Bolu'yu Tanıtmak ve Kartalkaya'nın Babası!
     Gazetemizin dünkü haber akışındaki, “Bolu'yu bütün Dünya'ya tanıtmak için bir teklifimiz var” başlığı oldukça ilgimi çekti ve hemen okumaya başladım. Haber ilimize gelen Orman ve Su işleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun Bolu'yla ilgili açıklamalarını içeriyordu. Haberi baştan sona bir iki defa okudum ama herhangi bir teklifi göremedim! Sadece Mart ayı içerisinde yapılması planlanan bir toplantı bilgisi vardı. Muhtemelen bu toplantıda yapılacak teklif dillendiriyordu. Şeytan yine dürttü ve haberin başlığına yine takıldım. Gereksiz iddialı geldi bana. Ne yani, Avustralya'da, Alaska'da Bolu'nun tanınmasını istemiyormuşsun diye bana serzenişte bulunabilirsiniz. Ama şu, 'Bütün Dünya ya' demek lafın gelişi de olsa, pek tutarlı değil gibi. Bu köşede defalarca yazdım. Türkiye şartlarında muhteşem bir doğaya sahip Bolu'muz gibi başta Avrupa ve Amerika kıtası olmak üzere benzer özellikleri taşıyan yüzlerce hatta binlerce lokasyon var. Demek istediğim fazla abartmamak gerek. Bolu'ya gerekli olan şey Bolu'nun doğasını bozmadan koruyabilmek ve temiz tutabilmektir.
       Geçtiğimiz hafta sonu çok uzun bir aradan sonra Kartalkaya'ya gittim. Kartalkaya'ya ilk defa 11 yaşında 1978 yılında gitmiştim. Ayağımdaki menüsküs rahatsızlığı sebebiyle artık kayak yapmaktan korkuyorum. Dolayısıyla, Kartalkaya'da çocukların eşyalarını taşımak, çay, kahve içmekten başka yapacak bir şey yok benim için. Resepsiyon'da gördüğüm, Bolu Belediyesi tarafında hazırlanan 'Bir Kış Masalı Mazhar Murtezaoğlu' adlı kitabı dikkatimi çekiyor. Elime alıyor ve okumaya başlıyorum. Gereksiz siyasi mesajların ve fotoğrafların (27 Mayıs 1960 dönemi) kullanımı dışında oldukça güzel bir kitap. Hazırlamasına vesile olan herkese teşekkür ediyorum. Doğaya gönül vermiş, hayallerinin peşinde koşan, idealist bir insanın, örnek alınacak hayatını, bir şövalyenin yaşam öyküsünü anlatıyor. Yoktan var eden, bir büyük insanı, Bolu'nun tanıtımında, gelmiş geçmiş en büyük katkılardan bir tanesini sağlayan, Bolu'ya gerçek anlamda değer katan Mazhar Murtezaoğlu'nun hayatını genç kuşaklara aktarıyor. Bu arada içimden, iyi ki 27 Mayıs olmuş ve o Amerika uçağı Yeşilköy'den kalkmamış demeden de duramıyorum. O uçak kalksaydı belki de bugün Kartalkaya diye bir yer olmayacaktı. İyi ki gitmemişsin Kartalkaya'nın babası!
      Turizm bir bütündür. Devlet, yerel yönetimler, yatırımcı ve bölge halkı birlikte hareket ederse her şey çok daha güzel olur ve o zaman fark yaratabiliriz. D-100 Karayolundan Kartalkaya'ya olan mesafe 28 Km. Doğa harikası bu yolun özellikle meskun mahal geçişleri maalesef biz insanlar yüzünden kötü bir durumda. Yarım yamalak ve yıkık dökük binalar, darmadağın bahçeler ve çöpler! 'Rabbim sana yalvarıyorum, bu ülkenin insanına, evinin içindeki temizlik duygusunu evinin dışına da taşıması için ruh ver. Hele o zincircilerin barakaları! Kimse el atmıyor, Belediyemiz bu konuda bir şeyler yapamaz mı? Belli aralıklarla eli yüzü düzgün küçük birer ahşap barka yapılabileceğini düşünüyorum.
        25-28 Ocak tarihleri arasında İstanbul'da düzenlene EMITT Turizm fuarını ziyaret etme şansını yakaladım. Geçmişte bu fuar ve fuardaki Bolu standıyla ilgili yazılarım oldukça ses getirmişti. İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı, değerli arkadaşım Fazıl Karaduman, görevi gereği ve memleket sevgisiyle fuarda Bolu'nun tanıtımı adına cansiperane çalışıyordu. Düzce ve Akçakoca stantlarına göre daha mütevazı olan Bolu standımızın, abartıya ve yeme içme çadırına dönüştürülmeden amaca ve hedefe yönelik olarak biraz daha büyütülmesinin faydalı olacağını düşünmekteyim.
                                                     Cumhur Bandakçıoğlu