BolununSesi; Halkın Gazetesi

HAKİM?İN TEMYİZİ VAR - HAKEM?İN TEMYİZİ YOK

Yener Bandakçıoğlu

    8 Ağustos 2005

    (SAYIN KENAN EVREN?DEN RUZ-I MAHŞERDE ALACAKLIYIM)

    Geçen hafta lig maçlarının başlaması nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu tarafından Abant?ta düzenlenen Hakem Semineri nedeniyle gerek eski Boluspor Kulubü Başkanı olarak gerekse Merkez Hakem Kurulunun değerli başkanı Ufuk Özerten ve Gazanfer Doğu hocalarımızla olan yakınlığım sonucu hakemlik müessesesi hakkında bir şeyler karalamıştım. Yazımın sonunu 2005-2006 futbol sezonunun Türk Hakem camiasına, takımlarımıza ve futbol severlere hayırlı ve uğurlu olması temenilerimle noktalamıştım. O yazımda verdiğim mesajlardan biri de şöyleydi: (- Bütün bir sezon binlerce kişinin adeta bir tarikata bağlanmışçasına gönül verdikleri, yere göğe sığdıramadıkları takımların kaderi 90 dakikalık bir zaman süreci içerisinde o maça atanan hakemin çalacağa düdüğe göre şekillenmektedir. Daha açıkçası bir hakem eğer isterse bir takımın bir yıllık kaderi ile rahatça oynayabilmektedir.)

    Abant seminerinin hayli başarılı olduğunu ve bilhassa Merkez Hakem Kurulu Başkanımız Ufuk Özerten kardeşimin cesur ve çarpıcı açıklamalarının bilhassa ulusal basınımızda devamlı yer aldığını memnuniyetle takip ettik. Bütün bunlar 2005-2006 futbol sezonunda hakem hatalarının asgariye ineceği hakkındaki ümitlerimizi kuvvetlendirdi. Tüm bunlara rağmen hakemlerimizin de nihayet bir insan olduklarını, şu veya bu nedenlerle tesir altında kalabileceklerini geçmişte yaşadığımız çok acı misallere göre de söylemek mecburiyetindeyiz. Bu girişten sonra gelelim yazımızın asıl konusuna.

    Geçen hafta ne demiştik:bir hakem bir takımın tam bir yıllık emeği ile çok rahat bir biçimde oynayabilir. İşte sizlere bir numaralı sorumlusu olduğum Bolusporun şanlı tarihinden nesiller boyu unutulmaması gereken iki misal.Bunları geçmiş yazılarımda sırası geldiğinde okurlarıma ve efkar-ı umumiyeye birkaç kez duyurmuştum. Ancak her zaman yazdığım gibi zaman çok süratli bir biçimde geçiyor. Yıllar yılları kovalıyor. Genç hemşerilerimin ve okurlarımın 20-25 yıllık bu öyküleri bilmesi ve hatırlaması da mümkün değil.Bizimkisi bir beyin jimlastiği.

    1978-1979 Futbol sezonu. Sezonun son maçlarından biri. İstanbul?da Fenerbahçe ile oynuyoruz Boluspor maçtan bir puan aldığı taktirde kümede kalacak. Boluspor bunu başaracak güçte. Ancak bir dezavantajı var. Fenerbahçe o yıl şampiyonluğa oynuyor. Onun Boluspor?a vereceği bir yada iki puan Fenerbahçe?nin şampiyonluğu kaptırması demek. Boluspor maçın başından sonuna kadar oynadığı futbolla Fenerbahçe seyircisinin yüreğini ağzına getiriyor. Maçın sonlarına doğru meşhur futbolcumuz Aydın orta sahadan koşarak Fenerbahçe kalesine doğru akıyor ve şimdi adını unuttuğum bir futbolcumun 18 üzerine yaptığı ortayı nefis bir kafayla Fener filelerine çakıyor. Maçın orta hakemi Nihat Özbirgül bu nefis golü verip santraya doğru yürümeye başlıyor. Ancak sevincimiz kursağımızda kalıyor. Zira Fenerbahçe kalesi tarafındaki şimdi ismini anımsayamadığım kafası Yul Burner misali kel olan yan hakem bayrağını indirmiyor. Golü veren Nihat Özbirgül santradan yan hakemin yanına geliyor ve bir iki fiskostan sonra Boluspor?un golünü iptal ediyor. Maçın son dakikalarında bir korner atışında sırtı kalemize dönük olan Fenerbahçe santraforu Ömer?in kafasına tesadüfen değen top şandel alıyor ve filelerimizle kucaklaşıyor. Maçın sonucu FB:1- Boluspor:0. Bu sonuçla Boluspor küme düşüyor ve Fenerbahçe şampiyon oluyor. O yıl benim başkanlığımın ilk yılı. 1970-1978 yılları arasında sürekli olarak ifa ettiğim Genel sekreterlik görevimden ayrılışımdan iki -üç ay sonra yeniden ele aldığım Boluspor da birinci ligden ilk düşüşümüz. Ama Yüce Allah?a binlerce şükürler olsun ki 79-80 sezonunda hiç beklemeden yeniden birinci lige çıkıyoruz. O yılın çok önemli bir başka cephesi daha var. Boluspor?un golünü iptal edip küme düşmemizi sağlayan sayın Nihat Özbirgül sezon sonunda (- Bolusporu küme düşürdüm. Vicdanım rahat değil.) deyip hakemliği bırakıyor.

    Boluspor tarihindeki en büyük hakem olayı 1981-1982 sezonundaki Türkiye Kupası şampiyonluğunu kaybettiğimiz Boluspor ?Ankaragücü maçında yaşanmıştır. Bu maçın öyküsünüde birkaç kez yazmıştım. Her şey zamanın kudretli ismi Sayın Kenan Evren? in bir beyanatıyla başlamıştı. Sayın Evren hiç durduk yerde, sebebi nedendir bilinmez bir gün (-Başkent Ankara?nın bir takımı mutlaka 1. ligte oynamalıdır.) buyurdular. Buyruk, zamanın Futbol Federasyonunca Yüce Allah?tan indirilmiş bir Farz gibi algılandı ve göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir sürede yönetmelik değişikliği yapıldı: ( - Türkiye kupasını kazanan takım birinci lige terfi eder.) Türkiye kupasında hangi Ankara takımı var. Ankaragücü. Kader ağlarını örmeye başlamıştı. Ne yapılıp ne edilip Ankaragücü nün kupayı Boluspor un elinden alması ve birinci lige çıkması gerekiyordu. Boluspor un o günkü formuyla Ankaragücü nü elemesi kadar tabii bir şey yoktu. Ankara?daki maçta şakır şakır yağmur altında maçı 2-1 kaybettik. 19 Mayıs stadının yağmur sularıyla dolu zemini Boluspor? un en az üç, dört gölünü önledi. Ertesi hafta Bolu şehir stadı tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Maç akşamı DSİ Gölköy tesislerinde verdiğimiz moral yemeğinde yaptığım duygusal konuşmada da değindiğim gibi Boluspor? un 100 yılda yakalayacağı bir fırsatla karşı karşıyaydık. Ankaragücü? nü yenecek ve Türkiye Kupasını, Dünya durduğu sürece belkide ilk defa Bolu'ya getirecektik. Bu öylesine bir başarı olacaktı ki küçük Bolu için Dünya? nın yerinden oynamasıyla eş değerliydi. Zaten bu başarının bir daha tekrarlanmıyacağını bildiğimden o akşamki tarihi konuşmamı şöyle noktalamıştım: (- Çocuklar, şimdi herkesin huzurunda vasiyetimi yapıyorum. Eğer yarın kupayı alırsak benim mezar taşıma burada Türkiye Kupasını kazanan Boluspor? un Başkanı Yener Bandakçıoğlu yatıyor ) yazılacak.

    Futbolcularım maçın büyük stres ve atmosferine karşın Ankaragücü? nü sahadan sildiler. Beklediğimiz gol maçın 84. dakikasında geldi. Solaçığımız Minas tam 35 metreden mermi gibi bir şutla Ankaragücü kalecisi Adil? in topu dahi göremediği bir pozisyonda Ankaragücü kalesini deldi.Binlerce Boluspor taraftarı gök gürültüsüne benzeyen tezahüratla golümüzü kutlamaya başlamıştı. Ancak bu sevinciniz çok kısa sürdü. Maçın hakemi Sadık Deda golü vermemişti. Zamanın Futbol Federasyonu ve zamanın meşhur hakemi Sadık Deda, zamanın güçlü ve kudretli ihtilal lideri Kenan Evren?in buyruğunu tam itaatkarlıkla yerine getirmişlerdi. O gece görevlerini yerine getirmiş olmanın mutluluğuyla derin bir uyku çekip çekmediklerini elbetteki bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey, küçük Anadolu şehri Bolu'nun büyük takımı Boluspor? un dünya durdukça göreceği en büyük zaferden mahrum olmasıdır. Bende, bu büyük takımın Başkanı olarak en büyük onurumu kaybettim. O itibarla yazımın ikinci başlığında haklıyım. Bu dünyada olmadı ama yarın Ruz-ı Mahşerde, Sayın Kenan Evren? den alacaklıyım dediğimde doğru düşünüyorum.

    Evet sevgili okurlarım. Bir hakem isterse bir şehrin ve bir takımın kaderi ile çok rahatlıkla oynayabilir. Biz yinede hakemlerimize başarılı bir sezon dileğiyle yazımızı noktalayalım.

    Osman Kayışoğlu?nun mutlu günü

    Bolumuzun tanınmış işadamlarından, Boluspor sevdalısı Sevgili kardeşim Osman Kayışoğlu, biricik kızı Eda?nın mürüvvetini gördü. Boluspor?da çeşitli dönemlerde ifa ettiği görevleri şimdilik benim başkanlığımdaki 2003-2004 sezonunda Denetleme Kurulu üyesi olarak noktalayan, Osman?ın, Bolsüt Bizim Çiftlik Restaurant?taki düğünü tam anlamıyla muhteşemdi. Düğünle birlikte gerçekleşen nikah töreninde cici ve güzel kızımız Eda?nın şahitliğini büyük bir onurla yaptım. Bahçelievler Mahallesi?nde yıllardan beri komşuluk yaptığımız Kayışoğlu Ailesi?nin bu mutluluğu nedeniyle gelinimiz Eda?yı, damadımız Muzaffer?i, Işık ve Kayışoğlu Ailesi?nin tüm fertlerini yürekten kutluyor ve birbirlerine çok yakışan gençlere ömür boyu mutluluklar diliyorum.

    Fotoğrafta nikah töreninin en can alıcı yerindeyiz. Selim Süren kardeşim genç çiftleri ömür boyu birbirine bağlayan imzaları alıyor. Damatla gelinin ortasında benim ve Osman?ın sevgili abisi Yunus Çufa görülüyor. Fotoğraf: Stüdyo Mert - Mehmet Toprak

    Yarenler Osman Abilerini yanlız bırakmadılar

    Boluspor?un başarılarında yıllardan beri büyük paya sahip Yarenler, Kayışoğlu?nun düğününde Osman Abilerini yanlız bırakmayarak, büyük bir vefa örneği gösterdiler. Bir ara bizler de Yarenler?in masasına giderek onların sevinçlerine ortak olduk. Yarenleri, başkan Necip Çarıkçı?ya karşı biraz burukluk içinde gördüm. Maçların başlamasına çok az bir süre kaldı. En kısa sürede bu soğukluk giderilmelidir. Çünkü taraftar desteği olmadan başarılı olmak mümkün değildir. Fotoğraf: Stüdyo Mert - Mehmet Toprak

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamlarının sayısı ile belli olur.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak