BAİBÜ'de zehirlenen mağdur öğrenciler konuştu: "Bu olaydan sonra yemekhaneyi kullanmıyoruz"
       Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde 19 Kasım Çarşamba günü yemekhanede yedikleri çıtır tavuktan zehirlendikleri iddia edilen öğrenciler, o gün yaşadıklarını anlattı. Öğrenciler, zehirlenme olayının ardından yemekhaneyi kullanmayı bıraktıklarını da ifade etti.

        BAİBÜ Öğrenci Yemekhanesinde 19 Kasım Çarşamba günü çıkan domates çorbası, çıtır tavuk, mantı, peynir tatlısı menüsündeki çıtır tavuk birçok öğrencinin zehirlenmesine yol açtı. Birden fazla öğrencinin zehirlenmesine neden olması üzerine olay adli vakaya dönüştü. Zehirlenme olayından bir hafta sonra mağdur öğrenciler, Bolu Hakimiyet Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulundu.

       ZEHİRLENEN ÖĞRENCİLERİN İDDİALARI
       Olayın ardından yemekhaneyi kullanmayı bıraktıklarını söyleyen mağdur öğrenci, yaşadıkları süreci şu sözlerle aktardı; "Bu olaydan sonra yemekhaneyi kullanmaya devam etmiyoruz. Üniversitenin bu süreci yönetme şekli hakkında süreç henüz tamamlanmadığı için çok yorum yapabileceğim bir durum değil, fakat üniversitenin güvenlikleri bize gerçekten çok yardımcı oldu. Güvenlikler dışında yönetimin herhangi bir yardımını veya adımını ise henüz göremedik. Bir öğrenci olarak tek talebim yemeğin yenilebilir olması. Yemeğin miktarının fazla olması veya tadının güzel olması gibi isteklerde bulunmayı zaten bıraktık; tek istediğimiz sağlıklı şeyler yiyebilmek. Yemekhanenin hijyen seviyesi hakkında net bir yorum yapamayacağım. Yerlerin temizlendiğini görüyorum. Fakat sonuçta o gün yediğimiz tavuk da pis görünmüyordu. Tabak çanak pis göründüğünde veya olmadığında bazen göze görünmeyen kirler de olabildiği için hijyen seviyesini tam olarak puanlayamam. Ancak daha geçenlerde bile çorbanın içinden tırnak çıktı. Bu yüzden çalışılan ortamın o kadar da hijyenik olduğunu düşünmüyorum. Kalitesine gelecek olursak, yemeklerin kaliteli olduğunu hiç düşünmüyorum. Tabii ki bu bir öğrenci yemeği; 35 TL’ye ne kadar kaliteli bir yemek yapılabilir? Fakat en azından hijyenle olmanın bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Zehirlendikten sonra hastanedeki polislerle iletişime geçtik. Aynı zamanda hastanedeki yetkili birkaç doktor da bizimle konuşup bazı raporları doldurdu. Okuldan da yetkili olarak rektörle görüştük. Görevini bilmediğim birkaç yetkili daha geldi ve bize sorular sordu."

       "BU OLAYIN SORUMLUSUNUN YEMEĞİ HAZIRLAYANLAR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
         Aynı öğrenci, açıklamasının devamında olayın sorumlusunun yemeği hazırlayanlarda olduğunu belirterek, "Bu olayın sorumlusunun yemeği hazırlayanlar olduğunu düşünüyorum. Yemeği saklayan ve tekrar bizim önümüze servis eden kimse, bu olaydaki sorumlunun o olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece ben ve arkadaşlarım kapanmaya yakın bir saatte yediğimizde bu olay yaşandı. Yani demek ki ürünlerde başlangıçta bir sıkıntı yoktu. Ya o saate kadar beklemesi ya da öğleden akşama kadar geçen sürede depolandığı yer sorunluydu. Buradaki suçlu ya yemeği ısıtıp bize servis eden kişi, ya öğleden akşama kadar yemeği yanlış şartlarda depolayan, ya da yanlış şartlarda depolanmış bir yemeği bize sunmaya karar verendir" şeklinde konuştu.
        19 Kasım Çarşamba günü yediği yemekten zehirlenen bir başka öğrenci, yeterince bu işin dikkate alınmadığını söyledi. Mağdur öğrenci açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Arada mecburiyetten yiyoruz yemekleri ama korkarak yiyoruz. Kesinlikle sürecin iyi yönetilmediğini ve yeterince dikkate alınmadığını düşünüyorum. Denetimler arttırılabilir. Dünden kalan yemekleri ve bayat ekmekleri yemekten de bıktık. Taze bişeyler istiyoruz artık. O gün hastaneden en son aldığımız bilgiye göre 27 kişi zehirlenmişti. Bu olayın üzerine gidilmesi lazım."