GÜNDEM YARATAN

Bolu'daki konumu, çalışmaları, sosyal ve siyasal yaşamdaki yeri, soyadıyla tam orantıda terstir. Ailesinin diğer fertlerinin konumu da hiç garibe benzemez. Cennetmekan babası Şerafettin Garipoğlu çok yakından tanıdığım, birlikte aynı masada yer almaktan onur duyduğum bir değerli büyüğümdü. 1950?li yıllardan bu yana tanıdığım Şerif abi, o zaman ki Hükümet Konağı?na etrafında mutlaka bir kaç memur arkadaşı ile gider, akşam mesai bitiminde de yine etrafı kalabalık bir gurupla Hükümet?ten ayrılırdı. Bizler o zamanlar Tabaklar Mahallesi?nin çocukları olarak Şerif abinin yürüyüşünden, etrafındakilere olan hakimiyetinden etkilenirdik. Genç yaşta kaybettiğimiz cennetmekan abisi Nahit Garipoğlu ve diğer abisi Saip Garipoğlu ile münasebetlerim de Bolu'da herkesçe bilinir. Oldum olası bu faal ailenin niçin ?Garipoğlu? soyadını almış olduğunu merak eder dururum. Bu soyadı ya Akpınar Mahallesi?ndeki aile isimleri, ya da soyadı yazılırken belki de dedelerinin mütevazi davranışları karşısında herkese soyadı bulmakta zorlanan zamanın nüfus memurunun bir yakıştırması olmalıdır. Bolu Mimarlar Odası Başkanlığı?nı yıllardan beri büyük bir başarı ile yapan sevgili kardeşim Nadir Garipoğlu?ndan bahsediyorum. Nadir, 18 Ağustos Pazartesi günü Bolu Mimarlar Odası Lokali?nde düzenlediği ?Hükümet Konağı? toplantısıyla Bolu gündemine yeniden oturdu. Hem ne oturuş... Bütün bir hafta boyu Hükümet Konağı ile yattık. Hükümet Konağı ile kalktık. Yerel basın ve Köroğlu TV, Nadir?in İl Genel Meclisi Üyeleri?nin Hükümet Konağı?na, İl Genel Meclisi bütçesinden ödenek ayrılmasını içeren teklifi reddetmeleri sonucu yaptığı açıklamayı tam bir hafta boyunca işledi. Nadir, çok çarpıcı bir öneri de getirmişti: (-Bu iş partilerin işi değil. Bu iş Bolu'nun işi. Bu işi red oyu vererek geciktirenlerin isimleri bir levhaya yazılarak Hükümet Konağı?nın girişine asılmalı.) Ayrıca Nadir?in milletvekillerine de çok ince bir göndermesi vardı: (-Milletvekillerimize toplantıya katıldıkları için teşekkür etmiyorum. Çünkü, bu onların görevi. Burada bu konuyu tartışacağız.) Konunun Bolu için ne kadar önemli olduğu bilindiğinden Nadir?in bu salvolarından herkes nasibini aldı. Değerli İl Genel Meclisi Üyelerimizin kişisel tepkileri dışında, tümünün imzalarıyla yaptıkları açıklamalar, bu üyelerimizin bir kısmının kayıtlı olduğu MHP Bolu İl Başkanı Mansur Şen kardeşimizin açıklaması haftanın bir hayli renkli geçmesini sağladı. Bu arada Nadir?in davranışlarının altında müstakbel Belediye Başkan adaylığı veya Milletvekili adaylığı yattığı da söylendi. Konuyu bu tepkilerin ışığı altında ele alırsak İl Genel Meclisi Üyeleri?nin Hükümet Konağı?na yardım yapmayacağız diye kesin bir kararlarının olmadığı anlaşılıyor. Sayın üyeler öncelikle Hükümet Konağı?nın asıl sahibi olan Devlet Baba?nın kesenin ağzını açmasını bekliyorlar. Eğer, Devlet Baba gerekli duyarlılığı gösterirse İl Genel Meclisi de üzerine düşeni yapacak. Nadir, 18 Ağustos?taki toplantıya Baro Başkanı sıfatımızla beni de davet etmişti. Ancak, toplantı saati herkesin bildiği öyle uykusu hastalığımla çakıştığından bu toplantıya katılamamıştım. Bir haftalık gündemin sonuçlarına göre belirlenen arzu üzerine yarın -gazetenin yayınlanmasına göre bugün- saat 11.00?de daha geniş bir katılımla yeni bir toplantı daha yapılacak. Nadir, belki de Yener abisinin toplantıya katılmasını yürekten istediğinden saati 11.00 olarak kararlaştırmış. Ancak ben, bu ikinci toplantıda bulunamayacağım. Sevgili kardeşime ifade ettiğim gibi yarın -bugün- saat 11.00?de Erpiliç Firmasının Boluspor?a bugüne kadar yaptığı, bugünden sonra da yapacağı yardımlara teşekkür için arkadaşlarımla birlikte Göynük?te olacağım. Sayın Valimiz Mehmet Ali Türker de yoğun programına rağmen Boluspor için bizlerle birlikte Göynük?te olacak. Sayın Valimize bu konuda gösterdiği duyarlılık için ayrıca teşekkür ediyorum. İkinci toplantının, birinciden alınan derslerle daha olumlu ve Bolu'nun daha yararına olacağına hiç kuşkum yok. Tahmin ediyorum bu toplantının sonunda İl Genel Meclisi?nin olağan üstü toplanması gündeme gelecek. Ama İl Genel Meclis Üyelerimizin gerekçesini de yabana atamayız. Öncelikle Devlet Baba yani Maliye Bakanlığı elini taşın altına koymalıdır. Son bir olasılıkta (!) aklıma gelmiyor değil. Yıllardan beri Hükümet Konağı işini halledemedik. İlk defa tarafımdan telaffuz edilen ve patenti bana ait olan ?Deprem Anıtı? projesini çok daha az bir masrafla hayata geçirebilir ve Hükümet Konağımızı ?Deprem Anıtı?na dönüştürebiliriz (!) Böylece yerli ve yabancı turistler ?Deprem Anıtı?nı görmek üzere Kalıcı Konutlara gitmekten kurtulurlar (!)