Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

MEZHEPLER(1)

Yurdaer Kalaycı

    1 Ekim 2007

    Semavi din (gökle ilgili):

    tek tanrılı,

    aynı zamanda Hz İbrahim?in iki oğlundan gelen,

    peygamberlere nispet edilen,

    dinlere verilen genel isimdir.

    Bu Peygamberler şunlardır:

    [Hz,İsmail, İshak,

    Yakup, Yusuf,

    Eyyup, Şuayp,

    Musa, Harun,

    Zülküf, Davut,

    Süleyman, İlyas,

    Aylasa,Yunus,

    Zekeriya,Yahya,

    İsa, Muhammed

    İbrahim?den önce gelenler de;

    Adem, İdris,

    Nuh, Hud, Salih]

    ****

    İshak?ın soyundan, Musevilik, İsevilik (Hrıstiyanlık),

    İsmail?in soyundan, İslam dini doğdu.

    İbrahim (Abraham),

    ?Tevrat?ta asıl adı Avram? olana,

    verilen isimdir.

    Milletlerin babası demektir.

    Mekkeliler, İbrahim?in Dini?ne, sabilik derlerdi.

    Kur?an?da İbrahim?e Hanif denir.

    Hz peygamber?imize de,

    ?ilk vahy gelmeden önce?

    Hanif derlerdi.

    Hz peygamberimiz insanlık âlemine İslam dinini tebliğ etti.

    ****

    İslam dininde Sünni ve Şii olmak üzere iki ana mezhep vardır.

    Bu mezhepler de çeşitli açılardan kendi içinde alt-mezheplere sahiptir.

    Sünni kavramı,

    ?Hz. Muhammed?in sünnetini takip eden?

    anlamında kullanılmaktadır.

    Hz. Muhammet?in sünnetlerini takip ederlere Sünni denir.

    ****

    Şiilik (veya Şia),

    İslam?ın Sünnilikten sonra en yaygın ikinci mezhebidir.

    Bu mezhebin mensuplarına Şii denir.

    Şiiler Hz. Âliyi de peygamber kabul ederler.

    ?Şia? terimi ?takipçiler? veya ?izdeşler? anlamına gelmektedir.

    Sünni ve Şii kaynaklar bu terimin Hz Muhammed?in vefatından sonra kullanılmaya başlandığı konusunda hemfikirdirler.

    ****

    Eş?arilik:

    Ebul Hasan el Eşari (873-935) tarafından kuruldu.

    Gazali tarafından da benimsenen bir kelam okuludur.

    Eşari kelamı insan aklına,

    ?vahyi yorumlamakta? daha kısıtlı bir alan tanımaktadır.

    Vahyin gelmediği durumlarda,

    insanın sorumlu olamayacağı,

    ilkesini savunmaktadır.

    İnanç gibi, tüm ahlaki ilkelerin kaynağı da;

    Vahiy yolu ile gelen ayetler ile,

    Peygamberin ve sahabilerin uygulamalarıdır.

    ****

    Aklı Mutelize kadar önemsemez.

    Selefiye kadar da küçümsemez.

    Ebu Hasan Eş?ari?nin kurduğu bu öğreti,

    aklın hiçbir zaman gerçeğe ulaşamayacağını,

    kulların kayıtsız şartsız inanmakla,

     mutlu olabileceklerini ileri sürer.

    ****

    Eş?ariliğe göre:

    Doğal olaylar;

    *-?nedenleri bilinmeyen

    ve belki de asla bilinemeyecek olan,

    salt Tanrısal ilkenin ürünüdür?.

    *-Akıl, pek güçsüzdür.

    ****

    İmam Bakıllâni, Eb-ül-Maâli gibi,

     düşünürlerin yönetimi altında,

     gittikçe gelişen bu öğreti ,

    baskısını öylesine artırmış ve yayılmıştır ki:

    karşıt akımlara inananlar,

     xıı y.y?da batıya geçerek,

    Endülüs Arapları arasında,

    yaşamak zorunda kalmışlardı.

    ****

    Eş?ariliğin en büyük tenkitçilerinden birisi de,

    ünlü filozof İbn?i Rüşt?dür (aydınlanmacı düşüncenin başlatıcısı).

    ****

    Maturidilik :

    Ebu Mansur Maturidi (ö.944) tarafından kuruldu.

    Orta Asya?daki Türk toplulukları tarafından,

    kabul edilinceye kadar,

    azınlıkta kalan bir itikadi mezheptir.

    Türkiye?deki ?Selçuklu

     ve Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan?,

    Türklerin büyük bir kısmı,

    Sünniliğin bu itikati mezhebine bağlıdır.

    ****

    Ayrıca Şafi, Maliki ve Hanbeli fıkıh okulları,

    Eşari itikadi mezhebine bağlıyken,

    Hanefi fıkıh okulunun izdeşleri,

    Maturidi itikadi mezhebine bağlıdırlar.

    ****

    Maturidilik Tanrı?nın varolduğu bilgisine,

    akıl yürütmeyle ulaşılabileceğini savunur

    Sünniler günümüzde inanç açısından,

    Maturidilik ya da Eş?arilik mezhebine bağlıdırlar.

    ****

    Fıkhi açıdan da ?bağlılık sayısına göre?,

    Sırayla:

    Hanefi,

    Şafi,

    Maliki,

    ya da Hanbeli mezheplerine bağlıdırlar.

    ****

    Şiiliğin günümüzde bağlı olduğu,

    en büyük fırka İmamiye (Caferiye)dir.

    Bunun dışında sayıları az olmakla birlikte,

    Zeydiyye ve İsmailiyye fırkaları da günümüze ulaşmıştır.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak