İYİKİ DOĞDUN PATRON, PARDON bolununsesi

Bu şirin ve güzel gazete, bu gün okuduğunuz sayısıyla yayın hayatında 13?üncü yılını geride bırakıp 14?üncü yılına giriyor. Fani hayat için oldukça uzun bir süreç. Bir gazetenin hangi şartlarda çıkarıldığını, hangi şartlarda hayatını devam ettirebildiğini belki de Bolu'da bu mesleğin profesyonellerinin dışında en iyi bilen birisi olarak bolununsesi?ni ve patronu yürekten kutluyorum. Çeşitli yazılarımda bizim eski gazeteciliğimizi bilmeyen yeni yetme gençler için birkaç kez yazmıştım. Bolu'da gazetecilik hayatında en uzun süren bir geçmişe sahibim. Gazeteciliğe yada bu günün moda tabi-riyle köşe yazarlığına 1958 yılında o zamanki Yeni Hamle Gazetesi?nde başladığımı daha sonra köşe yazarlığının yanında sırf amatörce ve hiçbir iddia taşımadan Yazı İşleri Müdürlüğü de yaptığımı tekrar hatırlatmakta yarar var. Bu gün Bolu basının da yer alan bir çok genç ve değerli kardeşim daha Dünya?ya gelmemişken ben Bolu Sabah, Abant ve Sesimiz Gazeteleri?nde Yazı İşleri Müdürü olarak çalışmanın zevkine eriştim. Son Yazı İşleri Müdürlüğümde bilindiği gibi bolununsesi?nin kuruluşundan itibaren uzun süre bu gazetede görev almamdır.

Şunu açıklıkla belirtmekte yarar var ki, bolununsesi?nde ki köşe yazarlığım tabiatıyla bolununsesi?nin çok güzel bir biçimde çıkması ve mündericatıyla çok tutulup beğenilir olmasının da katkısıyla gazetecilik hayatımın en önemli devrelerinden birini teşkil etmektedir. Hatta geçmişte ki yazılarımdan birinde bolununsesi?nde ki köşe yazarlığımın bana sağladığı şöhretin neredeyse Boluspor Başkanlığı?ndan edindiğim şöhreti geçmiş olduğunu da açıklıkla belirtmiştim.

Geçen hafta içinde gazetemizin ele avuca sığmaz çok yakışıklı Yazı İşleri Müdürü Hakan Aydın arayıp da (-Yener Abi, 14?üncü yaşımıza giriyoruz. Bu güzel yıl dönümünü kutlamak üzere Çarşamba akşamı DSİ Gölköy Tesisle-rinde birlikte olmayı diliyoruz) deyince inanın yeni bir seneyi daha devirmenin mutluluğunu ve heyecanını yaşadım. Dile kolay, tam 13 yıl geride kalmış. bolununsesi ?ne bütün çalışanlarıyla birlikte nice nice 13?üncü yıllar diliyorum. Gazete bu çizgisini devam ettirdiği sürece eminim çok 13?üncü yılları geride bırakacaktır.

Kutlama gecesinin DSİ Gölköy Tesisleri?nde yapılması da maziye sıkı sıkıya bağlı olan benim için nostaljik düşüncelerin yeniden alevlenmesi fırsatını yarattı. Bazılarının maziyi bırakıp geleceğe bakalım demelerine rağmen ben maziyi unutanların yanlış düşündüklerini her zaman ifade ediyorum. Kim ne derse desin, Boluspor?un şanlı bir tarihi vardır. Bu Tarih her Bolulu için bir KIVANÇ vesilesi olmalıdır. DSİ Gölköy Tesisleri, bu bağlamda aynen Küçük Kaplıca ile Resturantı?nın Boluspor Tarihindeki mümtaz yeri gibi müstesna bir yere sahiptir. O şanlı tarihte bir çok kampımızı Gölköy Tesis-leri?nde yapmıştık. Aynen Küçük Kaplıcada olduğu gibi Gölköy Tesisleri?de bizim için ikinci bir ev mesabesindeydi. Bir çok tarihi zafer Gölköy Tesis-leri?nde yaptığımız kampların ardından kazanılmıştır. Son yıllarda bu tesisler bazen kapandı, bazen de yeniden açıldı ama Boluspor?la fazla bir ilgisi kalmadı. Çarşamba akşamı Gölköy Tesisleri?nin aynen eski günlerde olduğu gibi Boluspor özlemi ile dolu olduğunu gözlemledik. Tesislerin şu anda ki müdürlüğünü deruhte eden İsmail İşler kardeşimin yönetiminde huzurlu saat-ler geçirdik. Boluspor?un şampiyonluğa koştuğu şu günlerde de Gölköy Tesis-leri?nin yeniden Boluspor?la eski gönül bağını tekrarlayacağına inanıyorum.

Evet. Yıllar ne çabuk geçmiş. Eskiyen yıllar mı acaba bizler miyiz? bolununsesi?nin bu geçen yıllar zarfında eskimediği aksine eski bir şarap gibi yıllandıkça değerlendiği gerçeği de gözümüzün önündedir. Bu satırları, bu gazetenin yazarı olarak söylemiyorum. O akşam açıklandığına göre gazetemiz tüm Bolu basını içinde internetten en çok tıklanan gazete olma birinciliğini açık ara bir farkla muhafaza ediyormuş. Yani bolununsesi ara sıra reklam spotu olarak yazılan ?bolununsesi Bolu'nun Gazetesi? sıfatını bundan sonra da değişmeyecek bir biçimde ele geçirmiş.

Bu başarı da elbette başta patron olmak üzere, çalışan herkesin payı vardır. Ama en büyük pay Sezar?ın hakkını Sezar?a vermek gerekirse patronundur. Yıllarca önce kapı karşı komşuluk yaptığımız evlatlarım Cumhur ve Nur?un mahalle arkadaşı Kamuran?ın bir gün böyle meşhur bir gazeteci olacağını imkanı yok bilemezdik. O zamanlar bildiğimiz bir şey vardı. O zamanlar bile elinden her şeyin geldiği patrona takılan ?HAMARAT? lakabı.

Hamarat patron bu gün gazetesinin 14?üncü yaşına girmesinin kıvancını yaşıyor. Bizlerde bu gazetenin bir ferdi olarak aynı duygular içindeyiz. İyi ki doğdun patron pardon bolununsesi...

1-18 Ocak 2005 tarihli bolununsesi ?nde ki köşe yazımın başlığı ?BUNDAN SONRA TELİF HAKKI İSTEYECEĞİM?di. O yazımda bu sütunlarda ki kırık dökük cümlelerimizi iktibas ederek köşe yazılarına konu yapan değerli kardeşlerimden bahsetmiştim. Bunlardan biri de gazetemizin güçlü köşe yazarı Tabaklar Mahallesi?nden mahalle, Bolu Lisesi?nden de okul arkadaşım-Benden 1 dönem geridedir- sevgili kardeşim Yurdear Kalaycı?ydı. Yurdaer?den telif hakkı olarak Yurdaer 2 Restauranttan mükellef bir akşam yemeğine fit olacağımı yazmıştım. Bu hafta gazeteye geldiğimde Yurdaer?in yazI konusunun geçen haftaki ?PATATES PROFESÖRÜNÜN KAYGILARI? olduğunu memnuniyetle gördüm. Böylece Yurdaer?den telif hakkı olarak ikinci yemeği kazandığımı zannediyorum. Biz isteyelim de her halde Yurdaer?de çaresine bakar.

2-Dünkü Hürriyet Gazetesi?nde eski bakanlarımızdan Sayın Akın Gönen?in son günlerde bilhassa İstanbul?da cereyan eden hırsızlık olaylarıyla ilgili bir beyanatı vardı. Sayın bakan ?Bekçi düdüğü keşke susturulmasaydı? diyor. bolununsesi?nin dikkatli okuyucuları bizim Bekçi Baba konusunu tam 10 yıl önce belki de Türk basınında ilk defa kaleme aldığımızı bilirler. Sayın bakanın gerekçelerini ben daha taa o zamanlar yazmışım. Her zaman söylüyorum. Bu sütunlardaki kırık dökük cümlelerimiz içinde anlayanlar için çok mesajlar vardır. Yeter ki anlamasını bilelim.