Bir Yemek Yarışması ve Tartışmaları! 

        Programı izlemedim. Sosyal Medya tartışmalarını takip ediyorum. Bolu’yu da 2005’ten beri hiç görmedim... Ama köküm orası, bağım, büyüklerim, arkadaşlarım var... Ölümüz dirimiz... 
        Değişim! Her yerde... Bolu’da üniversite var. Hiç mi yayınlanabilir bir çalışma yapılmıyor? Akademik anlamda, ama halka ulaşabilir bir dilde... Yoksa yapılıyor da kendi akademik sınırlar içinde mi kalıyor bilmiyorum. Tarihçesi, tarifleri, malzemeleri ile... Üretici yerel halka, çok faydası dokunur...

        Ejder Meyveli, avokadolu, Amerikan Cevizli (Pecan), vb... değil de neden “Paşa Pilavı” yaptığımızı, etli mantının üzerine konan keşin ve cevizin yararlarını, Bolu tarhanasının,  Kıbrıscık pirincinin, dağ fındığının, alıçın, dağ çileğinin, Seben elmasının, söbelen ve kanlıca mantarlarının zengin besin değerlerini, özelliklerini ve farklılıklarını anlatan...

        Mudurnu peyniri farklıdır, Mengen peyniri farklı. Bolu sadece merkeziyle değil, ilçe ve köyleriyle de çok zengin bir yöre. Daha ilkokulda öğretilirdi nerede, ne yetişiyor diye... Yemek sadece malzeme bulup yapmak değil ki, o yöreye ait yetişenlerle yemek yapmak ve yemek...

          Eskiden, insanlar bizim gibi marketten değil bahçelerinde, tarlalarında ne varsa onunla karınlarını doyururlarmış... Volkanik gölleri ile zenginleşen bu topraklarda neden sadece “turizm” odaklı bir yaklaşım var anlamadım.  Önce doğrunun temeli atılırsa, turizm ve akabinde para da gelir. Doğru temel, temeli korur, kalıcı olur... Bu yazdıklarım siyasi değil, millidir.

        Son olarak üniversite de, çok sevdiğim bir hocam hep derdi, “Popüler kültürde yapılan, reklamlarım iyisi de olur, kötüsü de... Kötü reklam, algıyı sıradanlaştırır ve anlıktır. İyi reklam ise; algıyı açar, öğrenme isteği doğurur ve kalıcıdır.” Kalıcı ve algı açıcı olmalıdır Bolu’nun reklamı. Günübirlik değil’ 

      Gökden Alpman Mattthews