BolununSesi; Halkın Gazetesi

Kirli çamaşırlar

Konuk Yazar

    6 Şubat 2017

    Konuk Yazar 

    Sayın okuyucular, bu gün atasözlerimizden bir potpori (değişik atasözlerinden harman) yapmak arzusundayım. Örneğin 'Kimse yoğurdum kara demez.” Ben acizane bu atasözümüzü pek de tasvip etmiyorum. Nedeni ise 'kişinin kendini yargılamasının inkarı” anlamına geliyor da ondan.
    İtirazıma neden olan bir başka atasözümüz daha var; 'Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.” Bu atasözü de 'üç maymunları oyna” tavsiyesinin bir başka ifadesi. Yani görme-duyma-konuşma. Bu atasözü de nemelazımcılığı öneriyor.
    Tabi bu arada çok beğendiğim atasözlerimiz de vardır; Örneğin” Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” gibi. 'Yalancının evi yanmış kimse inanmamış gibi” 'Güneş balçıkla sıvanmaz” gibi. 'Gözün karnı yoktur” gibi. (Açgözlülüğün bir başka izahı).
    'Kendi gözündeki merteği görmez, el gözünde çöp arar” gibi. Bu atasözü de nereden aklıma geldi.
    Ben, siyasetten uzaklaşarak atasözlerimizden bir demet yapıp sizlere sunmak istemiştim, ama yine olmadı. Nedeni ise yukarıda 'kendi gözündeki merteği görmez el gözünde çöp arar” atasözü beni yine mıknatıs gibi siyasetin içine çekti. Hani yükseklerde oturan siyasilerin sık sık söyledikleri dini içerikli bir söz vardır; (Bunun hadis olup olmadığı da din alimleri arasında tartışma konusudur). 'hakkı söylemeyen, haksızlık karşısında-zulüm karşısında SUSAN dilsiz şeytandır.” işte ben de SUSAMIYORUM. 'Bülbül ne çekerse dilinden çeker” misali maalesef haksızlık karşısında dilimin freni bozuk.
    Bu duruşumu güçlendirmek anlamında şu hususu sizlerle paylaşmak istiyorum; Salamon'un uykusu kaçmış, yatakta ofluyor pufluyor, hanımı senin ne derdin var dediğinde 'Mori'ye şu kadar borcum var, yarın sabah ödemem gerekiyor ama para yok” dediğinde eşi açıyor pencereyi komşusu Mori'ye sesleniyor, 'Mori, Mori Salamon'un parası yokmuş yarın sana ödeme yapamayacak” diyor, sonra kocası Salamon'a dönüp 'yat uyu, şimdi Mori uyumasın” diyor. İşte ben de yazıyorum, sonra uyuyorum. Ortaya koyduğum gerçekler karşısında insafını-merhametini birilerine ipotek edenler, vicdanlarının titreşimi ile uyumasınlar diyorum.
    Yazımın başında potbori demişken şimdi gelelim irdelemek istediğim diğer bazı konulara;
    Birkaç gündür siyaseti meşgul eden olaylardan birisi, CHP milletvekili sayın Elif Doğan Türkmen'in bir milyon iki yüz bin liralık iletişim giderleri.
    Elif hanım 'bu konuda beni uyaran olmadı, bu harcamaları seçmenlerimle iletişim için harcadım, bu paranın bir kuruşu boğazımdan geçmemiştir, tamamı belgelidir dese de 'günah keçisi” olmaktan kurtulamadı. Hatta o kadar ileri gidildi ki CHP bu milletvekilini ihraç etsin diyenler olduğu gibi istifasını isteyenler bile oldu. Hatta maalesef CHP genel başkanı başkanlık divanı üyeliğinden istifasını istedi. Nitekim Elif hanım istifa etti. Zaten bu olayı kamu oyuna sızdıran AKP'nin de isteği buydu. Oldu. Ben acizane sayın Kılıçtaroğlu'nun yerinde olsa idim bu olayı sızdıran AKP'ye inat 'siz Cumhurbaşkanlığı külliyesinin maliyet masrafları ile bir günlük, bir yıllık harcamalarını kamu oyuna açıklayın ben de gereğini yaparım derdim. Demedi, yine AKP'nin oyununa geldi. Neyse oldu bir kere.
    İkincisi, bu kabil harcamaların bu güne kadar gündeme geldiğini duymamıştım. Peki şimdi niye getirildi? Referandum propagandasına malzemesi tedarik etmek için getirildi. Yukarıda belirttim; Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyet masraflarını ve hatta günlük masraflarını muhalefet partilerinin ısrarla talep etmelerine rağmen bilen var mı? Yok.
    İşte Elif hanıma yapılanları görünce insanın aklına 'kendi gözündeki merteği görmeyen el gözünde çöp arar” atasözü gelmiyor mu, geliyor.
    Bilgisayarın başına geçmişken şu hususu da sizlerle paylaşmak istiyorum;
    Çoğu devlet kurumlarında ve hatta çoğu holdinglerde-bu arada Bolu'da dahi bazı bakkal ve bayilerde -hükümete muhalif görüntüsü veren ve aslında halkı gerçeklerle tanıştıran gazetelerin satışı yasak, yasak demeyelim, hani oto-kontrol derler ya onun gibi 'oto yağcılık” la satışı yapılmıyor.
    O gerçeklerde korkulacak durumlar var ki halkın öğrenmesinden korkuluyor.
    İşte Elif hanımın olayında olduğu gibi muhaliflerin kirli çamaşırları 'çamaşır iplerine anında 'asılıyor, iktidardakilerin ve yandaşlarının kirli çamaşırları ise 'çamaşır sepetine” atılıyor. Ama sepet doldu. Bu kirli çamaşırlar da elbet bir gün ipe asılacaklar.
    Gelelim evet-hayır çalışmalarına; Görülüyor ki Referandum propagandalarında 'EVET diyenler GÜÇLÜ, HAYIR diyenler SUÇLU muamelesi görüyorlar. Keza bu yetmiyormuş gibi referandum öncesi yok ÖTV indirimi, yok KDV indirimi, yok promosyon vs.vs gibi vaatler aldı başını gidiyor. O zaman ben de derim ki sonuç 'MİLLİ irade” olmaz KİRLİ irade olur. Lütfen MİLLİ iradeyi kirletmeyelim. Yine bilindiği gibi 'OY” seçmenin kutsallık içeren iradesinin sandığa yansımasıdır. Bu nedenle bu kabil vaatler seçmene 'bunları al 'oyunu bana ver” anlamı taşıdığı için seçmene de hakarettir. Ayrıca bu durum antrenörün sporculara doping maddesi vermesine benziyor. Atamızın, cumhuriyeti ve demokrasiyi emanet ettiği gençlere yönelik hitabesinde 'muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur” dediği gençlik oyunu satmaz ve satmayacaktır, vicdanı neyi emrediyorsa oyunu o yönde kullanacaktır. Referandum propaganda çalışmaları böyle giderse ki gideceğe benziyor sonuç sağlıklı olmaz dopingli, GDO'lu olur.
    Her zaman 'muhtarın davulunu çalan' lar” (parti gözetmeksizin İktidarda kim varsa onun şakşakçılığını yapanlardan söz ediyorum), yani EVET”ciler 'hayır'cılar için ne diyorlar; 'bunlar halka güvenmiyorlar diyorlar.” Peki sizler güveniyorsunuz da bu kadar 'aslı yok yaylasında yüz bin baş koyunum var” misali bu kadar vaatlerde niye bulunuyorsunuz.
    Aklımı-mantığımı rahatsız eden bir durum daha var. Cumhurbaşkanı hem 'tarafsızlık yemini” edecek ve hem de bir siyasi partinin genel başkanı olabilecek. Traji-komik bir durum. Temel'e komutan 'vatan nedir” diye sormuş, Temel 'vatan benim anam-babamdır” komutanım demiş, komutan bu kez aynı soruyu Dursun'a sormuş, Dursun da 'vatan Temel'in anası-babasıdır komutanım” demiş. İşte cumhurbaşkanı A partisinin genel başka olduğunda B partili vatandaş ne diyecek, o A partililerinin cumhurbaşkanı demeyecek mi? Tabii ki diyecek. Bakalım daha ne günler göreceğiz.
    Neyse, referandumumuz HAYIRLARA vesile olsun.
                                                                          İlhami Candemir

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Bolu Oto Lastik