BolununSesi; Halkın Gazetesi

'Nazlı' bir maç

Yener Bandakçıoğlu

'Nazlı' bir maç
    5 Mart 2018

            'Nazlı' bir maç
              Boluspor'un kuruluşundan bu yana oynadığı maçların içinde Boluspor- Ankaragücü maçlarının bir başka önemi vardır. Hafta sonundna oynadığımız Ankaragücü maçımız da bu tnımlamaya göre çok önemli bir maçımızdı. Havanın elverişsiz olmasına, yağmurunda zaman zaman şiddetini artırmasına rağmen, o eski rekabetin sağladığı hava içinde bir güzel maç seyrettik. 
            Ankaragücü bilindiği gibi Boluspor'un bence kardeş takımlarından biridir. Her ne kadar yıllarca önce zamanın Cunta Lideri Merhum Kenan Evren'in özel çabalarını arkasına alarak Türkiye Kupası'nı hiç de sportmenliğe yakışmayan bir biçimde Boluspor'un hakkını yiyerek elimizden almıştı. Kupa finali öncesi, cuntanın uydusu durumunda olan Futbol Federasyonu tarafından alel acele bir yönetmelik değişikliği yapılmış, “Türkiye Kupası'nı kazanan takım hangi ligde oynarsa oynasın, 1. Lige çıkar” hükmü konulmuştu. Bu tarihi maç yıllarca Türk spor kamuoyunun gündeminde kalmaya devam etmiş ve asıl tahribatını da herkesten çok benim üzerimde göstermişti. Nasıl göstermesin ki, daha önceki yazılarımda ve konuşmalarımda birkaç kez ifade ettiğim gibi, Boluspor için yüzyılda bir gelecek, belki de hiç gelmeyecek bir başarı, askeri cuntanın dalavereleriyle gasp edilmişti.  
           Bu itibarla Ankaragücü'nün bu yıl oldukça başarılı bir performans çizmesi nedeniyle, Boluspor- Ankaragücü maçı da özel bir önem kazanmıştı. Havanın elverişsizliğuine ve de arada bir sağanak yağmur yağmasına rağmen, stadyumun önü, büyük maçlarda gördüğümüz bir yoğunluk içindeydi. Birçok resmi ve özel vasıta stadyumun önünü doldurmuştu. Hava durumu dolayısıyla maça biraz geç gittim. Samimi olarak söylemek gerekirse, stada girişim biraz zor oldu. Ancak beni eskiden beri tanıyan bazı polis memurlarımızın yardımı ile zar zor arabamı içeriye alabildim. Girişimden itibaren maçın bir hayli heyecanlı geçeceği anlaşılıyordu. Hem arabamı trafik polislerimizin gösterdiği yere çekerken, hem de 30-40 yıl gerilere gidiyordum. Vay Ankaragücü vay ! Hiç de layık olmadığı bir şekilde, Cunta idaresinin kendisine altın tepsi ile sunduğu Türkiye Kupası Şampiyonluğunu Ankara'ya götürüp üstüne üstlük cunta liderinin elinden alma densizliğini göstermişti. “Türkiye Kupası aslında Boluspor'un hakkıydı. Ben de Boluspor'un o zamanki Başkanı olarak böyle bir şerefe nail olacaktım. Çünkü Ankara'daki maç 2-1 Ankaragücü'nün galibiyeti son bulmuş, Bolu'daki muhtemel 1-0'lık galibiyetimiz bizi bu kupaya taşıyacaktı. O gün Bolu Atatürk Stadyumu tarihi günlerinden birini yaşamıştı. Stad tıka basa dolmuş, herkes büyük bir heyecanla maç saatini bekliyordu. Nefeslerin tutulduğu bir sırada maç başladı. Sahadaki görünüm Boluspor'un Anakaragücü'nü yenerek kupanın sahibi olacağını gösteriyordu. Ancak arzuladığımız golü bir türlü bulamıyorduk. Maçın 85'inci dakikasında Minas'ın 40 metreden attığı mükemmel golü, zamanın en meşhur hakemlerinden, ancak maç öncesi kulağının büküldüğünü her düdüğünde belli eden Sadık Deda bu golümüzü saymadı. TRT'de golsüz biten maçtan sonra, sayılmayan golümüzü hiçbir şekilde gündeme getirmeyerek, cuntanın dalaveresine ortak oldu.  
          Şimdi şunu söylemek isterim, Boluspor gibi küçük bir takım Türkiye Kupası'nı kazanıyor ve ülkemizi Avrupa'da temsil ediyor. Böyle bir şeref ne zaman nasip olur. Maçtan önceki konuşmamda da belirttiğim gibi, bu şeref yüzyılda bir ya gelir ya gelmez. Merhum Kenan Evren böylece Ankaragücü'nü himaye ederken, Anadolu'nun temiz ve kendi dar imkanlarıyla ayakta kalma mücadelesi verirken bile 1 ligde üç büyüklere kök söktüren Boluspor'un hakkını yemiş oldu. 
          Bu konu yıllardan beri aktüalitesini hiç kaybetmez. Her sene birşeyler yazılır çizilir. Ancak biz tam bu konu bitti derken, bakıyoruz Ankaragücü taraftarları Bolu'ya akın ediyorlar. Kardeşim ne işiniz var Bolu'da ? Sizin şimdi bir “Kenan Evren Paşanız” yok. Biz yine de büyüklüğümüzü gösterelim, Ankaragücü'ne bileğinin hakkı ile başarılı olmasını dileyelim. 
          İşte bu şartlar altında şeref tribünündeki yerimize oturduğumuzda arkalarından Sayın Milletvekilimiz Tanju Özcan'ın yanında bir hanımefendinin oturduğunu görüyorum. Son günlerde Valiler Kararnamesi ile ilgili haberler çıktığı için Bolu'ya yeni tayin olan bir vali sanarak, çok çalışkan Gençlik Spor Müdürü Şahin Ertem'e bu hanımefendinin kim olduğunu soruyorum. (Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka) 
           Aylin Hanım oldukça meşhur milletvekillerimizden biri. Partimizden ihraç edilmiş, buna rağmen parti bağlarını hiçbir zaman koparmamış bir hanımefendi. Devre arasında merdivenlerden çıkıp protokol odasına gitmekte iken, Sayın Nazlıaka'nın önünü kesip kendimi tanıtıyorum. O arada güzel bir diyalog yaşanıyor. Aslında Sayın Milletvekilimiz ile Beni Tanju Özcan'ın tanıştırması gerekirdi diye düşünüyorum. 
          Neyse böylece meclisin en çalışkan milletvekillerinden biri olan Sayın Nazlıaka ile tanışmış oluyorum. En samimi dileğim Sayın Nazlıaka'nın hakkındaki ihraç kararının kaldırılmasını temenni ediyorum.    
                                                                  Yener Bandakçıoğlu    
     

    • Macit5 Mart 2018 . 22:57

      Tanıştırırsam ilgiyi kaybederim diye korkmuştur. Hoş ogünleride bilmez ya.

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

     

    Yazarın diğer yazıları

    GÜNÜN SÖZÜ

    Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak