıca AKSA Holding'in sahibi Cemil Kazancı'nın da orda bulunması bazı işaretler vermiştir. Neticeye yakınız. İptal edilen bir ihale var bildiğiniz gibi bu karar Danıştay'da görüşülüyor. EPDK yeni ihale açıyor. Yeni açılan ihaleyi de mahkemeye veriyorlar açma diye. Ama bu sorunu en kısa zamanda çözeceğiz inşallah.