Halk BolununSesi'ne güveniyor. Okunuyorsak sebebi budur

BİLMEDİĞİMİZ BOLU

Yener Bandakçıoğlu

    13 Ekim 2003

    Ülkemizin en tanınmış ve saygın köşe yazarlarından Yavuz Donat?ı bilmeyenimiz ya da okumayanımız yok gibidir. Yıllarca zamanın en meşhur gazetesi Tercüman?da ülke gündemini sallayan yazılara imza atan ve de Süleyman Baba?ya yakınlığı ile bilinen sayın Donat son yıllarda Sabah?ta yazıyor. Sayın Donat?ın üslubunda da son yıllarda önemli değişiklikler oldu. Belki de yaşının kemale ermesiyle, O da zaman zaman gittiği, gördüğü yerleri, oralardaki yemelerini içmelerini yazmaktan geri kalmaz oldu. Böylece bu değişik üslupla kaleme aldığı yazılarının da politik yazıları gibi büyük bir okuyucu kitlesi tarafından zevkle takip edildiğini zannediyoruz.

    Sayın Donat, bu hafta 7 Ekim 2003 günü Bolumuzdan bahsetmiş. Sabah?ın 19?uncu sayfasını boydan boya kaplayan yazı ?Bolu'nun İzzet Babası? ana başlığı altında çeşitli ara başlıklardan meydana geliyor. Bir taraftan sayın Donat?ın güzel üslubuyla tatlı tatlı anlattığı Bolu'yu okuyoruz. Bir taraftan da (- Vay canına! Acaba biz bu Bolu'da yaşamıyor muyuz?) diye içimizden geçiriyoruz.

    Nasıl vay canına demeyelim ki? Mesela şu satırlar; İşsizlik tabii ki var. Fakirlik de. Ama ?aç ve açıkta? kimse yok. ?Yardımlaşma? en üst düzeyde.

    Tok ?açın halinden anlıyor.?

    ?Komşusu açken? kimse tok yatmıyor.

    Parası olan, olmayana sahip çıkıyor.

    Kapkaç yok, sahtecilik yok, hortum yok, hırsızlık yok. Güçlü ?güçsüzü ezmiyor.?

    ?Büyük balık, küçük balığı yutmuyor.? Bolu'nun bu yönünü çok sevdik.
    Bolulular dediler ki ?burası Köroğlu?nun memleketidir... Bizde adet böyledir.?
    Sayın Donat?a bu bilgileri kim vermişse kendisine kocaman bir aferin. Aç?ın halinden anlayanlar, parası olmayanlara sahip çıkan paralılar, komşusu açken gözüne uyku girmeyen toklar kimler acaba? Ya da Bolu'da hırsızlık yok! diyenler kimler ki?

    Sayın Donat?ın konuştuğu kişilerden birinin de Ticaret ve Sanayi Odamızın çok yakışıklı ve çalışkan başkanı Turgut Kalaycıoğlu kardeşimizin olduğunu ?Bolu model üretiyor? ara başlığında büyük bir zevkle okuyoruz. Kalaycıoğlu?nun Donat?a anlattığına göre Bolu'da kendi kendine kalkınma için model üretilmeye başlanılmış. ?Sözleşmeli çiftçilik modeli de? bunlardan biriymiş. (-Büyük tavuk firmaları çiftçiye ya da köylüye civciv, yem ve veteriner hizmeti veriyormuş. Köylü civcivi besliyor. Sonra da büyük işletmeler köylünün tavuğunu tartıp parasını veriyormuş. Böylece köylere çok para giriyormuş.) Vallahi aklım durdu. Kırk yıldan beri aşina olduğumuz Bolu Tavukçuluğu?nun bu şekilde anlatılmasını sayın Kalaycıoğlu?nun büyük bir ön görüşü olarak kabul ediyorum. Bu arada her halde unutulmuş olsa gerek ki bu yeni modelin (!) en büyük uygulayıcıları olan Mudurnu Tavukçuluk ve Köy-Tur?un iflas ettiği, bu iflasların binlerce Boluluyu işsiz ve aşsız bıraktığı es geçilmiş. Yine Kalaycıoğlu kardeşim anlatıyor: (- Baba nakliyeci... Anne tarımla meşgul... Kızı konfeksiyon atölyesinde... Oğlu Organize Sanayide. Yani bir eve dört kaynaktan para girmeye başladı.) Ben bu yaşa geldim. Bolu'da böyle dört kaynaktan para giren hane görmedim. Varsa yazımı hemen tekzip etmeye hazırım.

    Yukarda dedik ya! Sayın Donat?ın kaynakları kendisini yanlış bilgilendirmişler diye. Şeytan iki yanlışı daha yaz diyor. İzzet Babamızla ilgili notlarda da sayın Donat (-İzzet Bey?in hayatta sadece bir yeğeni vardı. Ağabeyinin oğlu Ahmet Baysal.) diyor. Bu yazılar ilerde arşivciler ve tarihçiler için belge mahiyetinde olduğundan İzzet Babamızın bir yeğeni daha olduğunu da biz ilave edelim: Ahmet Baysal abimizin kız kardeşi Mebrure Bağışgil ablamız. Sayın Donat, sevgili kardeşim ve Bolu Lisesi?nden okul arkadaşım Yurdaer Kalaycı?nın şimdilerde büyük bir başarı ile işletmekte olduğu Yurdaer Otel?den ve otelin meşhur ?Mutfak Sanat Merkezi?nden bahsederken de yine bir yanlışa düşürülmüş. Türkiye?de Motel uygulamasının ilk örneği olan ve cennetmekan Mehmet İnan?ın -meşhur emniyetçi Mehmet amca- hiç kimsenin aklına gelmediği bir tarihte ve Amerika?ya yaptığı bir geziden esinlenerek yarattığı muhteşem Emniyet Moteli ?Kamyoncu Konağı? olarak vasıflandırmak mecburiyetinde kalmış. Kamyoncu Konaklarını küçümsemiyoruz. Ama, Yavuz Donat gibi bir kişiye Kamyoncu Konağı diye yazdırıltılmasına  karşıyız.
    Her şeye rağmen bir Bolulu olarak ülkenin en büyük gazetelerinden Sabah?a tam sayfa geçmemizi memnuniyetle karşılıyor ve sayın Donat?ı Bolu'ya zaman ayırdığı için kutluyoruz.

    KİM DEMİŞ TÜRKLER OKUMAZ DİYE

    Türk Milleti olarak okuma alışkanlığından yoksun olduğumuz söylenir durur. Yine ecnebilerin her boş mekanda, evde, arabada, seyahatte, plajda hatta hatta WC?lerde bile okudukları yazılır durur.

    İşte size Türklerin okumamazlık alışkanlığını tekzip eden tarihi bir belge. Baromuzun en yakışıklı ve seçkin mensuplarından Av. Erol Altıntaş kardeşim hem ayakkabılarını boyatıyor, hem de elinden düşürmediği kitabını okuyor. Bendeniz de bu güzel pozu görünce makinemi çalıştırmaktan ayrı bir sevinç duyuyorum.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak