Basın Konseyi dışında, hiçbir gasteci cemiyetine üye değiliz

Kırmızı çizgili pijama     

Kırmızı çizgili pijama     
    4 Nisan 2021

         

         KIRMIZI ÇİZGİLİ PİJAMA 

         Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye’de olduğu gibi Bolu’da da “yayalar kırmızı çizgimiz” etkinliği düzenlendi. İçişleri Bakanlığı’nca düzenlenen ve trafikte yayalara geçiş önceliği verilmesi temelinde gerçekleşen bu kampanya ya da uygulama çerçevesinde yaya geçitlerine kırmızı çizgi çekildi ve trafiğe yaya ya da araç sürücüsü olarak katılan bireyler için farkındalık yaratılmaya çalışıldı. 

          Sürücüler açısından, kesilen cezalar çerçevesinde bu farkındalık büyük oranda oluştu zannederim. Zira bu uygulama kanımca Türkiye’de ilk kez eski valilerimizden Sayın Ahmet Zahteroğulları öncülüğünde Bolu’da gerçekleştirilen "Önce Yaya" adlı uygulamaydı. Uygulama öncesinde de yayalara her daim öncelik veren, hatta bazen eşi tarafından “çok oluyorsun” şeklinde yadırganan bendeniz, 245 TL yayaya yol vermeme cezasına çarptırılmış ve farkındalığım an itibarı ile fazlasıyla artmıştı! Şaka bir yana aslında bu uygulamanın önemi sadece sürücüleri değil, yayaları da kapsıyor diye düşünüyorum. Her ne kadar sadece sürücülerin sorumluluğu varmış gibi algılansa da, yayaların da kendilerine tanınan bu öncelik hakkını, doğru kullanmaları hayati derecede önem arz etmekte. Trafikte her zaman sürücü olarak bulunmuyoruz; yaya olduğumuz anlarda bir empati duygusu içerisinde daha hızlı hareket ederim kendi adıma. Yani “yaya geçidinden şöyle salına salına geçmek dururken niye koşturuyorsun birader?!” diyenler de oluyordur elbette. Dedim ya, empati, yani karşısındaki gibi düşünebilme yetisi. Bazen de kararsızlarla karşılaşıyoruz: Geçsem mi geçmesem mi kararsızlığındaki bireylerin varlığı sonucu uzayan bekleme süreleri…  

          Gerçi ben de nelerden bahsediyorum böyle? Ambulansa, itfaiyeye bile öncelik verme konusunda sıkıntı yaşanıyor zaman zaman. Kimseyi suçlamak istemem elbette ama eğitim sistemimizde empati dersleri de olmalı bence, siz ne dersiniz? Çağdaş toplumların sosyal ve kültürel düzlemde başarılı olmalarının temelinde yatan ana duygu bu kanımca. Çoğu kişiden duymuşluğunuz vardır, bir de benden duyun diye söyleyeyim: “Almanya’da kaldırımda yürürken yanlışlıkla da olsa trafiğin aktığı yola ayağını koyarsan tüm trafik duruyor. Hatta bak aynen şöyle” diyerek yanındaki yurdum insanına trafiği durdurma şovu yapan gurbetçilerin varlığı bize şunu gösteriyor bence: İnsanımız her nerede yaşıyor olursa olsun genetik kodlarına işlenmiş davranışları hayata geçiriyor. Yoksa başka hangi memleketin insanı otobanda düğün konvoyu düzenleyip trafiği durdurma pahasına Erik Dalı eşliğinde göbek atar ki?! 

          Uzun sözün kısası yayalar kırmızı çizgimiz kampanyası ya da etkinliği toplumumuzca özümsenmiştir diye umut ediyorum. Gerçi sıklıkla kullandığımız birçok kavram gibi bu kırmızı çizgi çekmenin de içinin boşaltılmış olduğunu düşünmekteyim. Bir markanın şalgam suyu reklamında bile “şalgam suyu kırmızı çizgimiz” sloganı, hem de hemşehrimiz olan Mehmet Şef tarafından kullanılmaktayken…  

            Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum değerli okurlar.  

           Tansel Karakaya

    Yorum yazın

    İsim (Gerekli)
    Yorumunuz (Gerekli)

    Sayfada yer alan yorumlar kişiye ait görüşlerdir. Yapılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu değildir.

    GÜNÜN SÖZÜ

    Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.

    SON YORUMLAR
    Sağlık İlaç Gıda Takviyesi Siyah Sarımsak