Çifte ceza

Çifte ceza
Sayın okuyucular, güncel konularımızdan birisi de uyuşturucu kullanarak veya alkol alarak motorlu araç kullanmak.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48.maddesine göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde almış sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayollarında araç sürmeleri yasaktır. Peki bu yasağın ihlali durumunda ön görülen yaptırımlar nelerdir;
Hususi otomobil sürücülerinin 0.50 promil üzeri, diğerlerinde 0.21 promil üzeri alkollü yakalanmaları durumunda; sürücü belgeleri birinci kez 6 ay, ikinci kez iki yıl ve üçüncü ve daha fazla yakalanmaları halinde 5 yıl geri alınır ve ayrıca yasada öngörülen para cezaları uygulanır. Hatta yasada belirtilen (detayına girmiyorum) koşullar varsa haklarında ceza davaları da açılır.
Uyuşturucu veya alkol alıp almadığının tespiti için yasada öngörülen işlemlerin yapılmasını kabul etmeyenlere ise 2000 Tl para cezası verildiği gibi sürücü belgeleri de iki yıl geri alınıyor.
Benim bu yazımda gündeme getirmek istediğim hususlar bunlar değil ama konuya girebilmek için bu hususların bilinmesi gerekir diye düşündüğün için sizlerle paylaştım. Gelelim asıl konuya;
Sürücü belgesi iki yıl geri alınan sürücüler iki yılın hitamında doğal olarak 'yasada öngörülen iki yıl doldu, cezamı çektim, belgemi geri verin” diyeceklerdir. Bu durumda yasa, sürücünün, 'sürücü davranışlarını geliştirme” eğitimine tabi tutulacağını öngörüyor. Keza sürücü belgesi 5 yıl geri alınanlar da 5 yılın hitabında '5 yıl doldu, cezamı çektim, belgemi geri istiyorum” diyeceklerdir ama, yasa burada da, Sağlık Bakanlığınca (Tabi mahalli kuruluşları aracılığı ile) sürücülerin psiko teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulacağını ve tabii ki bunun sonucunda verilecek rapora göre işlem yapılacağını amirdir.
Sayın okuyucular, yasa yapma tekniği ayrı bir kavramdır, yasa yapabilme işi ayrı bir kavramdır. İfade biraz karışık oldu, biraz açalım; Bir terzi düşünelim, diğerlerine göre onun ölçü alma tekniği farklıdır, kumaşı biçme tekniği bir başkadır, kısacası buna 'her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır” diyebiliriz. Bu bir zanaattır. Yasa yapabilme işine gelince, Bu husus-yine terziye dönelim-diktiği elbisenin müşterisinin üzerine oturtabilmesindeki becerisidir, yani sanattır.
'Yasa yapabilme” meselesi, yasanın o memleketin ihtiyaçlarına, koşullarına ne denli uygun olup olmadığı meselesidir. Şimdi gelelim yazının püf noktasına; Sürücü belgesi 5 yıl geri alınanlar, 5 yılın hitamında yani bir anlamda cezalarını çektiklerinde 'cezamı çektim, sürücü belgemi geri istiyorum” dediklerinde, yasaya göre psiko- teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulacaklardır. Bunun sonucunda alınacak rapora göre işlem yapılacaktır.
Öğrendiğime ve vaki şikayetlere göre Bolu'da psiko teknik değerlendirmeleri yapacak uzman SAĞLIK PERSONELİ TEMİN EDİLEMEDİĞİ İÇİN 5 yılını dolduran sürücüler aylarca beklemektedirler. İşte ben acizane derim ki, yasa yapılırken memleketin durumu (uzman sıkıntısının önceden bilindiği halde)göz önünde bulundurulmamıştır, yani terzinin diktiği elbise müşterisinin bedenine uymamıştır, hem yasada ve hem de elbisede SORUN VARDIR.
Bu durum neye benziyor; Suçlu cezasını çekmiş, tahliyesini bekliyor, kendisine 'ceza evi müdürü izinli, o dönünceye kadar bekle” demeye benziyor. Böyle bir durum kabul edilebilir mi?
Vatandaşın devlet eliyle mağdur edilmesi, anayasasında 'hukuk devleti olduğu yazılı” bir ülkede tabii ki kabul edilemez.
Bu duruma Şoförler ve Otomobilciler Odası yetkilileri ne diyorlar merak ediyorum.
Sayın okuyucular, hiç kimsenin devlet eliyle mağdur edilmediği bir dünya özlemi ile yazımı noktalıyorum. Hoşça kalın.
                                                         İlhami Candemir