SAVAŞTIK YENİLDİKTE HABERİMİZ Mİ YOK !

     Hayırdır ?!

     Ülke ve devlet olarak savaştık yenildik de milletin haberimi yok?!

      Yargılama sonucu dosyadaki deliller ve tanıkların ifadesi sonucu suçu sabit kabul edilerek “terörist”,“teröristbaşı” olarak idama mahkum olan ancak mevcut yasal çerçeve dahilinde bunun mümkün olmadığı için ömür boyu hapse mahkum edilen bir teröriste daha net ifade ile terörist başına teröristlerle iltisaklı siyasiler başta olmak üzere “Sayın” (!) diye bir garip hitap etme şakşakçılığıdır aldı başını gidiyor…

      Olay acaiplikten ve garipsenme halinden   kurtarılarak adeta bir terörist öznesinde sıradan hitap kıvamına getirilmeye çalışılıyor.

     Kime ve kimlere “Sayın” denilir hepimiz biliyoruz.

     Ancak kime ve kimlere “Sayın” denilmediğini ,denilmeyeceğini ve denilmemesi gerektiğini maalesef bazıları unutmuşa benziyor.

      Ancak bu aziz Türk milleti teröriste “Sayın”(!) diyenleri unutmaz.

     TERÖRİSTE “SAYIN” DENİRSE SAYIN DENMESİ GEREKENLERE NE DENİLECEK?!

     Teröriste “Sayın” denmez.

     Katile “Sayın” denmez.

     Haine “Sayın” denmez.

     Şerefsize” Sayın” denmez.

     Bukalemuna “Sayın” denmez.

     Dönek olana “Sayın” denmez.

     Akıl tutulması yaşayanlardan   ve yandaşlarından başka vatanını milletini,bayrağını,şehitlerini ve devletini seven hiç kimse teröriste,katile,haine “Sayın” demez. Diyemez, çünkü Türkçe konuşan dili bunu söylemeye elvermez.

     Aklı başında şuurlu sıradan bir insan bırakın teröriste “Sayın” demeyi, dahası diyenlerle birlikte yol yürümeyi, selam bile vermez.

     Kurbağanın sıcak suya atıldığında   aniden zıplamaması için, önce altında ateş yanan suda yavaş yavaş uyuşturulduğu   gibi “Sayın” (!)“Sayın”(!) diye diye kamuoyu haine, katile, teröriste adeta “Sayın” denilmesine alıştırılıyor.

     Ve ne gariptir ki milliyetçi ve muhafazakar ve Atatürkçü olduklarını haykıran siyasilerin birçoğu T.B.M.M çatısı altında dahi sıradan bir hitapmış gibi sessiz kalabiliyor…

      CIA/MOSSAD ‘ın en yoğun olarak kullandığı yöntemlerinden olan; alıştırma/benimsetme/kabul etme amaçlı algı operasyonuna ne hikmetse başta T.B.M.M. ‘deki bazı vekiller dışında diğer vekiller tarafından ve yargı mensupları tarafından resen bir müdahalede dahi bulunulmuyor.

     Bu da sürdürülen sürecin düşünülmesi gereken farklı bir yanı.

      Ülkenin ve devletin bekası eğer 55 bin vatandaşımızı katleden bir şahsın 35 yıl sonraki tespitlerine, taleplerine ve daha vahimi yön göstermesine kaldı ise şimdiye kadar terörle mücadele yapıldığını söyleyenlerin   söylevlerini ve karşı çıkışlarını hangi mantık ile nereye koyacağız?!

     Öyle ya, sadece dağda 75 adet terörist kaldı diye açıklama yapan İçişleri Bakanlarının bu söylevlerini nasıl değerlendireceğiz?!

     Elimizde ABD’den Almanyadan,İngiltereden almak zorunda olduğumuz silahlar nedeni ile onlara savunma sanayi anlamında bağımlı olduğumuz dile getirilirken bile teröristlerle amansız mücadele edilirken şimdilerde bağımsız olan yerli ve milli silah ve savunma sanayimizle övünürken ne oldu da teröristlerin kökü o şartlarda bile kazınırken ve onlara aman verilmezken bugünlerde içinde yaşanılan sürece girildi?!

      Bu garip yol açma süreci hangi aklın ürünü olabilir?!

      Bu aklın; milli devlet ile, millet ile, bayrak ile,beka ile,yargı ile yakından ve uzaktan mantıklı bir alakasının olması mümkün mü?!

      Elbette ki mümkün değil.

      Yaşı kemale erip yalan mazeretler beyan ederek askerden kaçanlar hariç bütün erkek okurlar askerliğini yapmıştır. Hangi muvazzaf komutan ya da komutan rütbesinde askerlik yapanlar mahiyetindeki askere ,şehit yakınlarına ve gazilere bugünkü durumun mantığını açıklayabilir?

      Teröristbaşı milletin karşısına çıkarak ya da ekranlara çıkıp veyahut aracılık edenlerin yazılı ve şifai   söylevleri ile; “….pişmanım, yaptıklarımdan, lideri ve önderi olduğum emrimle hareket eden   PKK terör örgütü olarak yaptıklarımızdan hepimiz pişmanız. Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve ay yıldızlı bayrak altında yıllardır kardeşçe yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan yüce Türk Milletinin başta şehit aileleri ve gaziler olmak üzere bütün vatandaşlarından ayrı ayrı özür diliyor şahsım olarak affımı, örgüt olarak affımızı istiyoruz” demeyen diyemeyen bir törörist başı için bunca mesai harcamanın ve uğraşın bu kadar köpürtülmesine milli ve manevi anlam yüklemek mümkün değil.

      Ortada; görüşmelerin şeffaf olmayışı…

      Ordada ; yasalaşması için talep edilen ayrılıkçı maddeler…

      Ortada; rapaorların kamuoyuna eksik sızdırılması…

      Ortada; hak etmeyene “Sayın” sıfatının montajlanması…

      Ortada; acizklik üslubu ile dile getirilen “vardır bi bildikleri” ezberi…

      Ortada; terörden beslenenlerle ve bundan gurur duyanlarla terörsüz Türkiye süreci…

      Ortada; PKK’nın mali ve finans birikiminin ve faaliyet kanallarının bir cümle dahi söz edilmeyen tespitleri…

      Ve kenarda bütün bunları şimdilik sessizce izleyen ancak ne yapacağını iyi bilen ve sonuç almada feraseti ilahi olarak yükselen Türk Milleti var.

     Göreceğiz; elmi yaman, Türk Milletimi…

     İmdat ASLAN