Geçtiğimiz günlerde Bolu mahalli gazetelerinde şu başlıkla bir haber yayınlandı.Ben şahsen okuyunca aşırı üzüldüm, vicdan azabı çektim.

    BİR HAYAL GERÇEK OLUYOR diye.

    Neymiş hayal olan veya rüya gibi gelen konu :

      Biraz düşünelim.Bu uygulamanın getirisi ve götürüsü ne olabilir. Ben hemen şunu iddia ediyorum ki asla getirisi olmayacak ve fakat Bolu bölgesinin tabiat yapısı son derece mahvolacaktır.

      Kartalkaya, Köroğlu Dağları, Seben Taşlıyayla Göleti, Kızık Yaylası ve Karacasu'yu içine alan bölgede turizm yatırımı yapılacakmış...? Böyle büyük kumar oynamaların neticesi sıfırdır. Böylesine harikulade bir doğayı, sözüm ona turizm adına perişan edemezsiniz, etmemelisiniz.

      İşte turizmin halini görüyorsunuz. Rusya ile kanka olduk, başımıza gelmeyen kalmadı. İhracatımız, ithalatımız, yatırımlarımız, İş aleminin uğradığı zararlar ve hele önümüzdeki yaz mevsiminde güney illerimize Rus turist gelmezse vay Antalya bölgesindeki yatırımların haline......

    Bütün dünya şunu kabul ediyorki: Turist güneşe, denize, tarihe ve doğaya gelir. Eski şehirlere gelir. Yeşile gelir, temiz mis gibi tarihi ortamları arar.

    Zaten Kartalkaya'da kış turizmi iyi kötü devam ediyor. Orman içi otelde var. Yakında Narven'de faaliyete geçer. Karacasu'da Termal otelimiz var, yılın 12 ayı bile dolmuyor. Özel İdarenin tesisleri zaman zaman dolu.

    Turizm alanı olarak düşündüğünüz bu bölge, tarımın ve hayvancılığın merkezidir. Yapmayın efendiler, bu kadar da tarımın mahvı için uğraşılmaz. Yeşilin mahvı için uğraşılmaz, ormanın mahvı için uğraşılmaz.

    Tabiatın kalbi Bolu diyorsunuz , sonrada kalkıp Bolu'nun tabiatını betonlaştırıyorsunuz , kökünden dibinden altüst ediyorsunuz. Yazık...

      Gerçekten böyle bir proje varsa, evvela vicdanlarınıza danışın.

      Yurdumuzdaki olaylar nedeniyle, turizm alabildiğine gerilediğinde 1300 otelin satışa çıktığınıda bir tarafa yazın.

                                                                 Dumlu Demircioğlu