SENDE Mİ BÜRÜTÜS YA DA KÜÇÜK DEV ADAM

Yıllar sonra yeniden Boluspor Kulübü Başkanlığına seçilmemin ardından daha bir ayı bile doldurmadım. Boluspor Başkanlığını mevcut şartlar içinde ne şekilde kabul ettiğimi ?Mısır?daki sağır sultan? bile duydu. Gün kabadayılık, atıp tutma, mangalda kül bırakmama günü değildir. Bir kulübün çarklarının çevrilmesi için motor görevi görecek birinci şart, maddi kaynakların çarkı çevirmeye elverişli olmasıdır. Eğer bu kaynaklar bulunmazsa ne kadar iyi niyetli olursanız olun, ne kadar bu işi bilmek için Boluspor?un şanlı tarihinden gelen bir kişiliğiniz olsa da başarılı olmanız mümkün değildir. Vali?den ve de Belediye Başkanı?ndan kaynak bulmaktan daha tabii ne olabilir? Kulüp Başkanlığına seçilme sürecim içinde her şeyi açık açık söyledim ve yazdım. Hiç kimsenin göreve talip olmadığı bir ortamda ne yapmalıydım? Ya başkanlığı kabul edecek ya da Divan Başkanı olarak Kulübün bir kayyuma teslimi için ellerim kırıla kırıla Sulh Hukuk Hakimliğine dilekçe yazmak mecburiyetinde kalacaktım. Allah?a şükürler olsunki, geçmişi şan ve şerefle dolu, bu gün bile Türkiye?nin neresine giderseniz gidiniz Boluspor deyince gözleri gülen insanların sevgilisi Boluspor?u böyle bir sona teslim etmedik. Başkanlığımın söz konusu olduğu günlerden bu yana, adımın Boluspor için son günlerin moda deyimi ?Sinerji? yarattığını görüyorum. Yurdun her tarafından hatta hatta yurtdışından inanılmaz ölçüde destek alıyorum. Boluspor sevdalıları sanki ben sihirbazmışım ya da elimde sihirli değnek varmış gibi mutlu oluyorlar. Ama gerçek benim bir sihirbaz olmadığımdır. Kulübü Genel Kurul?da ifade ettiğim gibi tasarrufa tam riayet, öze dönüş ve Bolu'nun çocuklarıyla yönetme isteğimde arkadaşlarımla şevkle çalışırken hiç ummadığım bir sevgili kardeşimin eleştirileriyle karşılaşmak benim için hakikaten sürpriz oldu. ?Küçük Dev Adam?dan bahsediyorum. Yıllardan beri Bolu'ya yaptığı hizmetler nedeniyle Bolu'daki patenti bana ait olan ?Küçük Dev Adam? diye nitelendirdiğim ve de kendisini her zeminde övmekten geri kalmadığım sevgili kardeşim Latif Yıldız, Bolu'da Yeni Hayat?taki son başyazısında Yönetimin teşkilini eleştiriyor. Şunu öncelikle belirteyimki yeni Yönetimin teşkilinde ne sayın Valinin ne de sayın Belediye Başkanının en ufak bir telkini, teşviki ya da baskısı olmamıştır. Birlik ve beraberliği sağlayacak bir Yönetim Kurulu oluşturduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Nitekim Yönetim Kurulu?nun ilanından sonrada, yaptığımız listenin Boluspor?un en çok ihtiyaç duyduğu husus olan ?Birlik ve Beraberliği? sağlayacak bir Yönetim olduğu herkes tarafından kabul edilmiştir. O halde öncelikle Latif?in ?Vali ve Belediye Başkanının oluşturduğu Yönetim? şeklindeki sözleri gerçeği yansıtmamaktadır. Yönetimin oluşmayıp Genel Kurulun bir hafta sonraya ertelendiği süreçte 2 Haziran 2003 Pazartesi günlü Bolununsesi?ndeki sütunumda ?Boluspor Sevdalıları Görev Başına? başlıklı yazımda şöyle demiştim; (-Evet sevgili okurlarım, sevgili Bolusporlular. Önümüzdeki bir haftalık süreç içinde belki sizlere teker teker ulaşmam mümkün olmayacaktır. Ama Boluspor?u seviyorsanız, Boluspor?un kapanmasını istemiyorsanız herhangi bir ziyaret yada davet beklemeden Boluspor sevdalısı olduğunuzu göstermenin tam zamanıdır. Yönetimde görev almak istiyorsanız, her türlü maddi ve manevi katkıda bulunmak istiyorsanız, adresim bellidir. Hepinizi göreve çağırıyorum.) Sevgili kardeşim Latif?in bu satırlarımı okumaması mümkün değildir. Nasıl Ben, O?nun her yazısını okumaktan büyük bir zevk alıyorsam O?nun da Benim her yazımı okuduğunu bilirim. Maalesef bu süreç içinde Latif?ten hiç bir uyarı ya da fikir alamadım. Oysa hem ticari dehası hem de geçmişte yaptığı kısa süreli de olsa Boluspor yöneticiliği görevi nedeniyle, O?nun Beni uyarmasını Boluspor?un geleceği ile ilgili tavsiyelerde bulunmasını beklerdim. Kaldıki Latif Bolu'da Yeni Hayat?ın 2 Haziran 2003 tarihli nüshasındaki ?Boluspor?a Başkan? başlıklı yazısında naciz şahsım hakkında hiç de layık olmadığım çok övücü cümleler kullanmıştı. Aradan geçen kısa süreç içinde neler yapmadımki ya da neler yapmayı düşünmedimki Latif (-Üzülerek belirteyimki Yener Abi?li Boluspor eski tas eski hamam. Günü kurtarmanın dışında yapacağı hiçbir şey yoktur.) demek ihtiyacını duymuştur. Bizim Yönetim anlayışımız katılımcı ve paylaşımcı bir yönetimdir. Her zaman belirttiğim gibi Boluspor?a faydalı olmak için Yönetim Kurulu Üyesi olmak şart değildir. Herkes elinden ne geliyorsa yapmalı, neler yapılması gerektiğini de açık ve seçik ortaya koymalıdır. Her hafta Pazartesi günleri yaptığımız Yönetim Kurulu toplantılarına herkes katılabilir. Herkes Boluspor için bir güzel düşüncesi varsa bunu açıklayabilir. Böylece bizler de belki aklımıza gelmeyen, düşünemediğimiz olguların hayata geçirilmesini sağlayabiliriz. Bu konuda o kadar şeffaf ve açığızki, Köroğlu T.V. Spor Müdürü değerli kardeşim Mustafa Özkan?a Yönetim Kurulu toplantılarımızın banda alınmasını ve de Köroğlu T.V.?de spor saatlerinde yayınlanmasını dahi teklif etmiş bulunuyorum. Bu bağlamda sevgili kardeşim Latif?ten yazısında bahsettiği ?Boluspor?un yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır? cümlesini daha çok açmasını o keskin zekasıyla düşündüğü ve yapmamız gereken neler varsa onları açıklamaya davet ediyorum. Aksi taktirde yazımın başlığı olan ?Sende Mi Bürütüs Yada Küçük Dev Adam? deme hakkına sahip olurum. PEK PATRONUN DA SUÇU YOK Sevgili Belediye Başkanımız Yüksel Ceylan?ın Belediye hizmetlerinin tanıtılması amacıyla yaptığı, yerel basınımızın da büyük bir ilgi gösterip sütunlarına taşıdığı görsel geziye bolununsesi Başyazarı olarak katılmayaşım sevenlerimiz arasında hayretle karşılandı. Bu hususta ilk eleştiri telefonunu sayın başkandan aldım. Ardından sevgili kardeşim Fatih Melih Maradit, Gündem refikimizdeki sütununda şunları yazdı: ?YENER ABİ YOKTU Gezinin hemen sonrasında Yurdaer Otel?in bahçesinde yenilen yemekte hemen herkesin gözü Yener Abi?yi aradı. Öyle ya, böylesi güzel bir yemek, Bolu'daki gazetelerin hemen hemen bütün yazarları bir arada ve Yener Abi yok. Sonradan öğrendik ki, Kamuran Alagözoğlu, programın bu kadar kapsamlı olduğunu bilmediği için, Yener Abi?ye haber vermemiş. Sanıyorum, Yener Abi?de olsaydı, yemekteki o güzel muhabbet daha da bir güzel olacaktı.? Öncelikle sevgili kardeşim Fatih?e, Yener Abi?sini aradığı için teşekkür ediyorum. Ancak Patrona da fazla yüklenmeyelim. Benim öğle uykusu hastalığımı bilen Patron özellikle haber vermemiş. Son günlerde hakkında açılan davalar ve kendisinin mukabil davaları nedeniyle Hukuk?la çok haşır neşir olmaya başlayan ve bu arada Hukuk?u öğrenen Patronun bu savunmasına şapka çıkarıyorum. Bu arada böylesi toplantılarda benim de bulunmamı isteyen ilgililere geçmiş yazılarımda da bir kaç kez değindiğim gibi etkinlik saatlerinin saat 15.00?den sonraya alınmasını da bir kere daha rica ediyorum.