BolununSesi; 33 yıldır sadece halkın desteği ile yaşıyor

Herkes Prof. Dr. Kenan Mortan?nın sütununa giremez

Yener Bandakçıoğlu

    13 Aralık 2004

    Ülkemizin en meşhur iktisat profesörlerinden tanınmış TV. Yorumcusu ve köşe yazarı Prof. Dr.Kenan Mortan bir süreden beri Bolunun kalkınması ile ilgili çalışmalara aktif olarak katılıyor.

    Geçenlerde Sn. Profesör bizimde katılmaktan onur duyduğumuz Bolu toplantılarıyla ilgili izlenimlerini 7 arlık 2004 günü Dünya Gazetesindeki ( Globus ) sütununda dile getirmiş.

    İsterseniz Dünya Gazetesinin özel dağıtım sistemi nedeniyle birçoğunuzun okumadığını zannettiğim bu güzel yazıyı noktasına ve virgülüne kadar tekrarlayalım:

    Bolu için bir kavşak

    İlhan Tekeli, Türkiye'de özgün düşünen bilim insanlarının başında gelir. 44 yıllık dopdolu bir üniversite yaşamı sonrası ODTÜ'den emekli oluyor. Dostları onun için bir güzellik üretti. "İlhan tekeli için Armağan Yazılar" 24 dost bilim insanının imzasıyla, 590 sayfalık bir metin olarak Tarih Vakfı'nca yayımlandı. İmzalardan biri Profesör Ayda Eraydın. "Bölgesel/Yerel Gelişme Yazınına Eleştirel Bakış" adını taşıyan çalışmasında, bölge adına 1960'lardan bu yana yapılanı ve düşünüleni irdeliyor. Benim için en önemli bulgusu "yerele özgü olanı anlamak iddası ile ortaya çıkan yaklaşımlarda yerelin özgünlüğünü yansıtan yerel kavramların yer bulmaması" konusu oldu. Eraydın, yerel süreçleri açıklayan kavramların evrensel kavramlarla indirgenmesindeki yanlışlığa dikkat çekiyor. Bölge ve yereli neden yerel kavramlarla düşünemediğimiz konusunu sorguluyor. Kendi sözleriyle "Yerel, biricik ve gelişme çizgisi kendine özgü ise, kendine özgü kavramların da olması gerekmiyor mu?" Bu soru biraz da kalkınmanın aktörleriyle yakından ilgili. Gelişme sürecine yerel aktörlerin sorumluluklarını üstlenmesi bu açıdan hem anlamlı hem de gerekli.

    Bu açıdan DÜNYA'nın "iş geliştirme" ile "ortak akıl" buluşmalarını ortak paydada buluşturması önemli. Çünkü yerel aktörler bu kalkınma sürecine bizzat girme olanağı buluyor.

    Bir anlamda yerel kalkınma hem özgün oluyor hem de demokratik öz taşıyor.

    ***

    Eylül ayının 10-11'i idi. Bolu Belediye Düğün Salonu'nda toplanmış, Bolu'nun geleceğini tartışıyorduk. Öncülerin yüzlerinden yorgunlukları okunuyordu. Depremden bu yana kimbilir kaç kez toplanmışlardı... Uzun boylu ama hep soyut gelecekler ele alınmıştı.

    Ertesi günü BOSİAD'ın ev sahipliğinde, dar bir mekanda yeniden toplandık. Yapacağımız bir ortak akıl buluşmasıydı. Küçük ancak anlamlı bir öncü grubu idik. Bolu'nun yenilenmiş milletvekili kadrosu, belediye başkanı, üniversitenin rektörü sabahın 8'inde bir araya gelmişlerdi.

    Üstünde çok az düşündüğümüz kavramlarla yola çıktık. "Vali kimdi? Ne yapardı?" "Sivil toplum örgütü ne yapmalıydı?" "Kalkınma dediğimiz olay neydi? Bu kavram sürdürülebilir kalkınmadan farklı bir olgu muydu?" "Tarım ile organik tarım nerede buluşup nerede ayrılıyordu?" "KOBİ'ler nasıl akıllı şirket olurdu?"

    Bu türden 11 kavramın irdelenmesiyle öğleyi bulmuştuk...

    Sonrasında ilin gönüllü yönetime katılımını ve izlenmesini irdeledik. Gördük ki, Bolu'nun zengin bir buluşma platformu var. Bolu Kurultayı/Salı ve Perşembe Toplantıları ve Gönüllü Ağ ile birlikte üç ayrı buluşma odağında kümelenmişti. Aralarındaki iletişim zayıftı. Deney aktarımı yapılmıyordu. Bunun zemini araştırıldı. Ortak paydanın nasıl ortaya çıkarılacağı belirlendi. Üç ayda bir BOSİAD öncülüğünde ortak akıl buluşması yapılması kararlaştırıldı.

    Bolu'yu altyapıya kavuşturacağı varsayılan kamu yatırım paketi ele alındı. Kamu yatırımı adına, sadece hükümet konakları yapımının fazlalığı ortaya çıktı. Gerekçesiz bina yatırımlarının çokluğu irdelendi. Cezaevi gibi ölü yatırımlar deşildi. Cazibe merkezi adayı Bolu'da turizm altyapı yatırımının olmadığı görüldü. Kentin kendini biçimleyen heyecanlandıran projelere ihtiyacı olduğunda buluşuldu.

    Ortak akıl buluşmasının son ayağında ise Bolu için yeni projeler konusu ele alındı. Katılımcılar bir kağıda kendi 3 önemli projesini yazdı. Ağırlıklı payda turizm çıktı. Eko turizmin ele alınması arzusu anlaşıldı. Termal/yayla/kayak turizminden oluşan bir üçgen üstünde Bolu gelişmek istiyordu. Bu arada 7 Göller'e turizm yapmak, Yeniçağa Gölü'nde turizm denemek, Göynük/Mudurnu evlerini rehabilite etmek gibi yeni başlıklar bu gündemi zenginleştirecekti. Kentin öğrenmeye açık/uyumlu insan potansiyeli ise en büyük zenginliği bulunmuştu. Bu zenginlik araya giren depreme rağmen gerilememişti.

    Bolu öncüleri, turizm projeleri konusunu "ev ödevi" olarak alarak ayrıldılar. Herkes ajandasına, 3 ay sonrasını, 11 Aralık 2004 Cumartesi tarihini yazdı.

    ***

    Bu hafta sonunda Bolu öncü dünyası tekrar bir araya geliyor. Kuşkusuz ev ödevlerini yapmış olarak... Bir araya gelişin iki payandası olacak. Birincisi, projelerin katma değer zenginliği getirmesi. Bunu yaparken uçulmaması. Sermaye/hasıla katsayısının düşük kalmasına dikkat edilecek. İkinci payanda ise projelerin dünya ekonomisine özen gösterilecek. Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWW) yönetimi Bolu ve çevresi envanterini bizlere sunarak perspektif açacak.

    Ev ödevimi hazırlarken Bolu'nun fikri zenginliklerini gördüm/anladım. İl öncüleri eko-turizm konusunda 3 proje hazırlamışlar. Işın Erşen'in "Gölcük Orman İçi Dinlenme ve Mesire Yeri Gelişimi" raporu var. Vali Yardımcısı Dr. İsmail Eroğlu ise; "Abant Gölü Doğal Çevreye Duyarlı Entegre Turizm Projesi'ni kaleme almış. Ayrıca Bolu Vilayeti "Bolu Safari Turu" ve "Bolu Mutfağı Tanıtım Projesi"ni geliştirip, uygulamış. Bu buluşmanın en önemli yanı öncülerin bu proje uygulamalarını gönüllü esasla nasıl kurumsallaştırabileceklerini araştırmaları. Etkinlikler bir Vilayet düzenlemesi olarak kaldığı sürece kent gündemine de girmiyor zira.

    Bolu Barosu Başkanı Yener Bandakçıoğlu, Eylüldeki İş Geliştirme buluşması sonrası "Umutlanmakta haklıyım!" yorumunu yapmıştı. Bu buluşma sonrası "Ben artık umudun kendisiyim!" demesini dileyelim. Prof. İlhan Tekeli için kullanılan benzetmeyi aynen aktarayım. Yaşama için hep muhalif/Daha iyi için mücadele eden bir aydın/ Yeniyi ve oydaşmayı (konsensüs) kendinde birleştiren bir kişi...

    Bu güzel tanımlama sadece üretken bir insan için değil aynı zamanda bölge/il/havzalar için de geçerli. Bütün bu buluşmalar, Bolu için kent oydaşmaları ortaya çıkarmayı hedeflemeli.

    Kenan Mortan / DÜNYA

    Evet sevgili okurlarım.Acaba ben mi yanlışlık yapıyorum yada yazıyı yanlış mı okuyorum.Sayın. Mortan isim olarak benden bahsetmiş galiba.Şimdi ben? Herkes Prof. Dr. Kenan Mortan?ın sütununa giremez? dediğimde haklımıyım, haksızmıyım.Sayın hocamızın bu büyük teveccühünün yorumunu sevgili okurlarıma bırakıyor ve kendisine en derin teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.

    Mustafakemalpaşa yollarındayız

    Genelde yazılarımı Pazar günü dikte ettirdiğimi bilirsiniz.Ancak bu hafta bu kuralın dışına çıktık.Çünkü ta sezon başından beri sözleştiğimiz gibi Cumartesi

    Mustafakemalpaşa deplasmanı için yollara döküldük.Yeni Baro Başkanımız ve Boluspor dan eski genel sekreterim sevgili kardeşim Av. Tuncay Alnıak aslen Mustafakemalpaşalı dır. Bu yıl, fikstür çekildiği gün Tuncay?ın bizi Mustafakemalpaşa da misafir etmesi için sözleşmiştik. Hiçbir zaman verdiğimiz sözün dışına çıkamadığımız için havanın elverişsiz olmasına rağmen Tuncay?ın SEAT ini Cumartesi öğle saatlerinde Mustafakemalpaşa ya gazlıyoruz.Üçlü ekibimizin diğer isimi her zaman olduğu gibi sevgili kardeşim Ayhan Acar.Bu satırları okuduğunuzda sonucun hepimizi sevindiren bir sonuç olmasını yürekten diliyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı , sahip olduğu , sahip olduğunu sandığı.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak Antalya Hurdacı Kepez Hurdacı