BolununSesi; Halkın Gazetesi

Yapı güvenliği hala denetim dışı!

Konuk Yazar

    12 Kasım 2013

         12 Kasım 1999 tarihinde Düzce'de meydana gelen ve 782 insanımızı kaybettiğimiz, 2.678 kişinin yaralandığı,15.000 civarında konut ve işyerinin ağır hasar gördüğü 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından bugün 14 yıl geçti.
        Türkiye bir deprem ülkesi, hayatla kumar oynanmaz.
        Yurdumuzun %92'si tehlikeli deprem bölgeleri içinde yer almakta, nüfusumuzun %95'i deprem tehlikesi altında yaşamaktadır.
         Ülkemizde her yıl yüz binin üzerinde yapı ruhsatı verilerek bina inşa edilmekte, bu binaların depreme güvenli yapılar olması için zemin etütleri yapılmaktadır.
          Uygulamada olan "Yapı Denetim Sistemi" sadece "Bina İnşa Sistemi" nin denetimin kapsamakta, zemin etütleri ise denetim dışı bırakılmaktadır.
          Bugün, Zemin ve Temek (Jeoteknik) Etüt çalışmalarının "Yapı Denetim Sistemi" nin dışında tutularak projeler ekinde önemsiz belgeler haline dönüştürülmesi, Ülkemizde yapı güvenliğini bu yönüyle denetim dışı bırakmıştır.
         Odaların da denetim süreçleri dışında bırakılması nedeniyle yapı güvenliği bugün daha fazla denetim dışı bir hale gelmiştir.
         1999 depremleri ile yaşanan yıkımların ve kayıpların en büyük nedenlerinden biri olan denetim eksikliği, son olarak 23 Ekim 2011 tarihinde yaşanan Van Depremleri ile bir kez daha ortaya çıkmış, yanlış yer seçimi kararları, yeterli mühendislik hizmeti almayan yapı üretimi ve özellikle denetimsizlik yine bir doğa olayını afete dönüştürmüştür.

          Ancak biz biliyoruz ki, başta deprem, heyelan, su baskını, kaya düşmesi gibi pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek, zararlarını azaltmak mümkündür. Çünkü jeolojik bilgilerle açıklanması hiç de zor olmayan doğa olayları insan eliyle birer afete dönüştürülmektedir.
          Zarar azaltıcı en önemli unsurlardan biri olan yapı üretim ve denetim sisteminin, her yönüyle bütünlüklü ve güvenli denetim süreçlerini de kapsayacak şekilde yeniden ele alınması kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bizler jeoloji mühendisleri olarak;
        Afet güvenli bir yapı için;
    •  Yapı Denetim hizmetinin kamusal bir görev ve sorumluluk olarak görülerek, piyasa koşullarına göre şekillendirilmemesini, toplumun can ve mal güvenliğini yakından ilgilendiren yapı üretim ve denetim süreçlerinde meslek odalarının kamusal denetim adına sürece müdahilliklerinin arttırılmasını,
    •  Yapı Denetim Sisteminin arsanın imar parseline dönüştüğü aşamadan başlamak üzere "etüt-proje ile etüt- projeye uygun yapı üretim" süreçlerini de denetleyecek bir kapsama kavuşturulmasını,
    •  Yapı üretiminin temel basamağı olan "etüt-proje" süreçleri kapsamındaki "jeolojik-jeoteknik etütler, sondaj ve laboratuvar" çalışmalarının, bünyesinde jeoloji mühendisinin de yer aldığı yapı denetim kuruluşları veya yetkili idarelerce yerinde denetlenmesini,
    •  Afet güvenli yapı üretim ve denetim süreçlerinin temel şartlarından biri olan jeoloji mühendisliği hizmetleri ile jeoloji mühendislerinin yapı denetim sistemi içinde yer almasını sağlayacak şekilde Yapı Denetim Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği'nin revize edilmesini,
    •  Jeoloji Mühendisliği hizmet süreçlerini planlamak, uygulama süreçlerini yönlendirmek ve denetlemek için başta belediyeler olmak üzere yerel yönetimlerde jeolojik-jeoteknik etüt (zemin etütleri) birimlerinin kurulmasını ve bu birimlerde jeoloji mühendisi istihdamının zorunlu hale getirilmesini, bilimsel, teknik ve kamusal bir sorumluluğun gereği olarak görüyor ve gerçekleştirilmesini bekliyoruz.
          Bizler, depremlerin önlenemeyeceğini, ancak afete dönüşmesinin engellenebileceğini ve zararlarının azaltılmasının mümkün olduğunu biliyoruz. Dili jeolojiyle yazılmış olan doğa ve doğa olaylarının ancak jeoloji mühendisleri eliyle çözümlenebileceği gerçeği temel alınarak, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede güvenli bir barınma için önerilerimizin gerçekleştirilmesini talep ediyoruz.
         Yapı güvenliğinin denetim dışı olduğu ülkemizde, afet güvenli kaliteli bir yapı üretimi ve denetiminin, jeoloji bilim ve uygulamalarının ve jeoloji mühendislerinin de sürece dahil edilmesi ile mümkün olduğu unutulmamalıdır.
          Bilimle, emekle, inatla, umutla.
                                    TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Bolu Temsilciliği 
                                                 Temsilci Yardımcısı Jeoloji Mühendisi
                                                                   Atilla Yılmaz


     
     

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Az şey bilirsek bir şeyin doğru olduğuna emin olabiliriz, bilgi artınca şüphede artar.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak