BolununSesi; Halkın Gazetesi

TARİHİ ÇEŞMELER KONUSUNDA MİMARLAR ODAMIZDAN ON YIL ÖNDEYİM

Yener Bandakçıoğlu

    4 Nisan 2005

    Mimarlar Odamızın çok yakışıklı ve çok saygılı başkanı Hüseyin Özsoy kardeşim, selefi Nadir Garipoğlu'na çok hayırlı bir halef olduğunu muhtelif çalışmalarıyla gösteriyor.

    Hafta içinde yerel gazetelerimizde Hüseyin Özsoy kardeşimizin Bolu'nun bazı kronik sorunlarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarını okuduk. Hüseyin, tarihi Orta Hamam'ın devam eden Restorasyon çalışmalarını ve yine tarihi Gülezler Konağı'nın hayata döndürülmesi ile ilgili çalışmaları açıkladığı beyanatında şehrimizdeki tarihi çeşmelere de atıflarda bulunuyor. Orta Hamam ve Gülezler Konağı ile ilgili görüşlerimizi bir başka yazıda irdelemek üzere bu gün tarihi çeşmelerimize nostaljik bir yolculuk yapalım. Önce Hüseyin kardeşimin bu konudaki açıklamasını noktasına ve virgülüne kadar "Yeni Ufuk" refikimizden okuyalım: (-İlimizde Mimari örneği olarak gösterebileceğimiz tarihi çeşmelerin olduğunu dile getiren Özsoy Bolu merkezde 10 tane tarihi çeşme olduğunu söyledi. Bu çeşmelerin atıl vaziyette durduğunu söyleyen Özsoy "bir yıl önce Oda Yönetim Kurulu ile yapmış olduğumuz toplantı sonunda Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan izin almak sureti ile Valiliğin ve Belediye'nin önderliğinde bu çeşmeleri onarma kararı aldık. Bu çeşmeler için ayrı ayrı meslektaşımız birer proje çalışması yaptılar. Bu çalışmalarımız şu anda bitmiş durumda. Bunun onayını Tabiat Varlıkları Kurulu'ndan aldıktan sonra çalışmalarımız başlayacak) dedi.

    Bir taraftan Hüseyin 'in Bolu'muz için çok olumlu bulduğum bu güzel beyanatını okuyor, bir taraftan da "olmazki böylede uzak görüşlük olmazki" deyip bu konuda bundan tam 10 yıl önce Bolununsesi'nde yazdığım "Ecdat Yadigarı Boynu Bükük Çeşmelerimiz" başlıklı yazıma doğru nostaljik bir dönüş yapıyorum. Gerçekten de Sayın Özsoy'un bu günlerde Gündeme getirdiği şehir içindeki tarihi çeşmelerimizi, Bolu'muzun bir çok konusunda olduğu gibi yine ben, hiç kimsenin yazmadığı yada ele almadığı bir sırada bundan yıllarca evvel ele almışım. 16 Ocak 1955 tarihli o uzun yazımda bakınız neler yazmışım: (Cami yapmak, Okul yapmak, Çeşme yapmak İslamın en büyük ödüllerini kazanıyor. Dinimizin bu yüce buyruğu ile coşan ecdadımız adeta birbirleri ile yarış edercesine Kentlerini, Kasabalarını Camilerle, Çeşmelerle, Medreselerle -şimdinin okulları- donatmışlar. Tabiatı ile bu hayırları yaparken de Kıyamete kadar sevap kazanacaklarına da inanmışlar.)

    Bu inançla ecdadımızın Bolu'ya kilometrelerce öteden getirdikleri sular ve yaptırdıkları çeşmeler gerek Mimari güzellikleri ve gerekse hemşehrilerimize yaptıkları hizmet nedeniyle Bolu'muzun her tarafında bir güzellik abidesi olarak durup dururlardı. Ancak zamanın acımasızlığı, halkımızın bu konudaki bilinçsizliği, resmi Kurum ve Kuruluşların vurdumduymazlığı, birde her eve su bağlanması sonucu bu güzel eserlerimiz birer birer tarihe karışmaya başladılar. Tahmin ediyorum bir çoğunun o güzelim taş örnekleri ya civardaki binalara temel oldu yada çok yer kaplıyor diye Büyük Suya atıldı. Bizlerde birer birer yok olan bu Eserlerin arkasından bakıp durduk. Benim 10 yıl evvel gündeme getirdiğim tarihi çeşmelerimiz için o günler Yetkili ve etkili büyüklerimiz biraz hareket etselerdi zannediyorum bu gün bir hayli mesafe almış olurduk. O zaman, yazımın yayınlanmasından sonra, Bolu'nun her sorununa duyarlı değerli kardeşim Şerafettin Erbayram, Filiz Makarna Fabrikamızın Değerli Müdürü Nazım Gümüşsoy ile emekli öğretmen Fatma Tuğ hanımefendi beni hemen arayarak gösterilecek birer çeşmenin tüm Restorasyonunun taraflarından yapılacağını taahhüt etmişler bende bu güzel taahhütleri bir iki hafta sonra 25 Şubat 1995 tarihli Bolununsesi'nde "Çeşmeler Akacak" başlıklı yazımda teşekkürlerimle duyurmuştum. Ancak aradan geçen 10 yıl içinde maalesef hiç birşey yapamadık.

    Mimarlar Odamız'ın bu konuya el atmasını, konunun eski bir takipçisi olarak büyük bir memnuniyetle karşılıyorum. Bu konuda Odamızın önderliğinde açılacak bir kampanya'nın işin finansmanı yönünden oldukça yararlı olabileceğini düşünüyorum. Tebrikler Mimarlar Odası, Tebrikler Hüseyin Özsoy.

    NOT: Bu konuya ilgi duyan Değerli okurlarım Bolununsesi'ne gelerek Gazete arşivinden 16 Ocak 1995 tarihli " Ecdat Yadigarı Boynu Bükük Tarihi Çeşmelerimiz" ve 20 Şubat 1995 tarihli "Çeşmeler Akacak" başlıklı yazılarımı okuyabilirler.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak