BolununSesi; Halkın Gazetesi

İşte seçimin gerçek analizi

Konuk Yazar

    4 Nisan 2014

    Gerçek yoruma göre değişir mi?
    Yoksa gerçek ortada dururken yorumlar mı farklıdır?
    Gündemimiz seçim sonuçları olduğuna göre bunun bir değerlendirmesini yapalım.
    İlimizde, açıklama yapan parti temsilcilerinin hepsi seçimin mahalli olmaktan çıkıp genel seçime dönüştüğü konusunda hem fikirler. Hal böyle olunca bizimde olaya sadece Bolu değil, Türkiye olarak bakmamız gerekir diye düşünüyorum. En doğrusu da budur. Çünkü ilimizdeki seçimi, ayakları yere basmayan, hayali ihracat gibi olan projeler falan kazanmadı. Genel seçime dönüşen rüzgâr kazandı. Laf açılmışken projelerden biraz söz edelim. Yelken yarışlarının yapılacağı Büyüksu Göleti. Yelken yarışları 150 metre eninde 2300 metre uzunluğunda parkurda yapılır. Standart böyle. 50 metre eninde 1500 metre uzunluğunda olan bir gölette ancak minyatür bir yarış düzenlenebilir. O zamanda bu projenin adı devasa değil minia proje olur.
    Bir de Çele Barajı dev projesi vardı. Bu proje mülkiyeti ve yapımı DSİ'ye ait, Belediye ile hiçbir alakası olmayan projedir. Teknokent de bunun aynısı. Yapılırsa, Belediyenin ortaklığı %10'u geçmez. Yani Belediye, teknokentte söz sahibi olamaz.
    Enbiya suresi, 30. Ayete göre, hayatı olan her şeyin yaratıldığı suyu unutmayalım. Bolu'nun su ihtiyacı 550 litre/saniyedir. 507 litre Gölköy suyuna 43 litre kaynak suyu karıştırarak, memba suyunu musluktan akıtacağız. "Devede kulak" oranında kaynak suyuyla karışım. Böyle memba suyu elde etmek hakikaten dünya bir ilk değil mi?
    En ilginci de yaşlılar köyü. Kardeş kentimiz Neuss Belediyesi'nin, geçmişi uzun yıllara dayanan bir festivali vardır. Bu proje, o festivalde gerçekten dereceye girer. Ne festivali olduğunu merak etmişsinizdir. Hemen açıklayayım; ATICILIK festivali.
    Neyse biz sadede gelelim. Evet, sandıkların Belediye Başkanı seçmekten ziyade, birtakım pislikleri temizleyen çamaşır makinesi gibi görüldüğü bir seçimdi. Fakat bence elbiseler yanlış konuldu. Sayın Muammer Güler memleketi olan Mardin'den aday konularak temizlenip gelebilirdi. Böylece Mardin Belediye Başkanlığı da BDP'ye kaptırılmazdı.
    Aynı şekilde makaracı Sayın Egemen Bağış, babasının Belediye Başkanlığı yaptığı ve yengesinin memleketi olan Siirt'ten aday konulabilirdi. Siirt'te BDP'ye kaptırılmazdı. Yok o makine küçük gelir büyükşehir lazım diyorsanız Milletvekili bulunduğu İstanbul'dan temizlenebilirdi.
    Sayın Zafer Çağlayan Bey'i unutursak ayıp olur. Ekonomi Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış birisi için en ideal il serbest bölgesi de olan Milletvekili bulunduğu Mersin'dir. MHP o zaman Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığını alamazdı ve Zafer Bey de pırıl pırıl tertemiz olarak gelirdi.
    Maksat seçim kazanmaksa; Van'dan Sayın Hüseyin Çelik, Batman'dan Sayın Mehmet Şimşek, Bitlis'ten Sayın Vahit Kiler, Şırnak'tan Sayın Mehmet Emin Dindar aday yapılabilirdi. Bu illerin hepsinde Belediye Başkanlığı, Ankara'dan gelen rüzgârla kazanılırdı. Neden yapılmadı? Ama Diyarbakır gibi de olabilirdi. Mehmet Galip Ensarioğlu, kazanan adaydan daha genç, Diyarbakır'lı, İlde sayılır bir işadamı, ildeki STK'ların hemen hemen hepsinde görev yapmış birisi. Ayrıca Başbakan'da, Hükümette arkasında ama seçim %21 fark yenilerek kaybediliyor. Kazananın da Diyarbakır'la fazla bir alakası yok. Kendisi Elazığlı ve Siirt Milletvekili. İşte bunun adı zafer değil hezimettir.
    Hatay gibide olabilirdi. Sayın Sadullah Ergin de kaybetti. Kime karşı kaybetti. AKP'nin aday yapmadığı Sayın Dr. Lütfü Savaş'a karşı kaybetti. Ne kadar ilginç değil mi?
    Bir de Bolu'ya seçimlerde destek olmak için gelen Sayın Bülent Arınç ve Sayın Mehmet Ali Şahin'e bakalım. Onlarda aday olabilirdi. Memleketlerinde MHP'li Belediye Başkanları vardı ve yine MHP kazandı. Hani bir söz vardır. "Kel ilaç bulsa başına sürer" derler. Kendi başlarına sürmediler de bizim başımıza sürdüler, bakın saçlarımız çıktı.
    Ha, unutmadan Edirne'den de Mehmet Müezzinoğlu aday olabilirdi. CHP'ye darbe vurup Trakya'da ben de varım demek için. Bu seçimde, bir paralel yapı sözü aldı yürüdü ve bize ezberlettirildi. Ama hiçbirimizde paralel iki çizgi sonsuza dek gider kesişmezler demedik. Evet, Türkiye'de bir paralel devlet yapılanması var. Bu hakikaten doğrudur ama gösterilen yerde değil. Orası menfaatler ortaya çıkınca kesişti. Esas yapılanmayı yukarıda örnekleriyle göstermeye çalıştım. Bu yapılanma devam ediyor ve birileri de yardım ediyor, maalesef hiçbir tedbir de alınmıyor. Bolu'da bir parti var ki müthiş bir başarı elde etti. Nedense onu hiç gören ve bahseden yok. Oylarında % 3000 artış var. Esas başarı bu değil mi? Seçime katılan herkesi tebrik ediyor ve seçimin kazananının Bolu olmasını diliyorum. Ne olur bırakalım artık halka "CAMBAZA BAK" demeyi. Saygılarımla.

                                                                        Alpaslan Bilgehan 
                                                        

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak