Yapay zeka, ilk çıktığı günden bu yana birçok sektörde gidişatı değiştirdi. Bundan etkilenen sektörlerden biri de eğitim sektörü oldu. Online dil öğrenme platformu Preply, yapay zeka ve dil öğrenimi üzerine kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Dünyanın dört bir yanından katılımcılarla online görüşmeler gerçekleştirerek, yapay zekanın yabancı dil öğrenimini nasıl değiştirdiğini araştırdı. Rusça özel ders seçenekleriyle tanınan, dil öğrenme platformu Preply’nin araştırmasına göre, yapay zekanın kişiselleştirme özelliği büyük kolaylık sağlarken, öğrencilerin bir kısmı bu konuda çekinceli.

Z kuşağı yapay zeka ile kişisel bilgi paylaşma konusunda çekinceli

Yapay zeka, kişiselleştirme yeteneğiyle biliniyor. Ancak, bu kişiselleştirmenin başarısı, algoritmaların kullanıcıyı tanımasına bağlı. Preply'nin gerçekleştirdiği yapay zeka ve eğitim araştırması göre, Z kuşağına mensup katılımcıların %31'i, özel bilgilerini ve kişisel verilerini yapay zeka sistemleriyle paylaşmaya razı değil. Y kuşağında ise bu oran %23’e kadar düşüyor. Her yeni teknolojinin benimsenme sürecinde olduğu gibi, yapay zekanın da gizlilik ve güvenlik kaygıları gündeme geliyor. Yapay zeka halüsinasyonu olarak bilinen ve gerçekte olmayan şeyleri gerçek yanıtlarmış gibi sunan algoritma hataları, bu endişelerin haklılığını artırıyor. Yapay zekanın etik kullanımı konusunda hem teknolojiyi geliştirenlere hem de kullananlara büyük sorumluluklar düşüyor. Bu bulgular, genç neslin dijital gizlilik ve güvenlik konusundaki hassasiyetlerini gözler önüne seriyor.

Yapay Zeka ile Dil Öğrenme Daha Uygun Maliyetli Bulunuyor

Preply'nin gerçekleştirdiği araştırmaya göre, öğrencilerin %47'si yapay zeka tabanlı dil öğrenmenin, birebir yüz yüze derslerden daha az maliyetli olduğunu düşünüyor. Yapay zeka teknolojilerinin eğitimde yaygın olumlu görüş almasının başlıca nedeni de bu maliyet avantajı. Ancak, dil öğrenme sürecinde yapay zekanın sunduğu faydalar arasında oyunlaştırılmış öğrenme deneyimleri en az dikkat çeken başlık olarak öne çıkıyor. Katılımcılar, oyunlaştırılmış öğrenme deneyimlerini daha çok eğlence aracı olarak gördükleri için bu yöntemden verim alınabileceğine inanmıyorlar. Bu bulgular, yapay zeka tabanlı öğrenmenin maliyet etkinliği ile öne çıktığını, ancak eğitimde verimlilik ve etkililik konusundaki bazı şüphelerin devam ettiğini gösteriyor.

Yapay Zeka Tabanlı Öğrenmenin En Büyük Endişesi: İnsan Etkileşimi Eksikliği

Yapay zeka tabanlı öğrenme, İngilizcede "AI-based learning" olarak bilinen ve artık hayatımızın bir parçası haline gelen bir kavram. Ancak Preply'nin araştırmasına göre, bu yeni teknolojinin en büyük endişesi, insan etkileşiminin eksikliği. Katılımcı öğrencilerin %31'i, yapay zeka tabanlı öğrenmenin insani bağlantı ve öğretmenin sağladığı motivasyonun yetersiz olmasından endişe duyuyor. Öğrenciler, özellikle sevdikleri öğretmenlerle geçirdikleri zamana büyük değer veriyor ve bu zamanı, insan-insan öğrenmenin eşsiz ayrıcalıklarından biri olarak görüyor. Bu bulgular, teknolojinin eğitimdeki rolünün artmasına rağmen, insani etkileşimin vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.