YEŞİLİN İNTİKAMI....

    YEŞİLİN İNTİKAMI....

     Dünyadaki canlılar, insanlar hayvanlar ve bitkiler. İnsanlar konuşurlar düşünürler ve dünyanın en vahşi canlısıdırlar. Hayvanlar düşünürler bilirler, sadece konuşamazlar. Bitkiler ise devamlı canlıdırlar, daha çok insanlara hizmet ederler, özellikle haksızlıklara dayanamazlar ve cevabını da verirler. İşte size bitkilerin cevabı: HAVAİ FİŞEK FABRİKASI FACİASI.

    Adapazarı HENDEK'te Kaymakamlık görevinde bulundum. Diyebilirimki Hendek ve köyleri cennetten bir köşedir. Göz alabildiğine orman, fındıklık, kavaklık ve ekili arazilerle YEMYEŞİL bir CENNET.

    Havai fişek fabrikasının o bölgede ne işi var. Yukarı Çalıca Köyü tamamen tarım-orman-fındık tabii yapısıdır.

    Nasıl bir millet olduk: her türlü tarım ürünlerini ithal ediyoruz,canlı cansız et ve hayvanları dışarıdan getiriyoruz, ithal naylon pirinç yiyoruz, çok güzel renkli meşhur meşrubatı marketten alıp çoluk çocuğumuza içirip kansere davetiye çıkarıyoruz. Kısacası gazetelerin 3.cü sahifelerini görünce insanlığımızdan utanıyoruz ve de en önemlisi hiçbir tedbir almıyoruz..... ÇOK ÇOK gerekliymiş gibi HAVAİ FİŞEK fabrikasını götürüp Tarımın ormanın içine koyuyoruz. Bu nasıl bir kafadır-ilimdir...?

    Yıllar önce İstanbul-Davutpaşa'da da bu felaket oldu 26 kişi öldü. Hendek'deki bu olay yeni değil, geçmiş yıllarda da 5-6 defa olmuştu.

      Havai fişek karın doyurur mu.? Yurt kalkınmasına bir faydası varmı.? İşsizliği önler mi.? Kültürümüzü-eğitimimizi artırır mı.?

    Hangi akıllı öylesine cennetten bir köşe olan yere bu fabrikanın yapılmasına izin vermiş. Adam kayırmalar daha ne kadar sürecek yahu...??

    NETİCE: Tarımın-Ormanın ve bitkilerin, YEŞİLİN intikamıdır. Kuşların intikamıdır. Oksijenin-temiz havanın intikamıdır.

    Ankara-İstanbul oto yolunu bu cennet parçası yeşil ormanın içinden geçirip, tabiatı darmaduman etmesinin de intikamıdır.

    Dertliyim, uzatmıyayım, böyle giderse çok yakın zaman içinde nefes alacak oksijeni dahi bulamıyacağız, kuşlar, balıklar bitmiş olacak, GIDA-SU savaşları zaten çok yakınımızda.

    Her konuda devlet denetlemesi mi... O da ne demek.                

                Dumlu Demircioğlu