BolununSesi; Halkın Gazetesi

?MARİFET İLTİFATA TABİDİR?

Yener Bandakçıoğlu

    16 Mayıs 2005

    Zaman zaman bu sütunlarda Bolu'muzun değerli Müftüsü Ahmet Okutan Hocaefendi hazretlerinin, ulvi makamının tüm gereklerini yerine getiren, halkımızı irşat yolunda engel tanımayan çalışmalarına yer verdiğimi sevgili okurlarım çok iyi bilirler. Sayın müftümüz, Bolu'ya atandığı ilk günlerden beri devam eden karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı münasebetlerimizin sonunda devamlı yazı yazdığı Bolu Gündem refikimizde bu hafta ?Yener abisini? konuk etmiş. Bolu'daki yayın organlarının belli kesimlere hitap etmesi ve okuyucu profilinin değişik olması nedeniyle sayın Müftümüzün hakkımızda izhar buyurduğu bu hiçte layık olmadığımız iltifatlarının bir kez de Bolununsesi okuyucularına sunulması gerektiğine inanıyorum. Yüce Allah?ın hepimize verdiği bencillik ve nefis duygularının bir sonucu olarak sütunlarıma aldığım bu güzel yazı nedeniyle sayın Müftümüze en derin saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Her karşılaşmamızda benden çok küçük olmasına rağmen sırf makamına ve dini bilgilerine olan sevgi ve saygım dolayısıyla elini öpmek istediğim halde her defasında büyük bir nezaketle bu talebimi geri çeviren sayın Müftümüzün sütunuma bu aşamada müdahale edemeyeceği fırsatını da kullanarak gıyaben ellerinden öpüyorum.

    1999 yılının Aralık ayında depremin yoğun baskısına rağmen hayat mücadelesi verirken tanıdığım sevgili Bolu halkına o hengamede bile bir şeyler yazarak yardımcı olmak isteyen o günün Baro Başkanı Avukat Yener BANDAKÇ/OĞLU ile karşılaşmam o günlerde bir çadır mescidinde olmuştu.

    Sevecen tavırları ve gülen yüzü ile herkese olduğu gibi bana da son derece dostça davranan bu kıymetli ağabeyimin hakkımda beslediği güzel duygulardan bugüne kadar inhiraf etmemesi beni oldukça memnun etmiştir. Onun tenkit edeceği bir şey yapmamam ve yaptıklarımı takdire değer buluyor olması beni fazlasıyla mutlu ediyor ve halkımıza hizmette duraksamamam gerektiğini anlıyorum.

    Yener ağabeyimin benim hakkımda yanılmadığı gibi ben de onun hakkında yanılmadığıma inanıyorum. Nitekim o günlerde köşesinde benden "Müftü Efendi Hazretleri" şeklinde hak etmediğim bir ünvanla bahsetmesini bana gösterip "bu kişi bu ifade ile sizi alaya alıyor" gibi bir şeyler söylemek isteyen birine yanlış anladığım, benim gördüğüm o simada Müftü ile alay edecek bir durumun mevcut olmadığım vurgulayarak söyledim. Yanılmamıştım. içinden geldiği gibi söylüyor bunu bana değil Müftülük makamına bir saygı olarak anlıyorum. Sağolsun, varolsun.

    Yener ağabeyim, Müftülüğümüzün her konferansına gelir. Bu durum, halka bir açılım sağladığı gibi bana da güç ve cesaret vermiştir. Konferanslarımıza itibar etmeyenlere bir şey diyeceğim yok, ama katılanları gönülden kutluyor ve onlara teşekkür ediyorum.

    ilk günde de söylediğim gibi bende görülen güzellikler Yüce dinimizin güzellikleridir. Bende görülen eksiklikler de benim şahsi eksikliklerimdir. Eğer halkımız Müftülüğe ve programlarına itibar ediyorsa, bu onların dinlerine olan sevgisindendir. Ben ne yaptıysam bu dindar, hayırsever ve işi gördüğünde oraya hemen koşan değerli halkımızla yaptım. Bunun bilhassa bilinmesi benim için önem arz eder.

    Ama, bunun görülmesi, "halka ilgi gösteren, ilgi görür" gerçeğinin fark edilmesi gerekir, İşte Yener ağabeyim bunu yapıyor ve sosyolojik bir olayın gelişimini takip ediyor: Halktan kopukluğun ülkeye hayır getirmediğini, halkı umursamamanın da zarar getirdiğini herkesin bilmesinde sayısız yararlar vardır: Bizler ne yapacaksak bu halkla, bu Müslüman halkla yapacağız, bunu asla unutmamamız gerekiyor.

    Bana çalışmalarında yarar sağlayacak güç ve cesaret veriyorsun Yener ağabeyim sağol, varol.

    Bir çok yazın ile birlikte bilhassa 25 Nisan 2005 tarihli yazın üzerine kaleme aldığım bu ifadelerden dolayı beni mazur göreceğini umuyorum.

    Daha nice yıllar; halkla birlikte Hakk'ın yanında olmak ümit ve dileklerimle Yener ağabeyime saygılarımı sunuyorum.

    KASIMPAŞA?NIN ?UFUNET?İNİ ANCAK ?NAMLI? ALIR


    Ben ve Ayhan Acar, Namlı?nın olmazsa olmazı Şef Mehmet Özer?le birlikteyiz. Mehmet, yine hemşehriliğini gösteriyor. İğne atmaz bir biçimde dolu olan yukarılı aşağılı salonlardan üst kattaki masamızı kaşla göz arasında değiştirip, ana salonun en güzel masasını hemşehrilerine tahsis ediyor.

    Bu da Namlı?nın en yakışıklısı, Sercan Danışman. Birkaç yıl sonra tıpkı abileri gibi şef olacak ve şayet Yüce Allah nasip ederse yine Yener Abisiyle Ayhan Abisine hizmet edecek.

    Yıllardan beri Namlı?da çalışan Cevat Erkmen kardeşim ile soldan sağa, Muharrem Çetin, Niyazi Çatak, Mustafa Üreten ve Şevrolesiyle bizleri İstanbul?a getiren Fuat Sarıalan?la birlikteyiz. Fuat?ın Cevat?la akraba olduğunu masada öğreniyoruz.

    İşte tüm masamız. Sağda ayakta, uzun yıllar Bolu'da da çalışmış olan Şef Mehmet Yılmaz, ben, Ayhan Acar, Cumhur ve Ümit Demirtaş. Sol tarafta da yine Mehmet Özer ile Fuat Sarıalan, Mustafa Üreten, Niyazi Çatak, Muharrem Çetin. Boluspor?un iç ve dış tüm maçlarının müdavimi Ümit?i geçen yılki başkanlığım sırasında Boluspor?un en vefalı taraftarı olarak ilan etmiştim. Çünkü bir ara ligden düşme ihtimalimiz karşısında bile Ümit tüm deplasmanlarda bizi yalnız bırakmamıştı.
    Kasımpaşaspor ? Boluspor maçı nedeniyle geçen hafta sütunumuz boş kaldı. Geçmiş bir hafta boyunca, yerel basınımız ve Köroğlu TV?miz maçla ilgili haber ve yorumları okurlarına ve hemşehrilerimize duyurdular. Maç öncesi, maç sonrası olayları bir kenara itip objektif olmak gerekirse bütün olumsuz koşullarıda göz önünde bulundurarak takımımızın şu veya bu nedenlerle maçta iyi bir mücadele örneği veremediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Burada düzeltme gereğini duyduğum vicdani bir görevimde var. Yerel basınımızda çıkan haberlerin aksine naciz şahsımız Kasımpaşa stadında görülmemiş bir sevgi ve saygı çemberi ile karşılanmıştır. Şu anda herhangi bir sportif görevim olmamasına rağmen Kasımpaşa?da şahsıma gösterilen büyük saygı ve sevgi tahmin ediyorum Boluspor?un şanlı tarihindeki doldurulmaz yerimizin etkilerinin hala devam ettiğini göstermektedir. Bana karşı gösterilen bu yakın ilgi Şeref tribününü gözlemlemek fırsatını bulan hemşehrilerim tarafından da çok açık ve net bir biçimde görülmüştür. Bu duruma değerli kardeşim Erhan Beykoz Bolu Olay refikimizde bir nebze değindi. Ayrıca yine aynı tribünde maçı seyretmekte olan bir değerli Emniyet Müdürü kardeşimizde ?maça gittiği çeşitli gazetelerimizde yer alan sayın İrfan Bayar değil- Yener abi faktörünü gözleriyle gördü.

    Şahsımı fevkalade duygulandıran ve onurlandıran bu davranışlara rağmen, elbetteki gönlü Boluspor?dan başka kulüp sevgisi tanımayan benim içinde sonuç çok üzüntü vericiydi. Bu üzüntümüz ancak ?NAMLI?DA? giderilebilirdi. Nitekim Bolu'dan değerli kardeşim Fuat Sarıalan?ın Chevrolet ?iyle birlikte maça geldiğimiz dostlarımız Ayhan Acar, Muharrem Çetin, Niyazi Çatak ve İstanbul?da bizlere katılan Mustafa Üreten ve Ümit Demirtaş da olduğu halde bizim biraderin ?oğlum Cumhur- daveti üzerine soluğu ?Namlı?da? alıyoruz.

    ?Namlı?, artık ünü kıtalar arası olmuş bir Bolu mekanı. Levent?in en güzel yerlerinden birinde. Boluspor?un şanlı tarihinde birkaç kez Boluspor?u misafir eden bu mekan tüm personeliyle Bolu'ludur. Benim başkanlığım sırasında bizleri ?Namlı?ya? patronlardan Kamil Kırbaç kardeşim davet ederdi. Kamil Kırbaç?la uzun yıllar tebrikleştik. Ancak zamanın acımasızlığı içinde son yıllarda tebrikleşmelerimiz kesildi. Kamil Kırbaç dostumun sağlık ve sıhhatinin iyi olduğu haberlerini Cumhur?dan duymakla çok seviniyorum.

    Son yıllarda benim yerime Namlı?ya, Cumhur, kızım Nur ve damadım Burak Karsu sık sık gidiyorlar ve buram buram Bolu havası alıyorlar. Hemşehri olmanın dayanılmaz güzelliğini yaşıyorlar. Cumhur 7 Şubat 2005 günlü bolununsesi ?nde Namlı?yı ?İstanbul?da bir vaha. Vahanın adı Namlı? başlığı altında çok güzel bir biçimde anlatmıştı. Bir Bolu'lu olarak ?Namlı?nın? konumundan etkilenmemek mümkün değil. İnsanlar masa bulmak için saatlerce sıra bekliyorlar. Böyle bir müesseseyi yaratan emeği geçen tüm hemşehrilerimi kutluyorum. Yazılarımızda yaşımızın da icabı sık sık yeni kuşakların bilemediği Osmanlıca kelimeler kullanırım. Ufunet sıkıntı veren manevi ağırlık manasına da gelir. O itibarla yazı başlığım doğrudur. Çeşitli nedenlerle ufunet halinde olan tüm hemşehrilerime ?Namlı?nın? insana huzur veren atmosferine gitmelerini öneriyorum. Hele orada birde Bolu'lu olduğunuz duyulur yada bilinirse hiç şüphe etmeyin ki hayatınızın en keyifli yemeklerinden birini yiyecek ve tüm Ufunet?inizi bırakıp kuş gibi olmuş bir biçimde oradan ayrılacaksınız.

    BOLU BEYLERİ DENİZLİ?DE

    Sizler bu yazıları okurken bizler de binlerce Bolusporlular olarak Denizli?den dönmek üzere olacağız. Değerli kardeşim Bolu'nun en tanınmış simalarından Şoförler Odası ve Esnaf Dernekleri Birliği başkanı, Bolu Erkek Öğretmen okulu?ndan talebem Nihat Alpat Öztürk?ün davetlisi olarak Baro Başkanımız Sevgili kardeşim Av. Tuncay Alnıak ve ben binlerce Bolu'lu gibi Cumartesi ?den Veysel Karani misali yollara düştük. Şimdiden Yüce Allah?tan Bolusporumuza zaferler ihsan etmesini diliyorum. Yine Yüce Allah?tan önümüzdeki hafta güzel bir Boluspor yazısı yazmamı bana nasip etmesini de diliyorum. En büyük Boluspor. Başka büyük yok.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak