Bundan Sonra ?Telif Hakkı? İsteyeceğim

Telif hakkı, bilhassa son yıllarda hukukumuza giren ve eser sahiplerini koruyan bir hak olarak bayağı popülerleşti. Bu konuda son yıllarda büyük yasal düzenlemeler de yapıldı. Artık herkes başkalarının yazdıklarına ve çizdiklerine gerekli itinayı göstermek durumunda kalıyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu bu konuda ki yasal düzenlemelerin etraflı bir biçimde ele alındığı kanun olarak yürürlükte.

Yani özetlersek, herhangi bir kimse herhangi bir kişinin yazısından ya da başka bir eserinden alıntı yaparsa bu alıntıya karşılık yazı ve eser sahibinden mutlaka izin almak ya da bunun bedelini ödemek mecburiyetindedir.

Bu satırlarımı birazda şaka olarak yazıyorum. Yoksa benim yazımın başlığında ifade ettiğim gibi yazılarımdan alıntı yapan değerli arkadaşlarımdan ve dostlarımdan "Telif hakkı" isteme gibi bir niyetim asla olamaz.

Geçtiğimiz hafta içinde de Bolu yerel basınında telif hakkı isteyeceğim(!) köşe yazıları çıktı. Bolumuzun teşvik tedbirlerinden istifade edememesi sonucu bu konuyla ilgilenen değerli ve sevgili kardeşlerim Yurdaer Kalaycı, Şerafettin Erbayram ve Adnan Daylan'ın girişimlerini ve çabalarını yazdığım 27 Aralık 2004 tarihli başyazım "Üç Silahşörler" başlığını taşıyordu. Bu tabir Bolu Gündem refikimizin güçlü köşe yazarı sevgili kardeşim Süha Alparslan'a ve Bolu Gündem refikimize ilham kaynağı olmuş. Süha'nın nefis yazısı "Die-Bolu-Üç Silahşörler" başlığını taşıyor. Buradaki "Üç Silahşörler" benim Üç Silahşör'üm. Zaten Süha'da bunu böyle olduğunu (- Yener Abi platformun öncülerini üç silahşörler olarak nitelemiş ya) diye belirtiyor. Bolu Gündem refikimizde Süha'nın bu nefis yazısını 7 Ocak 2005 Cuma günü gazetenin sür manşetine taşıyor. Bolu Gündem'in sür manşeti çok çarpıcı: ?Şimdi silahşörlük değil, Robin Hood'luk zamanı? Süha ve Bolu Gündem benim üç silahşörümü böyle değerlendirince birader Cumhur'da durur mu? O da kalemi ele almış. Doğal olarak Abisi'ni koruyor: (-Yener Abimizin silahşörler yakıştırmasına Süha Abimiz devrin silahşörlük devri değil Robin Hood'luk devri olduğu yönünde hafifte dokundurmalı bir teklifte bulunmuş. Robin Hood bildiğimiz gibi İngiliz masal kahramanı olup her ne kadar ruhumuzu okşasa da o devrin yönetimine baş kaldıran, yasaları tanımayan bir eşkiyadır. Bence devir ne silahşörlük ne de Robin Hood'luk devridir. Devir Adalet ve Kalkınma Partisi devridir. Çözümü başka yerde aramaya gerek yok. Sayın Başbakanımız istese iki dakika da Bolu'nun kaderini değiştirir.) diyor.

Daha bitmedi. Uzun diye tanımlayabile-ceğimiz bir süre gazetemizdeki yazılarına ara vermiş olan sevgili kardeşim Yurdaer Kalaycı - benim üç silahşörümden biri- da yeniden başladığı köşe yazarlığının ilk yazısına bakın nasıl başlamış: (- Bolununsesi gazetesi başyazarı, çocukluk arkadaşım Yener'in patronu Kamu-ran'ın... ) cümlenin kurgusu da fevkalade calib-i dikkat. Yener'in patronu Kamuran. Bolu basınının ele avuca sığmaz mensubu sevgili kardeşim Kamuran hakkında, ilk defa gazetede "patron" sıfatının tarafımdan kullanıldığını herkes bilir. Bu sıfat artık Kamuran'la özdeşleşmiştir. Allah selamet versin Kamuran'la arası limoni olan eski valimiz Sayın Mehmet Ali Türker benim Kamuran'dan sık sık patron diye bahsetmeme kızardı. Kamuran'ın sayın valiyle limoni münasebetleri herhalde devam etmeli ki o da geçen hafta ki "Faka bastın şaka yaptık" sütununda bazı tesislerdeki Mehmet Ali Türker ismini eskiden beri yaptığı gibi eleştirmekten kendini alamamış, bu arada Yener Abisi'ne de atıfta bulunmuş: (- Ama Yener Abimiz bile, kendisi ile yeni yıla birlikte girdiği için çok mutlu olduğunu ifade ediyor.) demiş.

Bir hafta içinde dört güzide kalemin öyle veya böyle benden alıntılar yapmasını "Telif haklarıma" tecavüz olarak değerlendiriyorum.(!) Telif hakla-rımı tahsil için yargıya başvuracağım.(!) Ancak davalılarla anlaşabiliriz. Mesela Süha'dan bir cep telefonu(!), Yurdaer'den, Yurdaer 2'de mükellef bir akşam yemeği(!), Patron'dan Bolu Dağları'nın karlı manzaralarına karşı Gazete'nin balkonunda bir mangal partisi(!), Birader Cumhur'dan da şa-yet yurtdışı gezilerinden vakit bulur da Bolu'ya gelirse bir öpücük. Valla... başka türlü sulh olmam.

Açık Bayram Kutlaması

Mübarek Kurban Bayramı vesilesiyle, tüm okurlarımın, bana Yener Abi diye hitap ettiklerin-de gözlerinin içi gülen sevgili kardeşlerimin, dostlarımın ve tüm akrabalarımın bütün günleri-nin Kurban Bayramı günleri gibi mübarek ve mut-lu olmasını Yüce Allah'tan diliyorum. Yüce Allah hepimizi nice nice böylesi mübarek günlere eriştirsin.