Teşekkürler Sayın Genel Müdürüm

Önceki hafta ki, Filiz Restaurant?ın uzun bir aradan sonra yeniden açılmasını konu alan ?Filiz ve Biz? başlıklı yazıma, Filiz Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Sayın M. Serdar Sarıgül kardeşimden güzel bir açıklama almış bulunuyorum. Ben o yazımda Filiz?in kapanmasıyla ilgili şunları yazmıştım: (- Bir süre sonra globalleşen dünya ekonomisinin tabii şartlarından biri olarak Filiz, dünya makarna devi İtalya?nın Barilla firmasıyla ortak oldu. Yeni patronlarımız yönetim biçimleri nedeniyle lokantanın kapatılmasını kararlaştırdılar.)

Sayın Sarıgül?ün açıklamasından öğrendiğimize göre Filiz Restaurant?ın kapatılma sebebi yeni patronumuz Barilla S.P.A. ve Filiz Gıda A.Ş. olmayıp, o zaman ki Doğuş Grubu Şirketleri?nden Antur A.Ş. imiş. Antur?un ülkemizin sayılı turizm şirketlerinden biri olduğunu biliyoruz. Demek ki cennetmekan Ayhan Şahenk o zamanlar Filiz Restaurant?ı grubuna ait Antur A.Ş.?ye vermiş ve restaurantı Antur A.Ş. işletmiş. Şimdi Sayın Genel Müdürümüzün açıklamasını noktasına ve virgülüne kadar okuyalım, daha sonra bu güzel açıklamanın bazı satır başlarına değinelim:

Öncelikle Sayın Genel Müdürüme kapanmanın ardındaki gerçeği açıkladığı için teşekkürler. Böylece yeni patronumuz Barilla S.P.A.?nın o zamanlar kapanma için bir girişimde bulunmaması çok memnuniyet vericidir. Belki de bugünlerde ki açılış için Sayın Genel Müdürümün en kuvvetli dayanağı olmuştur. Üzerinde durmak istediğimiz bir diğer konu da eğer restaurantın Antur tarafından kapatılmayıp işletmeye devam edilmesi halinde verilmesi kararlaştırılan 30.000 US?lık yardım kararıdır. Bu da çok önemli. Demek ki gerek Filiz A.Ş. gerekse Barilla S.P.A. çok duyarlı bir biçimde Filiz Restaurant?ın kapatılmamasını istemişler. Açıklamanın içeriğinden ben bugün de aynı desteğin sürdürülebilir olacağı kanaatini edindim. Otoban?ın açılmış olması, uzun süren kapalılık dönemi Filiz Restaurant?ın ilk aşamada eski müşteri potansiyeline ulaşmamasına neden olabilir. Ayrıca aldığımız duyumlar ve bana bizzat iletildiğine göre fiyatların biraz yüksek olduğu yolunda eleştiriler var. Sayın Genel Müdür ?Filiz Restaurant sadece Filiz Gıda için değil, Bolu için önemli bir yerdir. Bu restaurantı tekrar hayata döndürmek bence önemli bir görevdi. Bunu yapabildiğim için çok mutluyum. Filiz markasına güvenenlerin, Filiz Restaurant?ı bilenlerin ve makarnaseverlerin emrinde. Filiz Restaurant?ı eskisinden çok daha iyi bir hale getirmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. İşletmecimizle birlikte elimizden geleni yapacağız. Tüm Türkiye?yi Filiz Restaurant?a davet ediyoruz.? demek suretiyle en çarpıcı mesajını da vermiş bulunuyor. Bu bağlamda Devletin birçok konu da başvurduğu bir yöntem olan ?Süspansiyon? yani kimi işletmelere ve ürünlere maddi destek sağlama yöntemi Filiz için de geçerli olamaz mı? Mesela kira bedelinin düşürülmesi ya da Restaurant?ın Filiz ürünlerinin reklamı için vereceği kesin olan katkı değerlendirilemez mi?

Filiz Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.?nin çok yakışıklı ve de çok başarılı Genel Müdürü M. Serdar Sarıgül kardeşime gerek tarihi bir gerçeği açıklaması gerekse yazımıza karşı gösterdiği duyarlılık nedeniyle yürekten teşekkür ediyorum. Önceki yazımda Filiz Restaurant?ın Bolu turizmini soluklandırmakta kendisine düşen görevi eksiksiz yerine getireceğine inancım tamdır demiştim. Sayın Genel Müdürün bu açıklamasından sonra inancımın daha da pekiştiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Yaşasın Bolu, Yaşasın Filiz Restaurant.

KASTAMONU ALDI BAŞINI GİDİYOR

Safranbolu, Beypazarı derken şimdi başımıza bir de Kastamonu çıktı. Kastamonu, eski konak turizmi konusunda ya da geçen hafta yazdığım şale turizmi konusunda korkunç yol alıyor. Geçenlerde Teşvik Tedbirleri Kanunu kapsamına da alınan Kastamonu?nun turizmde de önü iyice açıldı. Ulusal basından okuduğumuza göre ?Aydın Doğan Vakfı Kent Mimarisi Kent Dokusu Ödülü?nü bu yıl İzmir Konak Meydanı düzenlemesi ile Kastamonu Tarihi Kent Dokusu İyileştirme Projesi kazanmış. Biz henüz Gülezler Konağı?nın hisseleriyle uğraşa duralım elin oğlu çoktan ödülleri kapıyor. Tabii bu işler lafla olmuyor. Plan lazım, proje lazım, işi takip edecek ve benimseyecek yönetici ve bürokrat lazım. Eski valimiz Sayın Mehmet Ali Türker?in Mudurnululara söylediği (-Siz bir konak tamir edin ben ikisini yapacağım) sözlerinin Mudurnu?yu nasıl kamçıladığını hepimiz biliyoruz. Epey oluyor yine yazmıştım: Safranbolu Belediye Başkanı, Türkiye?nin bu konularda ki en büyük uzmanı Çekül Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen?i makam arabasıyla İstanbul?da ki evinden alıyor, yine makam arabasıyla İstanbul?da ki evine bırakıyor.

Geçen hafta Mudurnu Yarışkaşı Konağı?ndan bahsederken Mudurnu?nun ya da Göynük?ün SafranBolu'dan ve Beypazarı?ndan ne farkı var diye sormuştum. Bu sözlerimin mürekkebi kurumadan Salı günü de sevgili meslektaşlarım Av. Sabri Erhendekçi?nin daveti üzerine Av. Şadi Yücel ile bir Göynük yaptık. Göynük?ün tanınmış simalarından değerli dostum Rüştü Konakyeri?nin işletmekte olduğu Gürcüler Konağı?nda keyifli dakikalar geçirdik. Aslında bugün Göynük?ü ve Gürcüler Konağı?nı yazacaktım. Ancak bugünlerde bana bir haller oldu. Gürcüler Konağı ile ilgili özel fotoğraflarımı bulamadım. Bunun gibi geçen Pazartesi sevgili kardeşim Nejat Yaraş?ın organizasyonunda ?Küçük Dev Adam? Latif Yıldız ve benim buluşmamla gerçekleşen yerel basın zirvesiyle ilgili fotoğrafları da bulamadım. Körün taşı bir yerlere girmişlerdir. Gürcüler Konağı ve Yerel Basın Zirvesi işar-i ahire kalsın.