BolununSesi; Halkın Gazetesi

?ADI GÜZEL KENDİ GÜZEL MUHAMMED - Yunus Emre?

Yener Bandakçıoğlu

    25 Nisan 2005

    Hicri Takvimin Miladi Takvime göre her yıl on günlük öne gelişi nedeniyle bu yıl Peygamber Efendimiz Hazretlerinin doğum günü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız aynı haftaya rastladı. Böylece hem dini hem de milli bir bayram günümüzü bir arada kutlamış olduk. Yüce Allahımız tarafından ?Vema ersen lake illa rahmetellil alemin? müjdesi ile Alemlere rahmet olarak gönderildiği buyrulan Muazzez Peygamberimiz Efendimizin bu...

    hafta dolayısıyla, Yüce Milletimize bağımsızlığını kazandıran Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk?e cennet bahçelerinden Kevser Bahçesi?nde komşuluk izni vermesini yürekten diliyorum.

    Son yıllarda Peygamber Efendimizin doğumuna isabet eden hafta, Diyanet İşleri Başkanlığımızın organizesinde bir dizi etkinliklerle kutlanmaya başlandı. Bolu Müftülüğümüzün bu etkinliklerde en üst biçimde faaliyet gösterdiğine birkaç senedir şahit oluyoruz. Biz de bu etkinliklere her yıl katılmaktan onur duyar böylece etkinliklerin yaratacağı sevaplardan istifade etmek için fırsatlar ararız. Etkinliklerin ihdas edilmesinden sonra bir-iki yıl Bölge Yatılı Kuran Kursu?nda dar bir salonda yapılan kutlamalar artık salonlara sığmaz hale geldi. Bunda elbette ki Müftümüz Ahmet Okutan Hoca Efendi Hazretlerinin büyük katkısı var. Sayın Müftümüz, birkaç kez yazılarımda değindim gibi Bolu'ya atandığı günden bu yana Müftülük görevinin kendisine verdiği insanlarımızı aydınlatma görevini çok büyük bir başarı ile yerine getirmektedir. 1960?lı yıllardan bu yana ilimizin değerli müftülerinin hepsi ile yakınlığım ve samimiyetim olmuştur. Ancak bu hepsi birbirinden kıymetli müftülerimiz görevlerini Sayın Okutan kadar kapsamlı bir biçimde yapmıyorlardı. Sayın Okutan bugün biri haftalık diğeri günlük iki gazetemizde devamlı yazdığı gibi, devamlı Köroğlu Tv?ye çıkmakta- hatta hatta geçen yıl Ulusal Tv?lerde de Ramazan programlarına çıkmıştı- her ay muntazaman Bolu halkına konferanslar vermekte ve çok güzel kitaplar yayınlamaktadır. Bu kadar faaliyetin çok ağır bir kaza geçirmiş olmasına rağmen tekerlekli sandalyeler ve bastonlarla sürdürülmesi de Müftü Efendi Hazretlerinin görevine ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne sermektedir. Geçirmiş olduğu ağır kazadan sonra aylarca rapor alma imkanına da sahip olduğu halde bu imkanı kullanmaması da Allah ve kul katında kendisinin itibarını son derece yükseltmektedir.

    Bu yıl ki kutlamalar Çarşamba günü Belediye Yeni Nikah Salonu?nda ki programla başladı. Salon labelep dolmuştu. İnsanlar oturarak, ayakta birbirlerini ezerlercesine programı takip ediyorlardı. Tüm katılanlara gül dağıtılması ayrı bir incelikti. İstiklal Marşımızın okunmasından sonra böylesi törenlerin vazgeçilmez Hafızı, Kuran Kursu Müdürümüz Orhan Genç Hocamızın tilavetinden sonra Sayın Müftümüz ?Hz. Peygamberi taklit mi etmeli, örnek mi almalıyız? başlıklı konuşmasını yaptılar. Sayın Müftümüz veciz konuşmasının sonrası katılanları Cumartesi günü aynı salonda Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi profesörlerinden Yaşar Kandemir?in konferansına davet etti.

    Yüce Allah kalbimizden geçenleri biliyor ya, katılımın bu kadar yoğun olmasının nedenini programın sonunda bedava dağıtılacak ?Kur?an Meali? ile yine bedava dağıtılacak ?Kutlu Doğum Aşı?na bağlamıştım. Ama Cumartesi günkü katılımı görünce artık Müftü Efendi Hazretlerinin Bolumuza mal olduğunu ve insanlarımızın onun arzularını yerine getirmekten mutluluk duyduklarını anladım.

    Cumartesi günkü konferansta, aynı Çarşamba günkü kutlama gibi fevkalade kalabalıktı. Sayın Müftümüz zaten konuşmacının propagandasını Çarşambadan yapmıştı. (- Büyük bir misafirimiz geliyor. Kendileri benim de hocamdır. O gün de sizleri buraya bekliyorum. Başka hediyelerim olacak.) Sayın Müftü?nün o gün yani Cumartesi başka hediyelerim olacak dediği şey bizatihi Sayın Prof. Dr. Yaşar Kandemir?in kendisiymiş. Tv?lerde birbirine giren, akıl almaz savlarla insanların din duygularının zayıflamasına sebep olan kimi profesörlerin aksine ağzından bal damlayan bir hocanın karşısındaydık. Orijin olarak Hadis Profesörü olan misafirimiz insanları hiç sıkmadan bir buçuk saat konuştu. Bu konuşmanın tümü Müftülüğümüzce banda alınmış olduğundan arada sırada Köroğlu Tv?de yayınlanması çok isabetli olur. Sayın Profesör?ün Yüce Peygamber Efendimizin özel hayatı ile ilgili verdiği çok çarpıcı mesajlar belki salonu dolduran Anadolu erkeklerini hoşnut etmemiş olabilir. Evde eşine yardım etmeyi, sağı solu toplamayı ?Kılıbıklık? olarak değerlendiren toplumumuz ve erkeklerimiz böylece ne kadar büyük bir kayıpta olduklarını anladılar. Şahsen ben Yüce Peygamber Efendimizin bu sünnetlerinden evlendiğimden beri sevap kazanan bir Müslümanım. 1994 Yerel Seçimleri?nde CHP Belediye Başkan Adayı olarak katıldığım sevgili dostum Fatih Maradit?in MTV televizyonunda evimde çekilen bir programda evlendiğim tarihten bugüne kahvaltı masasının hazırlanması ve sobanın yakılması görevinin bana ait olduğunu söylemiştim. Bu söylevim birçok hemşehrim tarafından çok büyük bir sempati ile karşılanmıştı. Ancak o zamanın siyasi koşulları içinde bu sempati oy sandığına yansımamıştı. Şimdi de sabah kahvaltı masasını hazırlayıp kaldırmak ve kaloriferi yakmak bana aittir.

    Sayın Profesör?den ilk defa böyle bir konuşma da yapıldığını zannettiğim bir uyarıyı da tüm okurlarıma duyurmak isterim. Hocamız eşlerin birbirlerine evlerinde sık sık ?Seni seviyorum? demelerini tavsiye ediyor. Cicim ayları bittikten sonra evlerimizde bu şekilde hitap tarzının kalmadığını söylemek bir kehanet olmayacaktır. Konferanstan sonra zannediyorum katılımcılar evlerinde ?Seni seviyorum? sözcüklerini daha sık kullanır olacaklardır.

    Ya, Hocamızın, Peygamber Efendimizin Hz. Ayşe validemizle yarışmasını anlatan sözlerine ne demeli? Muazzez Peygamberimiz Efendimizin etrafın ne diyeceğine aldırış etmeden eşi ile resmen sokakta koşması bunlardan birinde yenilip diğerinde yenmesi şimdilerde hiç birimizin aklının eremeyeceği bir aile sevgisi olarak karşımızdadır. Hangimiz eşimizle birlikte bir caddede veya sokakta koşuyoruz?

    Evet sevgili okurlarım 2005 yılı ?Kutlu Doğum Haftası?, etkinliklerine katılmayanlar çok şey kaybettiler. Başta Sayın Müftümüz Ahmet Okutan Hoca Efendi Hazretleri olmak üzere bu kusursuz organizasyonda görev alan Müftülük mensuplarımızı, etkinliklere maddi yardımda bulunan isimleri açıklanmayan hayırseverlerimizi, konuşmasında İstanbul dışına çıkmadığını ancak Müftü Efendi?yi çok sevdiği için Bolu'ya geldiğini açıklayan muhterem Prof. Dr. Yaşar Kandemir Hocamızı yürekten kutluyorum. Önümüzdeki yıllarda ki kutlamalar içinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum.

    BİRADER?İN ? Oğlumun ?SAYESİNDE
    NAMIMIZ AMERİKA?LARDA SÖYLENİR OLDU

    Adına internet dediğimiz akıl ve hafsala almayan icat sayesinde Dünya küçüldü. Ömürleri boyunca birbirlerini göremeyecek kişiler bile bu iletişim mucizesi ile sağlam dostluklar kurabiliyorlar. Boynuz kulağı geçti misali kısa sürede benim yazarlıkta edindiğim şöhreti geçmek üzere olan Birader?de bolununsesi ?nde ki yazıları nedeniyle birçok değerli hemşehrimle gıyabi dostluklar kurmaya başladı. Bunlardan biri de Amerika?da yaşayan değerli hemşehrimiz Ayşe Özer hanımefendi ile muhterem eşleri Prof. Murat Özer?dir. Cumhur son gidişinde işlerinin yoğunluğu nedeniyle Özer ailesi ile buluşamamış. Bunun sebeplerini geçen hafta bolununsesi ?nde anlattı. Özer?ler de Cumhur?la buluşamadıklarına çok üzülmüşler. Bu üzüntülerini Cumhur?a attıkları e-mail?de ifade ediyorlar. Sayın Prof. Murat Özer beyefendi e-mail?inin sonuna bizim Birader?in abisi ?babası- için bir rübai de iliştirmiş. Kendisine yürekten teşekkür ediyor muhterem eşlerine ve sevgili oğullarına güzel günler diliyorum.

    ?Azdır ne kadar övünse kendisiyle zümrüt Bolu
    Halka hizmet Hak?ka hizmet; mübarek bir cennet yolu
    Bu düstürla ömür boyu, hizmet etti usanmadan
    Bolu'nun fedekar evladı: Yener Bandakçıoğlu.?

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak