BOLUSPOR ŞAMPİYON OLDU GİBİ

Gözbebeğimiz Boluspor'un dün Yeniköysporu 3-0 yenmesi ve de rakip Kasımpaşaspor'un Bilecikspor'a 1-0 yenilmesi ile 3. lig 3.grup maçları büyük bir heyecan atmosferine girdi. Bütün gönlümüzle Boluspor'un ele geçirdiği bu tarihi fırsatı iyi değerlendirmesini ve şampiyonluk yarışını göğüslemesini bekliyoruz. Eğer Boluspor sezon sonunda şampiyon olursa bu aynı zamanda 1985 - 1986 sezonundan bu yana tam 19 yıl sonra Bolu'ya getirilecek 5. şampiyonluk olacaktır. Bu şampiyonluklarımızdan 3 tanesi 2. ligden 1. lige çıktığımız yılların şampiyonluğu diğer ikiside - şayet bu yıl şampiyon olursak- 3. ligden 2. lige çıkış şampiyonluğumuz olacaktır.  Hangi ligde olursak olalım şampiyonluğun  ayrı bir önemi ve heyecanı vardır. Boluspor'un ilk şampiyonluğunda yönetim kurulu üyesi olarak aldığım  görev ileriki yıllarda başkanlık görevine dönüştüğü için 2. ligdeki 2 şampiyonluğumuzda da Boluspor başkanı olma onurunu taşıyorum. Şu ana kadar benden başka ikiden fazla şampiyonluk yaşayan bir başka başkanımız yoktur. İleriki günlerde ve yıllarda Boluspor'un sorumluluğunu yüklenen değerli ve sevgili kardeşlerimin benim bu rekorumu kırmaları da en halisane temennimdir.

Bundan 2 hafta kadar önce yine bu sütunlarda Bolu Gündem refikimizin değerli Spor yazarı Fahri Gündüz'ün Boluspor'un şanlı tarihi ile ilgili belgeleri yayınlaması dolayısıyla Fahri Gündüz kardeşime ve Bolu Gündem refikimize teşekkürlerimi sunmuştum. Fahri, Bolu Gündem'in 15 Nisan 2005 günlü nüshasında 1985-86 sezonunun son maçını sütununa almış. "Boluspor 1. ligde". O başlığın bir kaç hafta sonra "Boluspor 2. ligde" başlığı ile tekrarlanması hepimizi tarifsiz sevinçlere gark edecek. Ancak kişilerin kaderi gibi takımların da bir kaderi olduğunu unutmayalım. Yıllarca önce Bolu sokaklarını Bayram yerine döndüren sonuç bir hafta öncesinde tam bir karamsarlığı ifade ediyordu. Bir hafta önce o zamanki rakibimiz Tarsus İdmanyurdu bize göre büyük bir avantaj yakalamıştı. Ligin sonucu Boluspor'un son hafta kendi sahasında Aydınspor'la oynayacağı, Tarsus idmanyurdununda cezalı olması nedeniyle Isparta'da oynayacağı Yeni Salihlispor maçına göre neticelenecekti. Tarsus'un beraberliği dahi, avarajınında Boluspor'dan iyi olması nedeniyle Tarsus'a şampiyonluğu getiriyordu. Boluspor'un şampiyon olabilmesi için hem bizim Aydınspor'u yenmemiz, hemde Tarsus'un Yeni Salihlispor'a yenilmesi gerekiyordu. Bu akıllara pek uymayan bir olasılıktı. Herkes Tarsus 'un şampiyon olcağına inanmıştı. Zamanın Futbol Federasyon Başkanlığı dahi bu inançta olmalı ki "Şampiyonluk Kupası " Tarsus'a verilmek üzere Isparta'ya gönderilmişti. Zamanın TRT'side aynı görüşte olduğundan yayın ekiplerini Isparta'ya yollamıştı. Futbolun 90 dk., topun yuvarlak olduğu kaidesi o gün o maçta gerçekleşmiş, Tarsus İdmanyurdu maçın 89. dakikasında Yenisalihlisporlu Cengiz'in attığı golle şampiyonluğu Boluspor'a kaptırmıştı. Bu öyküyü daha önce bu sütunlarda geniş bir biçimde yazdığımı anımsıyorum. Yeri geldiğinde ileriki günlerde yeniden, Boluspor'un o günlerini bilmeyen yada unutan kimi okur ve taraftarlar için yineleyebilirim.

Şimdi bütün Bolu'nun tek vücut olma zamanıdır. Elimize geçen avantajı iyi kullanabilirsek takımımız yukarıda belirttiğim gibi 5. kez şampiyonluğu yakalayabilir. Haydi Boluspor. Haydi Değerli Başkan ve yöneticiler. Haydi cefakar taraftarlar.

 

AÇIK TEŞEKKÜRÜMÜ GENİŞLETMEK MECBURİYETİNDEYİM 

Bolu Barosu Başkanlığı'nın, Baro Başkanlığı'ndan ayrılmam nedeniyle tertiplediği geçen haftaki geceye katkıda bulunan Değerli kardeşlerime yaptığım "Açık Teşekkür"de o günün büyük heyecanı içinde bazı unutmalarım olmuş. Bu nedenle Milli Eğitim Müdürlüğü'nden Projeksiyon alımında gerekli duyarlılığı gösteren milletvekilimiz Sayın Metin Yılmaz ile VTR'nin hazırlanmasında bolununsesi arşivlerini çekimi yapan Köroğlu TV ekibine açan Yazı İşleri Müdürümüz Hakan Aydın ve görünmeyen bir çok işi başarı ile yapan Kemal Ersan kardeşime de teşekkürler ediyorum. Bu hatam dolayısıyla kendilerinden özür dilerim.

  

"BAHİRE TEYZEM'İ " KAYBETTİK

Zaman zaman bu sütunlarda ebedi aleme intikal eden tanıdık ve dostlarımın ölüm haberlerini duyururum. Bu arada sütunumda direk olarak "Haftanın Yazısı"na konu ettiğim kimi değerli dost ve büyüklerim de vardır. Ancak 40 yılı aşan yazarlık hayatımda bu şekildeki direk yazılarımın sayısı 10'u geçmez. 18 Ekim 1993 günlü Bolunusesindeki sütunum "Terzi Emin - Yada Emin Bey Amcam-" başlığını taşıyor. O yazımda, 50 yıllık okul ve meslek arkadaşım, Yargıtay üyesi Ferman Kıbrıscıklı'nın, hakiki bir amca bildiğim Cennetmekan babası Emin Kıbrıscıklı'dan bahsetmişim.

Bu günde -dün- Emin bey amcamın eşi Sevgili Bahire teyzemi kaybettik. Bahire teyze Türk analığının bütün vasıflarını üzerinde toplayan, lügatlardaki tüm güzel sıfatları haiz adeta melaike gibi bir insandı. Bütün ömrü boyunca gerek ailesi fertlerinden gerekse konusundan komşusundan, hısımından akrabasından bir tek kişiyi dahi darılttığını duymadım. Onu tanıyan herkes kendi annesini severcesine güzel duygular içinde olurdu.

Bahire teyzemde, Yüce Allah'ın takdirleriyle oldukça uzun bir ömür yaşadı. (85) Son günlerine kadar belirli bir rahatsızlık geçirmeden Yüce Allah'ına geri döndü. Bahire teyzemin yeri hiç şüphe yokki Cennetin en güzel yerlerinden biri olacaktır. Ferman'a, Gül'e, Neriman'a ve Saadet'e, gelini Hayrünisa'ya, damatları Özcan İnceayan'a, Ahmet Akkar'a, Memduh Çeltek'e, sevgili torunlarına ve tüm ailesi efradına başsağlığı diliyorum.

  

YURDAER'DE DÖKTÜRMÜŞ HANİ

Sütun komşum, sevgili kardeşim Yurdaer Kalaycı'nın on parmağında on marifet vardır. Yurdaer yazarlığının ve sanatkarlığının yanında çok iyi bir de karikatüristtir. Kalemi kağıdın üzerinden kaldırmadan istediği her şahsın karikatürünü yapar. Dün bir konuyu bulmak üzere eski defterlerimi karıştırırken Yurdaer'in 1969 tarihli bir karikatürünü buldum. 1969 benim Boluspor yöneticisi olarak adımı duyurmaya başladığım yıllar. Yurdaer'de döktürmüş hani.