BolununSesi; Halkın Gazetesi

Tutulan balıkları yemek zor iş

Yener Bandakçıoğlu

    5 Eylül 2005

    Türkiye Turizmi?nde belirli bir noktaya getirilmek istenen Bolumuzda son yıllarda abonesi olduğum dere balıkçılığı konusunda maalesef bugüne kadar belirli adımlar atılmadı. İl Turizm Müdürlüğü?nce birkaç yıl önce yayınlanan ?Bolu'da Turizm Çeşitlemesi? adlı broşürde de dere balıkçılığı ile ilgili satırlar bulamazsınız. Oysa birkaç yıldan beri, her yıl üç-dört haftamın konusunu teşkil eden dere balıkçılığı, eğer üzerinde durulursa Bolumuzun turizm konularından biri haline gelebilir. Zira Bolumuzun neresine gidersek gidelim ormanlarımızın içinde şırıl şırıl akan derelerimiz ve bu derelerimizin içinde de lezzeti tadına doyulmaz balıklarımız var. Her yıl yaz geldiğinde kulağım, acaba beni ne zaman arayacaklar diye dere balıkçısı sevgili kardeşlerimin telefonlarını bekler durur. Bu yıl yağmurların sürekliliği dolayısıyla pek balığa çıkamadık. Sezonun ilk siftahını Seben Kuzgölcük Köyü?nde yaptığımızı iki hafta önce bu sutunlarda okuyucularımla paylaşmıştım. Yavaş yavaş sonbahar günlerine yaklaştığımız için artık balığa gidilmeyeceğini düşünerek karamsar bir havaya bürünmekte iken 29 Ağustos Pazartesi günü Adliye?de, ekibimizin elinden her türlü yemek menüsü gelen ve bu kabiliyetini eski yazılarımda sık sık dile getirdiğim aşçıbaşımız Adliye İdari İşler Müdürü Muzaffer Bulut kardeşimle ayak üstü laflaşırken beynimizde birer şimşek çaktı. Yarın tatildi. Protokol görevimizde artık bitmiş olduğundan Salı gününü değerlendirebilirdik. Muzaffer hemen ekibimizin değişmezleri Hasan Çetin Hoca ile, Sebati Çetin?i ve Mehmet İnce?yi aradı. Beş dakika içinde organizasyon tamamlanmıştı. Bu defa daha önceki yıllarda birkaç defa gittiğimiz Kabak- Karca Deresi?ne gidecektik. Daha öncede yazmıştım. Aladağlar?dan doğan bu deremiz kıvrıla kıvrıla takip ettiği yatağı nedeniyle geçtiği yerlerde o yere göre özel isimler alıyor. Mudurnu ve Seben taraflarına doğru nazlı nazlı akıyor. Bu defa gideceğimiz yer Kabak- Karca bölümünde. Dere, iki hafta önce gittiğimiz Kuzgölcük Köyü hudutlarını bitirdikten sonra Kabak?Karca?ya giriyor.

    Belki havanın güzelliği, belki günün tatil olması belki de bu yıl için son gitme ihtimalimiz karşısında Hasan Çetin, Sebati Çetin ve Mehmet İnce?den kurulu değişmez ekibimiz Yener Abilerine mahcup olmamak için yanlarına takviye almaktan da geri kalmamışlar. Balık ekibimiz altı kişiye çıkmış. Nurettin Yılmaz?la daha önce bir iki kez birlikte olmuştuk. Ancak Nejat Özkan ve Selahattin Çetin?le ilk defa birlikte olacağız. Yiyiciler ekibimizde aşağı yukarı aynı. SHP İl Başkanı Kemal Alemdar, Baromuzun seçkin avukatlarından Av. Şadi Yücel. Bu arada komşum Suat Ayhan?ın da kendine özgü olta balıkçılığı merakı nedeniyle misafirimiz olduğunu ifade edelim.

    Fevkalâde güzel bir havada gecenin geç saatlerine kadar devam eden o günkü serüvenimiz büyük bir başarı içinde, dostlukların ve arkadaşlıkların en yüksek seviyelere çıktığı bir ortamda başladı, devam etti ve bitti. İsterseniz bu güzel günün anısına bir fotoroman yayınlayalım. Ümit ediyorum ki bu fotoroman satırlarca yazıdan daha etkili olacak.

    Sualtı dalış timi son hazırlıklarını yapmış, komutanarının emrini bekliyor. Ayaktakiler: Solda Nejat Özkan ve Sebati Çetin. Yerdekiker: Önce, Nurettin Yılmaz, Arka sıra soldan Selahattin Çetin, Mehmet İnce ve Hasan Çetin.

    Sualtı dalış timi komutanları Kemal Alemdar?dan son direktifleri aldıktan sonra objektifime poz veriyor. Hasan Hoca, Mehmet ve Sebati birinci grup. Nurettin, Selahattin ve Nejat ikinci grup. Kemal Alemdar her bir grubun hedefini açıklıyor: Her gruptan 50?şer balık isterim.

    İkinci grup Mehmet İnce?yi de takviye alarak, derede elleriyle balık arıyorlar.

    Birinci grup, ağlarına topladıkları dere kuzularıyla zafer kazanmış komutanlar gibi beşuş çehreleriyle sudan çıkmak üzere.

    Hava ne kadar sıcak olursa olsun, su buz gibi. Dalıştan sonra mutlaka bir ateş yakıp, ısınmak gerekiyor.

    Sualtı dalış timi görev başındayken biz yiyiciler de yavaş yavaş görevimizi yapmaya başlıyoruz. Soldan: Şadi, Muzaffer, Ben ve Kemal. Muzaffer elindeki yengeçleri de sote yapabileceğini söylüyor.

    Aşçıbaşımız Muzaffer Bulut, güvecini yapmış gelen balıkları yavaş yavaş kızartmaya başlamış. Közde kızarttığı mısırlar da ayrı. Balıkların üzerine bir de nefis bulgur pilavı servisi yapıyor.

    İşte final. Yemeden içmeden kalan balıklar, diş kirası olarak katılanlara taksim ediliyor. Taksimde hiçbir torpil yok. Herkes aynı ölçülerde aynı sayıda balığı eve götürüyor.

    Dostlarımızın mutlu günleri bizimde mutluluğumuzdur


    Cuma akşamı Ankara?da İller Bankası Sosyal Tesis-leri?nde, CHP İl Başkanlığı?nda 6?ncı sıra halefim sevgili kardeşim Cahit Çıngı?nın oğlu Güney?in düğünündeyiz. Eski Valimiz Sayın Mehmet Ali Türker, masamızı onurlandırıyor. Düğüne katılanların çoğunun da yakınen gördükleri gibi Yener Abi?nin masası ziyaretçi rekorunu kırdı. Başta CHP eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, eski İstanbul Milletvekili Ethem Cankurtaran, Filiz Makarna eski Genel Müdürü Niyazi Kısacık, eski Sağlık Müdürümüz Dr. Osman Nacaroğlu, CHP Bolu Milletvekili Aday Adayımız Turan Bulut, CHP Mudurnu İlçe Başkanımız Osman Uslupat sırayla Yener Abilerini ziyaret lütfunda bulundular. Sayın Valimizin yanında Ahmet Özmen kardeşim görülüyor.
     

    Cumartesi akşamı İstanbul Park Orman?daki Meltem Kahya ve Ali Sarıkaya?nın düğünleri yağan korkunç yağmura rağmen büyük bir coşkuyla sürdü. Meltem, 40 yıllık dostumuz ve arkadaşımız Yüksel-Erkan Kahya?nın kızları. Bahçelievler Mahallesi?nden kapı karşı komşumuz. Damadımız Ali Sarıkaya?yla da Sıhri hısımlığımız var. Ali, eşim tarafından akrabamız. Yukarıda Bolulu davetlilerden bir grup görülüyoruz. Oturanlar soldan: Sevgili Dünürüm Süheyla Karsu, Kadriye Kaygusuz, Kızım Nur Karsu, Damadım Burak Karsu. Ayaktakiler soldan: Sevgili dünürüm Kazım Karsu, İbrahim Kaygusuz, Meltem ve Ali Sarıkaya, Biraderim - Oğlum - Cumhur, Eşim Aygün Bandakçıoğlu, Ben ve Levent Kaygusuz.

    Zaman zaman sütunumda dostlarımın çeşitli mutluluklarına yer veririm. İnsan bütün dost meclislerine katılmak istiyor. Ancak bazı haftalar buna imkan bulamıyoruz. Davet edenler sağ olsunlar, hafta sonları için çok sayıda davet alırım. Bu konudaki prensibime göre daha önce gelen davetler, öncelik alır. Hele hele davet sahibi daha önce beni bizzat ziyaret edip davetini yapmış ve benden de katılırım sözünü almışsa iki elim bir derede olsa bu sözümden dönmem. İşte bu bağlam içinde bu hafta Cuma akşamı Tempra?yı Ankara?ya, Cumartesi akşamı da İstanbul?a gazladık. Bu sabah -Pazar- Tempra yeniden Bolu'ya döndü ve sevgili kardeşlerim Özlem ve Önder Başaran?ın oğulları Devrim?in sünnet mevlidine beni yetiştirdi.

    Cuma akşam ki, Boluspor?un hasta taraftarı Hüseyin Cantürk -Tarabya Oteli eski başaşcısı- kardeşimin oğlu Bayram Cantürk?ün düğünü ile Cumartesi akşamki İsmail Hotakoğlu kardeşimin kızı Berna?nın düğününe yukarıdaki mazeretlerim nedeniyle katılamadım.

    Tüm genç evlileri, Devrim Başaran?ı ve tüm dostlarımı yürek dolusu sevgilerimle kutluyor. Yüce Allah?tan hepsine mutluluklar diliyorum.

    ?Yassak hemşehrim?stad çevresinde mevzi aldı

    Daha önceki yazılarıma konu, Adliye ve Askeri Gazino çevrelerinde kol gezen ?yassak hemşehrim?öyle görünüyor ki, mevzi değiştirmiş ve stad önüne taşınmış.

    Arabanı oraya park etme yassak, burdan geçme yassak. Neredeyse lanet edin de maça gelmeyin mesajı veriliyor. Sayın Vali?nin ve Sayın Emniyet Müdürü?nün, Sayın Başbakan?ın Bolu'ya teşrifleri dolayısıyla stadda bulunmamaları nedeniyle bu hafta bu konuyu işlemeyi etik olarak doğru bulmadığımdan şimdilik bu kadar!..

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak